Giriş
(8)

saat hakkında

sweetoffice
2-3 ay önce hediye gelmiş bir saat var, pek kullanacağım bir model değil; bunu nerede satabilirim sizce ? (konum: ankara) faturası filan mevcut
2-3 ay önce hediye gelmiş bir saat var, pek kullanacağım bir model değil; bunu nerede satabilirim sizce ? (konum: ankara) faturası filan mevcut
0
sweetoffice
(12 saat)
Eğer çok pahalı saatlerdense garantisi olan yetkili satış noktalarına gidip sorabilirsiniz ama satmak istediğinizde sanırım hediyeyi alacak kişiyi arayacaklar (filanca geldi saati satıyor haberiniz var mı diye).
0
titanic kemancısı
(12 saat)
forum.saatforumu.com

buradan satabilirsiniz.
0
ruhlardan esinlenen karga
(12 saat)
@titanic kemancısı , yok hocam pahalı saatlerden değil, gayet normak sıradan saatlerden
0
🌸sweetoffice
(12 saat)
ölücü diyarı letgo, sahibinden ve forum donanımhaber
0
koela
(12 saat)
ekşiduyuru
0
yap desem yapmazsin he
(12 saat)
Buraya koysaydın belki biz alırdık beğnirsek
0
olaylar olaylar
(8 saat)
markasını modelini yazarsan daha kolay yardım bulabilirsin. mesela moda markası saati ise pek para etmez.
0
lancelot du lac
(7 saat)
Ankara’da antika pazarları var. Koru metro durağı çıkışına 5dk mesafede kuruluyor ara ara. Ben ordan çok saate baktım ( almak için) koleksiyonerler ya da alım satım yapanlar tezgah açıyorlar. Onlara sorup satabilirsiniz. Bir adam benim kolumdaki SEİKO 5’e göz dikip satmayı düşünür müsün demişti
0
Nerdian
(7 saat)
(6)

Aracıma taksi çarptı

messina123
Aracıma taksi çarptı. Taksici elinde telefonla görüntülü konuşuyordu bana çarptığında. Yasal olarak yapabileceğim bir şey var mı? Fiziksel olarak görünürde 1 tane çizik var ama elemana aşırı kuruldum. Özür dilemek bir yana kameram var demesem camı bile açmayıp gidecekti.https://x.com/mertkwk/status/
Aracıma taksi çarptı. Taksici elinde telefonla görüntülü konuşuyordu bana çarptığında. Yasal olarak yapabileceğim bir şey var mı? Fiziksel olarak görünürde 1 tane çizik var ama elemana aşırı kuruldum. Özür dilemek bir yana kameram var demesem camı bile açmayıp gidecekti.

x.com
0
messina123
(14.11.25)
Böyle şeyler hele ki istanbul trafiğinde gayet olağan ya çok da takma bence.

Ben de 3 gün önce koca mercedes'i arkadan gümlettim telefonla oynarken :)

indik baktık bir hasar yoktu tokalaşıp devam ettik.
-12
msb
(14.11.25)
ankara'da benzer bir şey yaşadım geçen sene, taksici ile. özürü geçtim üstüne bir de küfür etti. polis ile falan uğraşasım gelmediğinden orman kanunları ile çözmek zorunda kaldım.
+2
hold the door
(14.11.25)
bunda bir şey yok ya.
taksici belki gerçekten farketmedi bile.
çizik önceden vardır belki.
taksici vurdu kaçtı diye ayar olmuşsunuz ama vurmalık vurmalık bir durum yok. kaçtı diyebilirsiniz belki.

taksicinin sorumsuzluğu insanı çileden çıkarıyor tabi, sinirlenmekte haklısınız ama uğraşmaya değecek bir şey değil.
+3
biseysorcaktim
(14.11.25)
bisey yok yaw oynat devam.
nezaketen ozur dilese iyi olurmus o kadar.
+3
cooperr
(14.11.25)
Bunda bir şey yok . Çok düşünmeyin.
+2
diyecevaplandı
(14.11.25)
Ben dururken arkamdaki bundan daha sert bir şekilde telefona bakmaktan bana çarptı; dörtlüyü yakıp araçtan inmesem “bişey yok ki” modunda takılacaktı. Mecbur inip özür diledi ben de ok dedim yolumuza devam ettik; hasar yoktu zaten ama çarpıp gidene de hiçbir şey olmadı diye ses etmeyecek değilim elbette.
Sizin durumunuzda da bence taksici alkollü bile olabilir çünkü defalarca kornaya basmanıza rağmen kaydırıyor, bana normal gelmedi. Ben ne olursa olsun karşı tarafın ehliyetinin fotoğrafını çekiyorum hemen. Şu saatten sonra bir şey yapmaya gerek yok ama bir dahakine nolur nolmaz mutlaka ehliyet fotoğrafını çekin kafanıza yatmazsa olay yerinden ayrılmayıp trafik polisini arayın.
+1
titanic kemancısı
(15.11.25)
(12)

Trafikte Kaynak Nasıl Engellenir?

eisberg
2 şeritlik bir yolsa artık 1 hatta bazen 2 şerit de kaynak sırası oluyor. Bu nasıl engellenebilir sizce?
2 şeritlik bir yolsa artık 1 hatta bazen 2 şerit de kaynak sırası oluyor. Bu nasıl engellenebilir sizce?
+1
eisberg
(31.10.25)
Engellemek zorunda mısın?

Üstün ve çevik sürüş tekniklerini konuşturucan, anca öyle. Ben şahsen böyle yollarda yol şeridinin üzerine basarak ilerliyorum. Bizim eve giden köy yolu bir gidiş bir geliş, hem virajlı hem engebeli arazi, çok sayıda hatalı riskli sollama suretiyle ölüm tehlikesi atlattım. Sollamaları da şeride olabildiğince yapışarak engelliyorum. Geçirmiyorum.
-14
muhayyer divan
(31.10.25)
@muhayyer divan
Bireysel olarak nasıl önüme kaynak yapmalarını engellerim diye sormuyor ki. Engellemek zorunda mısın ne demek onu da anlamadım. Böyle bir trafik ahlaksızlığını engellemeyi istemekte ne var ki?

Soruya cevap: Geçen gün bir ilde kaynak yapanlar drone ile tespit edilip tek tek ceza yazılmıştı. Bu bile yeterli olmaz aslında ama bu tip kaynağın yoğun olduğu yol ayrımlarına özel önlem alınabilir. Ama yatırım gerekeceği için (kamera vs.) o işe girmiyorlardır.

Örneğin akşam iş çıkışı saatinde Avrasya tüneli girişinde EDS otosu duruyor. Offset ihlali yapanları tespit edip ceza kesiyor. Cezası çok olsa bence kesin etkisi olur.

Google'dan baktım offset ihlali cezası 2.167 TL. Erken ödemeyle 1.625 TL'ye düşüyor. Bu cezayı 15-20 bin TL bandına çeksen mesela kimse cesaret etmez. Bir anda düzelecek bir şey değil tabii. Zamanla düzelir. Ama önce cezaları değiştirmek lazım.
+1
himmet dayi
(31.10.25)
@muhayyer divan

hocam onu sormuyorum @himmet dayı'nın dediği gibi. Kaldı ki 2 şerit bir yol düşün, sen sıraya giriyorsun ve sırada vakit geçiriyorsun kaynak yapan kişi hiç beklemeden gelip senin önüne geçiyor sen ona yol vermesen bile sıraya girip ondan önce kaynak yapanlardan dolayı vakit kaybediyorsun. bir de ölüm tehlikesi falan demişsin, oldu olacak camdan silah sarkıtalım :)
0
🌸eisberg
(31.10.25)
Her araca kamera zorunluluğu getirilirse ve kayıtlar ceza yazmada delil olarak kullanılırsa online sistem üzerinden tüm trafik ihlalleri büyük oranda engellenir diye düşünüyorum.

Aksi takdirde istediğiniz kadar işaret, uyarıcı levha vesaire koyun uymayacaklar.
+1
emcekare olmadi einstein olsun bari
(31.10.25)
ondeki aracin tamponuna yapisman lazim malesef, baska yolu yok.
ondekine bindirmemek icin de tetikte olman lazim.

bu kaynak isi benim trafikte en sinir oldugum olaylardan biri. %90 kaynaga izin vermiyorum, zira bu bekleyen herkesi salak, ktek akilli kendisini gorenlerin yaptigi bir aktivite.

istisnalar: bariz acemi ise yer veriyorum, bazilarinin arka tamponunda acemi surucu cikartmasi oluyor. ya da arac baska sehir plakaliysa birda tek seride dustugunu bilmiyor olabilir derim veririm. ya da seridin bittigi yere kadar beklemeden, guzelce sinyalini verirse yine yer acarim.
+1
cooperr
(31.10.25)
Açıkcası o anki yol durumuna bağlı olarak bazen kaynak olarak algınan şey; aslında tam anlamıyla kaynak olmuyor. Zaten muhtemelen siz de bu ayrımı yapıyorsunuzdur yolun gidişatına bakarak; örneğin bir sapaktan alt yola ya da üst yola çıktınız en sağa ya da en sola geçmek zorundasınız, o ara bağlantı da çok kısa ve trafik sıkışık. Haliyle siz kuyruğun başında zaten yola çıktınız ve o arada bağlanmaya çalışıyorsunuz fakat sıra 1 km geride bu durumdakilere mecbur yol veriyorum ben. 2 yol da çok sıkışıksa bir ordan bir burdan mecbur açıkcası İstanbul’daki sürücüler bence bu sıkışık trafikte çok iyi pozisyon alıyorlar ve genel olarak insanlar zor durumda kalınca cidden yol veriyorlar, ben de veriyorum gözüküyor çünkü. Ancak ta arkadan gelip en öne kaynamaya çalışıyorsa biraz geniş alıp geçirmiyorum sürtmesin diye mecbur bekliyor. Tek şerit yolda kırmızı ışıkta kamyon sağdan beni sıkıştırdı ; ben de sağına önüne kırdım bekleme pozisyonundayken engel olmasam kasası kesin sürtecek çünkü çok dengesiz adam var.

Genel olarak nasıl engellenebilir derseniz de ön arka kamera ile kaynak yaptığı ispatlıysa yoğun korna sonrası o adam gelip sataşacak sonra sosyal medya ifşası ve ceza sistemi ile ancak bir yaptırımı oluyor yoksa bireysel şikayetlere işlem yapmıyorlar. Bu da çektiğiniz strese değmez bence.
+1
titanic kemancısı
(31.10.25)
@eisberg ve @ himmet dayi

2 şeritli yolda sadece bir gidiş bir geliş varken kaynak nasıl yapılıyor açıklar mısınız? Kaynak deyince benim aklıma Eskişehir Yolu'nda Yaşamkent kavşağında yaklaşırken oluşan çift şeritli zincirleme kalabalığa soldan zorla girmeye çalışanlar geliyor. Bunu tek gidiş tek gelişte kim nasıl yapabiliyor bi açıklar mısınız, amma bağırmışsınız yahu.
-3
muhayyer divan
(31.10.25)
%100 kaynak yaparım. Kaynaksız bir günüm yoktur. Varsa trafik yok demektir :)

Çatala son girişte yapmıyorum mümkünse. Artık herkes elinde telefonla araba kullandığı için araçların arasında büyük boşluklar oluyor. Biri gidince diğerinin takip etmesi zaman alıyor. O araya çok güzel girerim. Tampon tampona gitmen lazım ama sen yol vermezsen arkandaki verir ya da telefonuna bakarken kaçırır.
-10
gabe h coud
(31.10.25)
Bir de şu var. Kaynak yapan kişinin önüne kaynak yapınca laf edemiyor. En kolay kaynak yöntemi budur. Göstere göstere sokarsın arabayı, hiç bir şey diyemez :)
+1
gabe h coud
(31.10.25)
Korna çalmak. Kaynak yapan araç önüme kırmaya başlayınca aralıklı kornaya basıyorum. Genelde devam etmiyorlar, arkamdaki uğraşıyor.

Bazısı inat ediyor, bu sefer kornayadurmaksızın basıyorum, en az 15 saniyede gibi. Sağdan geçip engellemeye çalışıyorum. %90 işe yarıyor.

Önüme geçtiyse de, uzun süre selektör yapıyorum, ara ara kornaya basıyorum.

Yine kimisi ne halt yediğinin farkında, elini çıkarıp el ediyor.

Kornaya basmak genel olarak herkesin ilgisini oraya çekiyor, buradan da bi topum baskısı oluyor gibi gibi…
0
substituent
(31.10.25)
sizin bireysel olarak yapacağınız ancak didişmek olabilir.

kamera koymak, drone uçurmak, polis arabası dikmek, ceza yazmak falan çok lüks eylemler. keşke olsa ama hangi kavşağı kontrol edip hangi bitine ceza keseceksin.

çare delinatör. delinatör nedir? işte budur: static.ticimax.cloud

sıranın başının olması gereken yere kadar ofsetli alana ve dönüş şeridinin çizgisine döşüyorsun, delinatörlü yeri kaçıran istese de giremiyor. esnek malzeme olduğu için çok azimliler üstünden geçip kıra döke geçiyor. işte ona da o zaman kamu malına zarar vermekten 200.000 lira tazminatı yapıştıracaksın, öğrenecek delinatörü kırmamayı.
0
kibritsuyu
(01.11.25)
Devlet yönetmeliği değiştirip kaynak konusunu ekleyecek. Sonra da en çok kaynak yapılan ve kaynak olduğu için trafik oluşan yerlere mobese dikip ağır ceza yazacak. Bir de sarı kutu uygulamasında ciddi cezalar yazılması lazım. Kırmızı yanmak üzereyken, trafik tıkalı olduğu halde kendini ışığın diğer tarafına atmış olmak için burada durup diğer şeritlerin önünü tıkayanlar var. Bu arada bazı kavşakların ve kesişim yerlerinin de yeniden düzenlenmesi lazım. Tabii bir de park yeri sorunu.

Şunları halletseler trafik %80 azalır. Öyle imkansız bir şey de değil. Kalanı da kalabalık ya da şehrin coğrafi yapısı kaynaklı artık yapacak bir şey yok.
0
nawar
(01.11.25)
(15)

ailesel mevzular

melodi
biraz uzun oldu kusura bakmayın babam bi süre önce zor bi hastalık geçirdi. şeker-tansiyon problemleriyle geçiyor günlerimiz. doktor alkol-sigara-tereyağ asla, şeker-tuz-çay gibi ürünlerde de kısıtlama getirdi. ilk zamanlar çok dikkat ediyorlardı artık iyileşiyor diye adım adım gevşetiyorlar. ben ra
biraz uzun oldu kusura bakmayın

babam bi süre önce zor bi hastalık geçirdi. şeker-tansiyon problemleriyle geçiyor günlerimiz. doktor alkol-sigara-tereyağ asla, şeker-tuz-çay gibi ürünlerde de kısıtlama getirdi. ilk zamanlar çok dikkat ediyorlardı artık iyileşiyor diye adım adım gevşetiyorlar.

ben rahatsızlığında 3 ay kendi evime gitmedim sabaha kadar nefesini dinledim. abimin eşi de o 3 ayda bi kere bile eve gelmedi. neyse şimdi o pıhtı mevzusundan beri sürekli babama “melodi görmesin al ye, al çay iç” , melodi izin verirse bi bira içsin canım nolucak modunda. bu 2 senede birden fazla defa kötü olmayalım diye ima ettim, ben sanki yasaklıyormuş gibi davranmayın vs diye. ama artık iş öyle bi yere geldi ki ben sanki evin çocuğu benim arkamdan iş çeviriyorlar.

neyse bugün yine uyumaya girdim ama duyuyorum 9 gibi yemek söylediler eve(ki babam 7de yemek yemişti. babama da yedirdi zorla(o da zaten yemek istiyor işine geliyor onun) sonra yemek işleri bitti salona gittim daha birşey demeden iyi ki yarım saat önce gelmedin yoksa yine kızardın dedi. benimde tepem attı. bu konu biraz daha uzarsa kalbini kırıcam, ben kendim için istemiyorum onun sağlığı. iyilik değil kötülükten yapıyorsun falan dedim. 3 ay ben onun nefesini dinledim bi kere bile eve gelmedin bırakta ben dert edeyim babamın sağlığını dedim. sonrası kıyamet abim bana bağırdı annem-babam falan. gereksiz birşey mi yapmışım?
kendi eşim de dahil ben onların aile işlerine karışmıyorsam onlarda duracakları yeri bilecekler hala aynı şeyi düşünüyorum.

kendimi o kadar rahatlamış hissediyorum ki size anlatamam.
+1
melodi
(29.10.25)
Hani küçük çocukları annen geliyor baban geliyor sana kızacak diye korkuturlar senin durum da öyle olmuş, etrafındakiler sorumluluk paylaşmak istemediği için sorumluluğu senin korkuna yükleyip kenara çekilmişler

Çıkışın biraz sert olmuş fakat etrafındakiler senin üzerindeki manevi yük ve sorumluluğun farkında değil, uygun bir zamanda anlat bunu onlara da
+1
grimavi
(29.10.25)
Zor zamanlarda 3 ay gelmeyip geldiğinde de babanızın sağlığı için yaptıklarınızın tersini yapması hiç doğru değil.
Yengede truva atı mı desem yoksa virüs mü bilmiyorum ama ona benzer huy sezinledim. Öyle ya "içeri girdiğinde" ne olduğu belli oluyor.
Evdekiler sizin gördüklerinizi nasıl göremiyor, onun yaptıklarına karşı neden biraz olsun temkinli olamıyorlar? Bunu anlaması zor.
Söz konusu yeme içme olduğunda, genel olarak toplumda dizlerin bağı çözülüyor. Doktorun yasakladıkları daha bir cazip görünmeye başlıyor.

Maddi varlık durumunuzu bilmem ama babanızdan sonra miras konularında biraz daha gerçek yüzü görünecektir.
Sizin söyledikleriniz tam da uygun zamanda taşı yerine oturtmak olmuş. Başka bir zamanda yaşanacak gerilimde (2. raund için ) söyleyeceklerinizi şimdiden not alın. Zamanı geldiğinde de yine herkesin gözü önünde eleştirinizi yapın ama ses yükseltmeden, daha sakin bir şekilde.
Herkes birbirinin ne mal olduğunu , yapılan yanlışları bilmeli.
0
diyecevaplandı
(29.10.25)
Sizin babanızla ilgili sorumluluklarda muhatabınz yengeniz değil ki, abiniz ve babanız. Muhtemelen abiyle çatışma yaşamayı göze alamadığınız için yengeye bilenmişsiniz ama yanlış kişiye fatura çıkarıyorsunuz. Abiniz dur diyecek sınır aşımı varsa ki anladığım kadarıyla o veya ailenin diğer üyeleri herhangi bir rahatsızlık duymuyor.

Babanız için endişelenmeniz, sağlıklı kalabilsin diye emek vermeniz çok doğru bir hareket ama en nihayetinde babanız da koskoca bir yetişkin, çocuk değil. Kimse bir yetişkine "zorla" (o da içten içe istese bile) yemek yediremez.

Ezcümle, onların hataları var evet ama sizin de tepkiniz hem yanlış kişiye, hem de fazla olmuş. Ayrıca bu gibi durumlarda çatışma yaşamanın kimseye faydası olmaz. Belli ki yorulmuşsunuz, bunu onlara daha sakin anlatmalısınız. Çoğu şeyi üstlenmeye meyilli biriyseniz farkında dahi olmayabilirler.
+2
Phoebe
(29.10.25)
Phobe +1 demeye geldim
0
basond
(29.10.25)
Benim babam da şeker hastası. Gözü kararıp bayılmışlığı bile var sokak ortasında. Her neyse ben katı davranırım. Mesela evde baklava servis edilirken onun önündekini ben alıp çekince “Bırak, yesin. Az yesin, gözü kalmasın.” deyip dururlar. Ben kızınca babam darılır yemez. Bir şey yapınca da benden habersiz yaparlar ki ben kızmayayım diye.

Şimdi sorun anne babada değil. Sorun çevredekilerin ciddiyetinin farkında olmaması ve yaptıklarıyla kendilerini iyi, seni kötü göstermesi. Çünkü “bir dilim baklavadan bir şey olmaz” anlayışıyla onlar merhametli, sen izin vermeyince kötü kalpli filan oluyorsun ama bir dilim baklava, şeker hastasına her şeyi yapar. Senin de durumun böyle. Çevredekilerin sözde merhameti aslında anlayışsızlık ve cehalettir. Ama toplum tarafından bazı duygular o kadar yanlış biliniyor ki…

Mesela senden gizlemeleri alttan alta seni de kötü gösteriyor bilinçli yapılmasa bile. Sen negatif bir uyarıcı oluyorsun. Nereden baksan sorunlu bir şey. Bir şey olunca da “ben demiştim” dersen bu da senin üste çıkmaya çalışmanı ve ailenin sağlığından çok kendi haklılığını sürekli vurguladığını gösterecektir.
+1
cemallamec
(29.10.25)
@cemallamec işte tam olarak yaşanan şey bu. ciddi anlamda babamla aram bozuluyor bana karşı hep sert.

@phobe abimin umrunda bile değil. oldum olası karı kız manyağıydı onlar ne derse doğru bizi anında satabilir. ona bundan önce birden fazla defa iyilik yapmıyorsunuz babama desem de demekki eşini hiç uyarmamış. onun uyarmadığı yerde de iş bana düştü. annemde aman problem çıkmasın diyen tiplerden yapılan herşeyi unutan
0
🌸melodi
(29.10.25)
@melodi, amacınız ve çabanız çok kıymetli ama bu karşınızdaki herkesin yetişkin olduğu ve esas sorumluluğun babanızda olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Herkes sizin doğrularınız ve seçimlerinize göre davranmak zorunda değil, bu gerçeği kabullenmeye mecbursunuz.

Ayrıca baktınız abiniz sınır çizmiyor eşine, muhatabınız yine de abiniz, yengeniz değil.

Siz elinizden geleni yapın babanızla ilgili ama o da yine bildiğini okuyacak. O alan açtığı için o yemekler ona önerilebiliyor. En fazla ona endişelerinizi, duygularınızı tatlı dille anlatabilirsiniz. Allah gecinden versin, aniden vefat etse sizin onunla son anılarınızın aile içi tartışmalar olmasını emin olun istemezsiniz.
0
Phoebe
(29.10.25)
Hasta bakımı ile ilgili yaşanan sıkıntıların, zorlukların ve endişelerin öncelikle çok bilincindeyim, sizi anlayabiliyorum. Genelde hastaya sürekli bakan kişi(ler) aslında bir süre sonra hastanın otoritesini ele almış gibi oluyor. Siz elbette endişelenmekte ve kızmakta haklısınız ama babanıza sürekli bakan kişi kimse buna göre bir rutin oluşturuyor ve aile arasında da gerginlik çıkınca “sen mi bakıyorsun sanki sen bak” noktasına geliyor her şey maalesef. Eğer babanıza sürekli bakan kişilerse ona özel yemek menüsü hazırlamak, yaşam düzeni oluşturmak onların rutinine girmediğinden böyle bir şey olmuş olabilir. Oturup konuşmak lazım bakın babama böyle bir rutin oluşturmamız lazım, ne eksik para mı yardım mı vs ona göre orta yol bulmak lazım. Şeker bir süre sonra uzuv kaybı yapabiliyor ve sakatlık vs de olabilir ileride o yüzden çözüm odaklı bir yol bulmam lazım. Sürekli bakımı ile ilgilenen kişi burada kritik olacak açıkcası.
0
titanic kemancısı
(29.10.25)
@titanic kemancısı sürekli bakan diye bir şey yok Allaha şükür annemle beraberler kendi rutinleri var. ama abimler geldiğinde yada onlara gittiklerinde rutin nanay. tabi ki babam 1 gün ipin ucunu gevşetsen devamını her gün istiyor bu sefer anneme eziyet evde sürekli gerginlik.

benim aslında anlayamadığım konu ben eşimin ailesinde hiç bir olaya müdahil olmam beni ilgilendirmiyor çünkü.(ona sürekli diyorum ki annesi kanserden vefat etti şeker tabi ki yasaktı) ben senden gizli annene şeker yedirsem ne hissederdin. biliyorum bu konuda abim muhattap ama o yok zaten :)
+1
🌸melodi
(29.10.25)
Yukarıda anne baba yetişkin diyenlerin konuyla o kadar alakası yok ki. Olay yengenin güç gösterisinin bir insanın sağlığını etkilemesi. İnsanların bunu anlamaması normal bir aileye sahip olduğunu gösteriyor sanırım. Güzel bir şey bu.
Yengeyle uğraşacaksınız başka yolu yok. Klasik yenge.
Çok uğraştım ben bunlarla. Yarısıyla kavgalıyız diğer yarısı yerini biliyor. Günün sonunda yıllarca kendimi boşu boşuna üzdüğümü anladım. İnsanlığı, iyiliği, aman aileyiz aman şöyleyiz aman böyleyizi bıraktınız an rahat edeceksiniz. Kötü biri olduğunuz anda size gücü yetmeyen sizi çok sevecek, gücünüzün yetmediğiyle de güzel bir sosyal anlaşma yapıp uzaklaşacaksınız ama en azından kafanız rahat olacak.
0
asue
(29.10.25)
@asue ben de dünden beri bu moddayım aman aileyiz diye ses çıkarmadığım her gün tepeme çıktılar. 40 yaşındayım çocuk değilim ev içinde sürekli bir küçük çocuk muamelesi. aman duymasın aman görmesin.

bana dün oturmuş bim dost yoğurt güzellemesi yapıyor gidip binlerce lira verip çanta alan kadın. en son dün kadın programlarından mı öğreniyosun bu sağlıklı beslenme şeylerini dedi(sağlıklı beslenme şeyi dediği akşam meyve-ekmek yenmemesi gerektiği) ki bunu bize doktorumuzda söyledi. kusura bakmayın kendim için istemiyorum istediğiniz şeyi yiyip içebilirsiniz ölebilirsiniz haklısınız beni ilgilendirmiyor dedim
0
🌸melodi
(29.10.25)
Seni haklı buldum. En fazla yük ve sorumluluk sende olduğu için biraz dolmuşsun ve en nihayetinde de patlamışsın bu kötü olmuş sadece. Bir sonraki mevzuda tepkilerini doğru yerlerde ve bekletmeden verirsen birden taşma yaşamazsın. Mesela o üç ay boyunca tek başına bakım vermişsin ya, bunu etrafındakilerle paylaşmalıydın, siz de gelin vs demeliydin.

Onun dışında çoook haklısın ama insanımız sağlık konusunda hiçbir şey bilmiyor. Zamanında alerjik çocuğum vardı çok çektim ben de. Vermeyin dememe rağmen sırıta sırıta uzatırlardı, bak şimdi nasıl da kızacak diyerek.. Bak yine tetiklendim sinir bastı.. Ya da ben paketli gıda vermiyorum dediğimde kendisini eksik hissedenler oluyordu bunu hissediyordum. istiyor ki sen de yedir ve onunla eşit ol. İflah olmayız gerçekten, insanımızdaki bu yedirme içirme merakını asla anlayamıyorum.
0
kullanicadi
(29.10.25)
@asue, 4-5'er yıl arayla abla, abi, baba ve anneyi kaybettim. 4 yıl paranoid şizofreni tanısı almış bir ablaya, yaklaşık 20 yıl da kalp/şeker/tansiyon hastası olağanüstü takıntılı ve dediğim dedik bir anneye baktım, ayrıca görme engelli bir babayla büyüdüm. Konuyla alakam olmadığı için değil, tersine bakım verme, hastayla ilgilenme durumlarında bu tür aile çatışmalarının her türlüsünü yaşamış biri olarak, deneyimlerimden yola çıkarak, aynı sizin "fikir belirttiğiniz" gibi fikrimi paylaştım.

@melodi, bütün çevresel faktörleri yönetemez, tüm aile üyelerini onların iyiliği için bile olsa domine edemezsiniz. Büyük ihtimalle hem psikolojik hem bedenen aşırı yorulmuşsunuz süreçten, çok normal bu ama dinlenmeli, hatta bir miktar uzak kalıp nefes almalısınız ki süreç daha da zorlaştığında (hayatın kaçınılmaz gerçeği) yanlarında olabilecek gücünüz ve psikolojiniz olsun.
0
Phoebe
(29.10.25)
@phoebe başınız sağ olsun. Cevaplarınızı tekrar okudum. Ne yazık ki çok iyi anlıyorum sizi.
Bir sürü güzel şey yazmışsınız ama bunların melodi için geçerli olduğunu düşünmüyorum. Konu yetişkinlerin sorumlulukları ya da sorumsuzlukları değil bana göre. Melodi de sorusunda belirtmiş, konu aile düzeninin bozulması.
Yenge görümceyle olan yarışını hasta bir babanın hayatı üzerinden yapıyor. Umarım baba bundan zarar görmez bu aile içerisindeki otorite savaşı başka şeyler üzerinden devam eder.
Son cevabınıza katılıyorum ama. Melodi kendine odaklanmalı. Daha yaşayacağı çok şey var.
0
asue
(30.10.25)
işin açıkcası bir şeyle alakalı söz sahibi olmak için o işin içinde olmak lazım diye düşünüyorum. (babam torununu görüntülü aradıklarında bile gördüğünde ağlıyordu-ağladığı zamanda pıhtı atan yerde kanama oluyordu- bizde haklı olarak bu atak süresince getirmeyin çocuğu dedik) ona alınıp arayıp sormamış kendi de gelmemiş :) ki biz o 3 ayda babamın kendi kardeşlerine aramayın, eve gelmek isteyenlere gelmeyin dedik. ondan başka alınan olmadı.

pıhtı attıktan ve yaklaşık 1 ay hastanede yatıp çıktıktan sonra çay-kahve gırla yarınlar yokmuşcasına. melodi abartma bundan nolacak lafları. 1 hafta sonra kontrole gittiğimizde kanama artmış tekrar yatış dediklerinde babam polikliniğin önünde bayıldığında o yoktu yanımızda
0
🌸melodi
(30.10.25)
(19)

Kitapların Önsöz Bölümü

rock n roll
Selam herkese,Kitapların önsöz bölümünü okuyor musunuz yoksa direkt kitaba mı başlıyorsunuz?
Selam herkese,
Kitapların önsöz bölümünü okuyor musunuz yoksa direkt kitaba mı başlıyorsunuz?
+1
rock n roll
(27.10.25)
Doğrudan başlıyorum, önsözler heyecanımı söndürüyor
+1
grimavi
(27.10.25)
share.google

Okurum; OKB’nin gözü kör olsun.
Yazarın kendisi tarafından yazılmışsa atlanmaması gerektiğini düşünüyorum.
Öte yandan, kitabı bir perspektife oturtur genelde özsözler. Sizin birçok kaynaktan tarayıp süzebileceğiniz bilgiyi ve çerçeveyi sağlar. İlyada’yı Azra Erhat’ın önsözü olmadan bütün kabul etmem zor kendi adıma.
+1
auroraaurora
(27.10.25)
Atlarım. Ama Hasan Ali Yücel klasiklerinden bir tanesinde önsöz şöyle başlıyordu: okuyucu, biliyorum sen önsöz okumazsın…

Bi bunu okumuştum :)
0
substituent
(27.10.25)
Kitap bittikten sonra okuyorum önsözleri ama kitabı çok beğendiysem hemen kopmamak için yoksa okumam.
0
mutekebbir
(27.10.25)
önsözünü, kime ithaf edildiğini vs. hepsini okurum.
0
yurtsuz john
(27.10.25)
Okuyorum... Lanet olsun görev bilinci. Eksik bırakamam
0
kullanicadi
(27.10.25)
Önsözler genelde spoiler içerdiği için bundan kaçınmak adına direkt başlıyorum. Önemli bir kitapsa bittikten sonra önsöze bakıyorum.
-1
Amaranta ursula
(27.10.25)
Okuyorum. Bazen kitaba dair can alıcı şeyler sunabiliyor. Kitabın içinde fark edemediğini önsözde bulabiliyorsun.
0
muhayyer divan
(27.10.25)
Ben de okurum mutlaka. Şu an okuduğum kitaba daha baslayamadım çünkü 20 sayfa önsöz var. Daha o bitecek bir de yazarın hayatı ve yapıtları var yaklaşık bir o kadar sayfa da o.

Bu bölümlerin önemli olduğunu düşünüyorum ama bazen çok uzun olduğunda sıkılıyorum. O yüzden merak ettim, benim durumumda olan var mı diye .
0
🌸rock n roll
(27.10.25)
Satırını atlamadan okurum. İyi ki okudum dediklerim, boş boş konuşmuş olanlar, uzattıkça uzatanlar, önsöz yazıyorum diye kitabı özetleyenler, her çeşidini okuyorum.

@ auroraaurora'nın da dediği gibi OKB’nin gözü kör olsun.
0
Mirket
(27.10.25)
önsözü yazar yazdıysa okurum. başkası yazdıysa pek okumak taraftarı değilim. kısaysa çevirmenin notlarını okurum. bazen uzun uzun yazıyorlar, o zaman şöyle hızlıca bir göz gezdiririm.

bazen farkına bile varmadan önsöze başlamış olurum.
eskiden "boşuna yazmamışlardır, adı üstünde önsöz işte" diyordum ve okuyordum. talihsiz bir kaç önsözden sonra boşuna da yazılabildiğini ve durduk yere tüm kitabı özetleyenler olduğunu görünce önsözleri pek sevmez oldum.
0
biseysorcaktim
(27.10.25)
Okurum. Bazen kitaba başlayıp başlamayacagima dair fikir edinirim
0
pembediken
(28.10.25)
Okumam. Kitabı birkaç sayfa okuduktan sonra da bir bakarım atıyorum 10-15 sayfa olmuş önsözü atladığım için.
Kısa günün kârı. Bravo bana.
+1
michael_knight
(28.10.25)
Modern serilerde okumuyorum ama klasiklerde yazarın hakkında yeterli bilgim yoksa mutlaka okurum çünkü biyografisini özet geçiyorlar ve okurken nasıl şartlarda yazdığı , bakış açısı vs daha iyi şekillenebiliyor. Örneğin en beğendiğim Stendhal’in Kızıl ve Kara’sını okumadan önceki önsözdü, romandaki karakterin tam zıttı yönde bir kaderi olması enteresan gelmişti; kendisi zorunlu Napolyon askerliğine alınmış romandaki karakterin en büyük hayallerinden birisi de Napolyon askeri olmak. Bunu önsöz okumadan yakalayamazdım :)
0
titanic kemancısı
(28.10.25)
okuyorum ben önsözü.

okumadığım tek ihtimal önsözün aşırı uzun ve sıkıcı olduğu halidir ki o durumda da zaten muhtemelen kitap da sıkıcıdır yarım bırakırım.
0
Sadece soruyorum
(28.10.25)
bu konudan defalarca kez ağzı yanan biri olarak artık okumamaya başladım.

dünyada nasıl bilmiyorum ama bizim ülkemizde bu bölüm kitabın tüm heyecanını alıp götüren, karakterleri ve olayları ön sözün sahibinin çıkarımlarına göre şartlanıp okumana neden olan bir yapıda oluyor. ön veya son sözü hep kitap bittikten sonra okurum.

hatta arka kapak yazısını bile spoiler ile dolduran yayınevleri olduğu için o kısmı bile okumam.
0
m e b
(28.10.25)
Kesinlikle okurum. Hem bir fikir oluşturur hem de benim takıntım. Önsözü okumadan başlarsam kitaba ortasından başlamış gibi huzursuz olurum. Kitabı rahat rahat okuyamam. Obsesyon gibi bir şey.
0
wilhelmwasmuss
(28.10.25)
okurum. yazarın biyografisini de okurum. kitap basım yılı editör telefon numarası kaçıncı baskı vs her yerini okurum.
0
koela
(28.10.25)
Felsef kitabı değilse veya önemli bi çeviri değilse direkt geçiyorum.
0
truf
(28.10.25)
(14)

duyuru neden bir anda coştu ?

WithWorth
10 yıldır tek satır iyileştirme olmazken sadece bir kaç hafta içinde yenilik üstüne yenilik, commit üstüne commit geliyor. bu çığı tetikleyen nedir ?
10 yıldır tek satır iyileştirme olmazken sadece bir kaç hafta içinde yenilik üstüne yenilik, commit üstüne commit geliyor. bu çığı tetikleyen nedir ?
+1
WithWorth
(24.10.25)
AI. Daha açayım: Ekşi Duyurunun orjinal kodu php'nin artık prehistorik olmuş bir versiyonu ile, açıkçası oldukça kötü bir şekilde yazılmış bir kod. (evet ben yazdım, bunu bugünkü bilgimle ve deneyimimle söylüyorum, o zamanlar derdim hızlı bir şekilde yeni bir sistemi öğrenmek ve bir siteyi oluşturmaktı. Plansız büyüyen herşeyde olan bu sorun bir noktada artık sitenin koduna bakmak istememe neden oldu).

Sitenin şu hali 5. versiyon, 10 yıldır 4. versiyonunu kullanıyordunuz. ben 5. versiyonunu aslında 8 sene önce yazmaya başlamıştım. Şu anda gördüğünüz arabirimin %80i az çok 7 sene önce bitmişti. Hatta uzun bir süre beta altında sitenin buna çok yakın hali çalıştı, ama eksiklikleri olduğu için orjinal siteyle değiştirilmedi.

Ağustos sonundan beri siteyi her açıdan yenilemeye karar verdim. sitenin arka fonunda çalışan herseyin ya daha iyi çalışan bir başka yazılımla değişti, ya da her ne kadar geriye yönelik uyumluluğu olmasa da o yazılımın en son versiyonuna yükselttim.

Ama diyordum ya kod artık bakabileceğim bir noktadan çıktı diye, işte tüm bunları olası kılan AI'ın artık bunları efektif olarak yapabilecek noktaya gelmiş olması. Muhtemelen toplasan 20-30 saat boyunca AI'ya şunu yap bunu yap diyip yaptığı değişiklileri elle düzenleyip hem uzun süre bakımını yapabileceğim hem de sorun çıkarmayan bir hale çevirdim. Bunu ben elle yapsaydım tek başıma muhtemelen aylar sürerdi ve ben bıkardım, gene yapmazdım. İnsan sıkılıyor bir noktadan sonra sistemlerin nasıl çalıştığını araştırıp en iyi nasıl entegre ederim diye düşünmekten.

Böyle olunca daha çok tasarım ve mimariye odaklanabildim. O yüzden kodla boğuşmaktansa yeni özelliği en efektif nasıl getiririmi düşünüyorum koda bakarken.

Yeni kod üretirken sitenin orası burası bozulabiliyor, muhtemelen bir noktada duracak bu yenilikler ve daha çok stabilite ve düzgün çalışmasına odaklanacağım.

O yüzden kısa cevap AI.
+22
compumaster
(24.10.25)
Ya compü emekli oldu ya da site cortlayınca el atmak zorunda kaldı, yapmışken tam yapayım dedi.
0
Bruce
(24.10.25)
Esas yapılması gereken yapılmıyor. Kullanıcı sayısı çok çok az. 10 yıl önce günde 4/5 sayfa dolardı. Yeni Kullanıcı çekmek lazım buraya. Ekşisözlük te organize olup ekşiduyuru başlığını gündeme taşımak mesela.
+1
luluki
(24.10.25)
evet kullanici cekilmesi gerektigine katiliyorum. onerilere acigim, ama oyle reklam vermek gibi bir butcesi yok bu sitenin elle tutulur bir gelir kaynagi olmadigi icin.
0
compumaster
(24.10.25)
@compu Sözlük kullanıcılarına özel “sadece duyuru kullanıcıları görsün” seçeneği gibi ekşi duyuru kullanıcıları için bir özellik yapılırsa isteyen dış ortama kapalı yazar ve daha çok kullanıcı mecbur çekilmiş olur bence. Soru gözükür ama içeriği tıklayınca “kullanıcı girişi yapınız” yazısı olabilir. Herkes merak edip daha çok kayıt çeker bence.
+1
titanic kemancısı
(24.10.25)
compu breaking bad'deki tortuga gibi "kaplumbağa yavaştır ama en sonunda her zaman o kazanır" dedi zaar. yıllar önce bi kere ben de isyan etmiştim. adam iplemeyeceği veya küfredeceği yerde çok samimi bir şekilde sitem etmişti "abi zamanında yaptık kullanıyonuz işte işim gücüm var orayla uğraşamıyorum" diye. vallahi utanmıştım. şahsen tanımam ama o zamandan beri çok severim compu'yu, nazarımda düzgün ve iyi kalpli bir adamdır. en azından bende bıraktığı izlenim o yöndeydi.

bir nevi villain arc sayılır yani adam senelerdir muhtemelen bir kere "compu sağol böyle bi platform kurmuşsun iyi olmuş" cümlesini duymadı, gelen zorbaladı giden zorbaladı, resmen adamı pişman etti. en sonunda o da (sanırım artan şikayetlerin ve en sonunda sitenin patlamasının etkisiyle) "alın ulan" deyip yaptı şovunu.

allah suriyya başşar şarkısında ben başşar kısmını compu olarak söylüyorum artık, tek fonksiyonu insanların canını sıkmak olan maymun troll'leri engelleme özelliği getirdi ya tek başına bu bile yeter.
+1
der meister
(24.10.25)
Kullanıcı sayısı artarken amca/teyze soruları ile cinsiyetçi soruları soran cahil tayfanın popülasyonunun artma riski de var :) Benim böyle iyi diyesim var ama.. :)
0
truf
(24.10.25)
moderasyon tarafını da geliştiriyorum. bir de eskisi gibi "kurallara uymuyor" diye önümüze gelen herşeyi uçurmamaya karar verdik.
+6
compumaster
(24.10.25)
Eyt compuya da yaradı
+1
sekizdokuzon
(24.10.25)
kullanıcı çekilmesi gerektiğini düşünenlere katılmıyor ve de şiddetle karşı çıkıyorum. nerede çokluk orada b...
0
nolmus yani
(25.10.25)
Yıllaaaar sonra "bir ek$i duyuru vardı" n'oldu acaba diye bakayım dedim. (bkz: anam coştu lan bunlar) olmuş :)
0
optimist vs pesimist
(25.10.25)
@compumaster. moderasyonla alakalı olumsuz yorumumu neden kaldırdın? moderasyon rezalet. kişisel saldırılara ve kişisl bilgilerin yayılmasına engel olmuyorlar. adaletsizce yorum silip kaldırıyorlar.
0
mikahakkinen
(25.10.25)
'moderasyon tarafını da geliştiriyorum. bir de eskisi gibi "kurallara uymuyor" diye önümüze gelen herşeyi uçurmamaya karar verdik. ' dedikten sonra mihakkienin yorumunu silmen hahah
0
Kahvedesu
(25.10.25)
@mikahakkinen

hangi konuda şikayetçi olduğunu ve hangi konuda adaletsizliğe uğradığını yazar mısın, açıklamak isterim. eğer açıklama istemeyip kendi doğru bildiğin yanlışlarını savunmaya devam edersen bunlar da silinir.

eğer ciddi ciddi adaletsizliğe uğradığın konuları paylaşır da cevap almak istersen ben buradayım. ister açıktan yaz, herkesin önünde açıklayayım, istersen özelden yaz özel olarak açıklayayım.

teklifim adaletsizliğe uğradığını düşünen herkese açık.

doğru iletişim her şeyi çözer.
0
kibritsuyu
(25.10.25)
(4)

Hollandalılar ingiliz özentisi mi?

messina123
Yabancı bir forumda gördüm. Hollanda’da çocuklara ingiliz isimleri vermek çok yaygınmış. Go ahead eagles gibi ingilizce adlandırılmış futbol kulüpleri var. Hollandalılar ingiliz özentisi bir halktır diyebilir miyiz?
Yabancı bir forumda gördüm. Hollanda’da çocuklara ingiliz isimleri vermek çok yaygınmış. Go ahead eagles gibi ingilizce adlandırılmış futbol kulüpleri var. Hollandalılar ingiliz özentisi bir halktır diyebilir miyiz?
0
messina123
(24.10.25)
ingilizce isim ama nasil ingilizce? julia, anna, hanna gibi mi? Öyleyse bunlarin zaten cogu ya ibranice, ya latince ya da cermen kökenlidir. iki dil de bati cermen subgrubuna ait oldgu icin sasirtici degil isimlerin benzemesi.
hollandali arkadasimin dedigine göre hollandada cocuklara farkli milletlerden isim vermek yayginmis. kendisi, kizinin ikinci adini nesrin koydu. türkiye ve türklükle ile baglari sifir. sadece hoslarina gitmis.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(24.10.25)
Hollanda ingilizceyi ingilizlerden sonra en iyi konuşan ırk. Bir bölümü kendini alman olarak görse de gayet kendi içlerinde kendilerini dutch olarak ayırırlar. İsveçle arası iyidir. Volvo önceden Hollanda İsveç ortaklığı bir firmaydı. Genel olarak kapitalist bir ülke olan Hollandanın ingiliz özentisi olduğunu düşünmüyorum. Şu an ünlü kişilerinden bir olan Max Emilian Verstappen. İsminin pek ingiliz olma olasılığı yok.
-1
mikahakkinen
(24.10.25)
Hollandalılar İspanyol ve Portekiz sömürgeciliği yapılırken kendi bağımsızlığını ilan edip gemicilik seferlerine başlamışlar (kendileri de sömürgecilik yapmış tabi). Hatta bu küçük ülke dayanamaz deseler de bayağı gemi ticaretine yüklenmişler ve o dönemde de gemi ticareti yapanlar mecburen çok iyi dil konuşuyorlardı. Bir süre sonra çok iyi tüccarlıkları ile tanınmış olmuşlar. Özellikle orta çağda özgür düşünce ortamı yaratması ve kilise idamından kaçan pek çok bilim adamı ve sanatçının Hollanda’ya sığınması da bu kültürel etkileşimi artırmış. Özentilikten dolayı değil bu ticari ve kültürel etkileşimden dolayı olabilir.
0
titanic kemancısı
(24.10.25)
Epeydir Hollanda'da yaşıyorum özenti vs olduklarını hiç sanmıyorum. Kendi kültürlerini çok seviyorlar bana kalırsa. İngilizceyle fazla haşır neşirler sebebi biraz bu söylediğiniz şeylerin. Çok iyi İngilizce eğitim veriyorlar, dilleri çok yakın, seyahat etme imkanları fazla. TV'de vs İngilizce bir şey yayınlandığında çeviri-dublaj kullanmıyorlar mesela. İş hayatında çok fazla international şirket var. Böyle olunca da İngilizce günlük hayatın bir parçası oluyor. Bu sebeple anadili İngilizce olmayan ülkeler arasında İngilizce seviyesi en yüksek olan ülke Hollanda.
0
but that was just a dream
(24.10.25)
(6)

Gorseldeki far isaretinin anlami nedir?

narod
Ben yeni farkettim ama hep cikiyo da olabilir. Cok dikkatli biri degilimdir. Ortadaki farin altindan ok cikiyor her ne kadar cok belli olmasa da. Guzel cekemedim malesef. Farin altindan cikan ok isaretinin anlami nedir?https://hizliresim.com/3kvv2e8
Ben yeni farkettim ama hep cikiyo da olabilir. Cok dikkatli biri degilimdir. Ortadaki farin altindan ok cikiyor her ne kadar cok belli olmasa da. Guzel cekemedim malesef. Farin altindan cikan ok isaretinin anlami nedir?

hizliresim.com
0
narod
(21.10.25)
Yeşil olan kısa huzmeli farların açık olduğunu, beyaz ve oklu olan da kısa huzmeli farların açısını gösteriyor. Şu an varsayılan ayar olan 0 seçili. O ayar aracın arkasına bir şeyler yüklediğinde arabanın önü havaya kalkınca farlar karşıdan geleni kör etmesin diye farları aşağıya indirmek için var. Normal sürüşte de bazen çok kısa olursa o ayarla uzatabiliyorsun ama 5 falan yaparsan karşıdan gelenlerin selektörlerine maruz kalırsın.

edit: kibritsuyu uyardı, "be avanak 5 yapınca farlar daha da kısalır, söylediğinin tam tersi" dedi. Kendisine hak veriyor ve düzeltme yapıyorum.
+2
himmet dayi
(21.10.25)
@himmet dayi +1
0
co2s2
(21.10.25)
Yani sonuc olarak, bir sorun yok ve kimseyi farlarimla rahatsiz etmiyorum dimi. Dogru mu anladim
0
🌸narod
(21.10.25)
Doğru bilgi yazılmış zaten ancak bazı full otomatik araçlarda çok karanlık yerlerde kendiliğinden uzun far açılıp aktive olabiliyor böyle bir durumda görürseniz paniklemeyin, otomatik modda ya da manuel kullanmanız sizin tercihinize kalmış. Otomatik mod daha avantajlı tabi.
0
titanic kemancısı
(21.10.25)
@narod

evet doğru.
0
himmet dayi
(21.10.25)
Evet, otomatikte kullaniyorum. Dediginiz gibi oluyor.
Cok tesekkurler.
-1
🌸narod
(21.10.25)
(15)

Poşet çay önerisi

nundu
Tek kişi yaşadığım için çay demleme işine hem üşeniyorum hem de genelde ziyan oluyor. Lipton almıştım ama onlar da genelde lezzetsiz ve midemi ekşitiyor. Şöyle has Karadeniz çayı tadını alabileceğim güzel bi poşet çay öneriniz var mıdır? Kahve işini kapsül makineyle hallediyorum da evde çay içemiyor
Tek kişi yaşadığım için çay demleme işine hem üşeniyorum hem de genelde ziyan oluyor. Lipton almıştım ama onlar da genelde lezzetsiz ve midemi ekşitiyor. Şöyle has Karadeniz çayı tadını alabileceğim güzel bi poşet çay öneriniz var mıdır? Kahve işini kapsül makineyle hallediyorum da evde çay içemiyorum ya resmen çok mutsuzum sdjdsj

Not: bitki çayları, yeşil çay, oolong tarzı çin/japon geleneksel çaylarını sevmiyorum. Karadenizli bir aileden geliyorum, çayda bergamot vs de çok sevmem. İyi bir karadeniz çayı tadı almak istiyorum :(
0
nundu
(21.10.25)
ozcay'in normal caylarindan aliyordum turkiye'deyken, memnundum. belki poset caylari da guzeldir. su anda stokta yok ama: shop.ozcay.com.tr

bir baska sevdigim cay da altinbas. poset cayini hic denemedim ama yine guzel olabilir: www.amazon.com.trınbaş-Çayı-Süzen-Poşet-Sade/dp/B076DBTH47
0
lemmiwinks
(21.10.25)
tadı ve demi çok iyi.
satis.doguscay.com.tr
0
obscure
(21.10.25)
Ahmed tea English Breakfast

direkt al.
+1
kisa
(21.10.25)
çaykur poşet çay alıyorum yıllardır gayet iyi. hiçbir poşet çay demli çayın yanına yanaşamaz ama bu bir gerçek.
0
jelly bear
(21.10.25)
yuvarlak demlik çaylardan al. ama 1 büyük bardakta kullan at. sallama çay gibi kullan. bergamotlulardan güzel tat çıkıyor.
0
archmeister8
(21.10.25)
Bu sorunun çözümünü buldum.

Caykur Altınbaş Demlik. Paketin içinde ikili şekilde Demlik için.

O ikilinin tekini bardağa koyup uzerine sıcak su. Taze demlenmiş cay gibi oluyor. Diger poşet çaylar hikaye.
0
ırene adler
(21.10.25)
çaykur altınbaş sallama iyidir.

www.avansas.com
0
spirit crusher
(21.10.25)
demlik poşet çayları iş görür gibi. altınbaşın çaylarını beğeniyorum. ahmad tea bu konuda iyilerden. tekte demlemek için şu tarz bir demlik işinizi görebilir. markayı kaliteyi hiç bilmiyorum. örnek olsun diye paylaştım: www.hepsiburada.com
0
cisimcik golgi
(21.10.25)
iyi bir karadeniz çayı tadı almak istiyorsan dökme çay demlemek zorundasın. poşet çay tembel insan işidir.
+1
yazar yazmaz yazan yazar
(21.10.25)
Poşet çayların hiçbirinden istediğim tadı alamayınca, gidip Rossmann'a şunlardan alıp, kendi poşet çayımı kendim yaptım.

Tavsiye ederim.

www.rossmann.com.tr
0
Mirket
(21.10.25)
Ceylon çayı çok lezzetli fakat ağırdır ben sadece saf ceylon çayı içtiğimde hemen etkisini hissediyorum açıkcası. Ceylon kullanılacaksa hafif karışım şeklinde kullanmak lezzeti artırıyor ama poşet çaydan o tat çıkmıyor maalesef dökme çay kullanmak en iyisi cidden de.
Doğuş Gurme serisini beğeniyorum berrak ve aromalı bir tadı var. Aynı serinin demlik poşet çayını görmüştüm.
0
titanic kemancısı
(21.10.25)
ben de tek yaşıyorum ve evde olduğum zamanlarda 5-6 fincan çay içiyorum. sallama çaylardan neredeyse hepsini denedim, hiç biri keyif vermedi. en sonunda çözümü kendimce buldum:

French press'e dolu dolu 2-3 tatlı kaşığı çay koyun. üzerine sıcak suyu dökün. 3-5 saniye bekleyin, içindeki suyu boşaltın (çay hala içinde kalacak), sonra tekrar sıcak su dökün, bir süre bekleyin, rengini alsın, en kötü 2-3 dakika içinde hazır olur. fincana çayınızı koyun. french press'te boşalan yere tekrar sıcak su koyun. siz fincandakini bitirdiğinizde yeni fincan çayınız hazır olmuş olacak.

çayın deminin ilk acılığını üzerinden atmış oluyorsunuz, çok güzel tatlı bir çay oluyor. bir arkadaşa anlattım, onun demesine göre çinliler de buna benzer bir şekilde çay demliyormuş.
0
co2s2
(21.10.25)
Karali bardak poşet ve ahmad tea kesinlikle ikisi de dökme çaya yakin tad veriyor. Poşet çay gibi demliyorum caycida demli 2 cay bardağı cikiyor. Acik içerseniz 3 bardak cikar. Tek yaşayanlar icin süper.
+1
buzbebek
(21.10.25)
bende de aynı sorun vardı, ben alabildiğin en küçük demliği aldım. onunla demliyorum, demliği ağzına kadar doldurmazsam lezzetli olmaz gibi bir his var içimde
0
denemeyanilma
(22.10.25)
lipton
0
yasaklısorular
(22.10.25)
(8)

Anahtarı deliğe düşürdünüz mü?

michael_knight
Ev/araba anahtarını veya önemli bir şeyi sokaktaki yağmur gideri veya benzer bir yere düşürdüğünüz hiç oldu mu? Geri alabildiniz mi?Bundan korkuyorum bazen ama milyonda bir olan bir olaysa korkmayı bırakayım.
Ev/araba anahtarını veya önemli bir şeyi sokaktaki yağmur gideri veya benzer bir yere düşürdüğünüz hiç oldu mu? Geri alabildiniz mi?

Bundan korkuyorum bazen ama milyonda bir olan bir olaysa korkmayı bırakayım.
0
michael_knight
(18.10.25)
Başıma bir defa aşiri saçma bir şey gelmişti. Üniversitede sınav günüydü. Duvarın dibbindeki sırada oturuyorum. Yanlış hatırlamıyorsam sınav esnasında çantamın fermuarini açik unutmuşum çantamdan telefonum yere düştü. Tam duvarın dibinde o kadar ince bir boşluk var ki. Telefonumun ekranı ikiye ayrılıp ekran gitti oraya. Tüm sınav bunun stresiyle geçti. Görevli birini buldum aşagilara gitti bı yerleri açtı vs nihayet buldu getirdi. Tabii artık çalışmaz haldeydi ama yani demem o ki gerçekten ne zaman nerede neyi dusurecegimiz hiç belli olmuyor :s
+3
egerbiryolcu
(18.10.25)
Korkmayı bıraksan daha iyi değil mi?

Ben de her gün hatta günde 2 kere kedilerin üstüne kaynar su dökmekten korkuyorum. Çünkü kendilerini inaan veya bizi kedi sanıyorlar ve bizim kurallarımızı uygulamaları gerektiğine inanıp her sofrada muhakkak boş bir sandalye/tabure yakalayıp oturuyorlar. Çayı sofraya koyarken mutlaka üstlerinden geçmek gerekiyor ve ben her seferinde zihnimde hayalen onları koruyorum, her seferinde.

Benim de bu korkuyu bırakmam gerekiyor ama nasıl bırakılır bilemiyorum 🥹
0
muhayyer divan
(18.10.25)
Hayır düşürmedim ama düşürsem de çilingir ya da yol yardım çağırmak o anahtarı kanalizasyondan çıkarmak daha kolay gelir bana, o yüzden düşse de dünyanın sonu değil.
0
titanic kemancısı
(18.10.25)
dik bir yokuştan çıkıyordum, kaldırım da düz değil uzun basamaklı merdiven şeklinde (pxhere.com şöyle). airpods var kulağımda ama sol tekinin şarjı çabuk bitiyor, tam ordan çıkarken şarjı bitti. cebimden kutusunu çıkarıp kutusuna koydum ve kutu yere düşüp aşağı doğru yuvarlanmaya başladı. biraz sövüp peşinden indim ama bu merdiven basamağının oralarda bakımsızlıktan çukur oluşmuş oraya düştü. ama küçük bir şey değil, kara delik gibi dipsiz kuyu. telefonun ışığıyla baktım hiçbir şey gözükmüyor. neyse yapacak bir şey yok diye yürümeye devam ettim. sağ kulağımda airpods'un teki, eve gidene kadar müzik dinledim. kutusu olmadığı için son kullanışımdı, hala duruyor öyle...
+1
duguit
(18.10.25)
düşürdüm ama alabileceğim bir yerdi. ama alamayacağım yerlere düşürmekten çok korkuyorum. özellikle araba anahtarımı.
0
co2s2
(18.10.25)
sokaktaki bir deliğe değil ama asansör kapısının arasından aşağı düşmüştü. çok absürt bir düşüştü. bir milyon kere denesem olmayacak şey bir anda oldu. anahtarlık elimden kaçıp yerden sekip asansörün kapı aralığından aşağı düştü. kapıcıyla zemin kattan girip aldık.

böyle bir korkun varsa evinin yedek bir anahtarını ev olmayan bir yere koy. okulda, öğrenci yurdunda, iş yerinde.. artık neresi müsaitse... böylece başına en kötü şey gelse bile için rahat olur.
0
tabudeviren
(18.10.25)
Başıma gelmedi. Ama düşürürsem mıknatısı ipe bağlayıp çözmeye çalışırım sorunu.
0
twelfth
(18.10.25)
@tabudeviren, evin anahtarı kopyalanamıyor, güvenlik vs. Ev sahibinden istemek gerekiyor. O yüzden bir kopya daha yapamıyorum.
Araba anahtarı zaten fena bir bela.

En bi korktuğum bir senaryo da mesela on saniye sonra gideceğim diye arabayı bir şeyleri engelleyecek bir yere bırakmışken anahtarı düşürmek.
0
🌸michael_knight
(18.10.25)
(13)

arabanızı tanıdıklarınıza veriyor musunuz?

Sadece soruyorum
zaman zaman iş ortaklığı yaptığınız, aynı ofisi kullandığınız, sizden yaşça büyük olan bir adam var. işyerinin yakınında restorantı var size de zaman zaman yemek ısmarlıyor para almıyor ama haftada 2-3 defa da arabanızı istiyor. siz de aslında herhangi bir kaza ihtimalinde başınıza gelecekleri düşün
zaman zaman iş ortaklığı yaptığınız, aynı ofisi kullandığınız, sizden yaşça büyük olan bir adam var. işyerinin yakınında restorantı var size de zaman zaman yemek ısmarlıyor para almıyor ama haftada 2-3 defa da arabanızı istiyor. siz de aslında herhangi bir kaza ihtimalinde başınıza gelecekleri düşününce vermek istemiyorsunuz ama onun da size iyilik yaptığı ortada olduğu için hiçbir zaman hayır diyemiyorsunuz.

bu durumda ne yaparsınız, arabanızı vermek istemediğinizi uygun bir dille söyler miydiniz? yoksa iyiliklerine karşılık ses çıkarmamaya devam mı ederdiniz?
+1
Sadece soruyorum
(17.10.25)
hayır hayır hayır 100 bin kere hayır
-1
Bir sıcak el uzanır tutmasam olmaz
(17.10.25)
aracı vermemek hem onun için hem sizin daha iyi olur. kibarca ret etmek lazım.
0
duyuruuser
(17.10.25)
Kimsenin direksiyonuna oturmam. Kimseyi de oturtmam. Aç parantez, Aile bireyleri hariç.
0
Mirket
(17.10.25)
Adamına göre veririm emanet araba ama haftada 2-3 nedir?
Laf sok şakayla karışık, mtv'yi de bölüşecek miyiz diye.
0
Bruce
(17.10.25)
yemeklerin parasını verin, arabayı vermeyin. Restoranı olan adamın bir dandik 20 yaşında araba alacak durumu yok mu?
+3
wilhelmwasmuss
(17.10.25)
bi aile bireylerine bi de çook yakın arkadaşlarıma veririm. başka da olmaz.
0
jelly bear
(17.10.25)
adamın restoranı var ama arabası yok mu? senin arabanı neden alıyor? daha büyük bir araca falan ihtiyacı varsa onu da alabilir restoranı olan bir adam.

bence illegal işler dönüyor.

arabam yok ama olsa da vermem kimseye ve kimsenin de arabasını almam.
+1
art cat chocolate
(17.10.25)
En son bunu yaptığımda bir süre sonra şanzıman elimde kalmıştı. Birşey de diyemedim sonuçta ben de kullanıyorum diye. Ama herkes kendi arabası gibi özenli kullanmıyor maalesef. Ben olsam arabamı gerekirse satardım bahane bulamıyorsam ancak yine de başkasına kullandırtmazdım.
+1
va
(17.10.25)
Bir kazaya karissa sorumlulugu almaktan kacinmayacak karakterde insanlara verebilirim. Onun disinda cidden araba emanet etmek tehlikeli is, tecrube edilmis ornekleri var. Ama bunu soylemenin de ulkemiz geleneginde "kibar" bir yolu yok.
0
mbond
(17.10.25)
Verirsem ben eve markete gidemem ki nasıl vereceğim toplu taşıma ile ters kalıyor güzergahım o yüzden sanırım kimse de istemiyor benden, ama 10-20 dakikalığına yakında bir yere gidecekse şoföre güveniyorsam veririm. Uzak yol, şehirlerarası vs filan vermem. Kiralık araba seçeneği çok zaten kimse de sormadı bugüne kadar.
0
titanic kemancısı
(17.10.25)
araba vermemek en iyisi .ama anladığım kadarıyla hayır demek de istemiyorsunuz... bence ölçü benzin koyup koymaması olabilir. ama bugüne kadar verdiyseniz bugünden sonra vermemezlik olmaz.
0
co2s2
(17.10.25)
Emanet araba almam kimseyede arabayı emanet vermem
0
basond
(17.10.25)
Etrafımda genelde arabamı isteyecek insanlar olmaz veya arabaları olur.
Ha yakın arkadaştır, birkaç senede bir öyle bir şey olur, veririm.

Ama sizin durum buna benzemiyor.

Elbette vermeyin diyeceğiz ama siz yine de vereceksiniz. Fakat en azından arabayı verirken kaza durumunda ne olacağını önceden konuşun.

“Kaza olursa sigortanın hasarsızlığını bodurmam, yetkili serviste cebinden ödersin tamiri, araç tamirdeyken bana şu marka model araba kiralarsın ve aracın değer kaybını ödersin restorancı bey kardeşim, anlaştık mı?” deyin bari.
0
michael_knight
(18.10.25)
(18)

Sosyal medya

mermaidd
Sorum her iki cinsiyet için de geçerli. Sosyal medyada ekli olan karşı cinsleri sadece tanıdığınız için mi ekliyorsunuz yoksa beğendiğiniz hoşlandığınız için mi? Aşırı sosyal medya kullanan biri değilim ama karşı tarafı analiz etmek için sosyal medyasında kimleri eklemiş diye bakıyorum. Sizce yanlış
Sorum her iki cinsiyet için de geçerli. Sosyal medyada ekli olan karşı cinsleri sadece tanıdığınız için mi ekliyorsunuz yoksa beğendiğiniz hoşlandığınız için mi? Aşırı sosyal medya kullanan biri değilim ama karşı tarafı analiz etmek için sosyal medyasında kimleri eklemiş diye bakıyorum. Sizce yanlış bir analiz yöntemi mi? help
0
mermaidd
(16.10.25)
Tanıdığım için ekliyorum. Doğru bir yöntem. Önüne gelene istek atıyor olabilir. Sormak lazım bunlar kim diye.
0
sevilen progressive türkücü
(16.10.25)
@sevilen progressive türkücü haklısın ama ekli olmayan insanlarla da gizliden gizliye konuşuyor olabilir. sosyal medya işin içine girince ihtimaller artıyor maalesef :( kafam karışıyor benim de
+1
🌸mermaidd
(16.10.25)
Sadece tanidiklarim. onunla tanis buna yuru sonu yok .
0
baldur2
(17.10.25)
@baldur2 peki birinin sosyal medyada 200 takipçisi var 50si kız. buna çapkın bi adam diyebilir miyiz yoksa olağan mı
0
🌸mermaidd
(17.10.25)
Sadece tanıdıklarım. 200 takipçide 50 kız gayet normal
0
black holes in the sky
(17.10.25)
Valla bu işin sonu yok :) başka telefonu da olabilir bu durumda. Yani şüphelendiğiniz hareketleri varsa konuşmak lazım. Ben her erkeğin böyle hareketleri meyli olduğunu düşünüyorum. Arada bir sopa göstermek lazım. Beni soracak olursan yapıyor muyum diye, çok da yapamıyorum.
0
sevilen progressive türkücü
(17.10.25)
O 50 kadinin kim olduguna bagli.

Instagram dunyayi mahvetti gerci. Uyusturucudan daha beter.
+2
baldur2
(17.10.25)
@sevilen progressive türkücü anlaşılan o ki erkekler çok aşık olsa da dışarıya kaymaya meyilli. Anlaşıldı arada sopa göstermek şart :)
+1
🌸mermaidd
(17.10.25)
@baldur2 kadınlar ya akrabası yada iş arkadaşları diyelim ve haklısın instagram kullanmıyorum dese de inanılmaz uygulaması olmayabilir ama pc'de yüklü olabilir. Sosyal medya yaktı hepimizi
0
🌸mermaidd
(17.10.25)
Instagram'i olmayanlara da capkin muamelesi yapiliyor. Sacma sapan bir dunya. En iyisi gorucu usulu evlenmek. Jsusjahanshs
+1
baldur2
(17.10.25)
@baldur2 görücü usulünü düşünmüyor değilim dur aklımı çelme şimdi jkdkjfghfkh
+2
🌸mermaidd
(17.10.25)
gerçek hayatta sohbetim arkadaşlığım olmayabilir ama bizzat tanımadığım hiç kimse yoktur listemde. Tanımadığım istekleri de onaylamam. Bence de sosyal medya profilinden, kullanma şeklinden, kişi listesinden çok şey anlayabilirsin
0
dfn4
(17.10.25)
eklerlerse kabul ediyorum.
0
Karim iceride uyuyor ben seni dusunuyorum
(17.10.25)
Tanıdıklarımın bile hepsini eklemiyorum sadece yakın çevremi ekliyorum.
0
titanic kemancısı
(17.10.25)
%100 tanıdıklarımın ve kız arkadaşımın onayladığı kişiler ve Fenerbahçe hesabı dışında kimseyi takip etmiyorum; beni takip etmeyenleri veya zamanla takipten çıkanları da çıkarıyorum.

Takip ettiklerimle beni takip edenlerin arasındaki fark her zaman birdir.
0
admin
(17.10.25)
"Tanıdıklarımın bile hepsini eklemiyorum sadece yakın çevremi ekliyorum." +1
Flört aşamasındaki ya da sadece hoşlandığınız birinin kimleri takip ettiğini merak edip bakmak çok doğal bu arada, ben de bakarım fakat tek başına kriter olmaz çünkü bir sürü tanıdığımın "bazı sayfaları" takip etmek için açtığı gizli hesapları var.
0
mutekebbir
(17.10.25)
instagramda iki hesabım var. birisini devamlı iletişimde olduğum yakın çevrem için kullanıyorum. az takipçili ve kapalı hesap. diğeri ise açık hesap. komedi, makara, zamparalık vs. için.
0
yurtsuz john
(17.10.25)
Hoşlandığım birini hoşlanıyorum diye eklemem, ama tanıdığım biriyse eklemekte sakınca görmem.
0
rakicandir
(19.10.25)
(26)

İnsanlar bu kadar km nasıl yapıyor?

chicha_v2
2020 model araba 150 bin, 180 bin olan bir sürü ilan var. Tek tük olsa anlarım da sürekli şehirdışı kullansan yine olmuyor yine çok yani.Ben yılda 10 bin yaptığım için de abartı geliyor olabilir tabi de normal mi bu km'ler?Siz yılda kaç km yapıyorsunuz?
2020 model araba 150 bin, 180 bin olan bir sürü ilan var. Tek tük olsa anlarım da sürekli şehirdışı kullansan yine olmuyor yine çok yani.

Ben yılda 10 bin yaptığım için de abartı geliyor olabilir tabi de normal mi bu km'ler?

Siz yılda kaç km yapıyorsunuz?
0
chicha_v2
(16.10.25)
236 bin km sanırım rekor bende. sık sık akraba ziyareti yaparım.
0
Bir sıcak el uzanır tutmasam olmaz
(16.10.25)
@bir sıcak el Memleket neresi Kazakistan mı? 236 bini kaç yılda yaptın?
+1
🌸chicha_v2
(16.10.25)
yilda 30 bin km yapar, az degil tabii ama abartili da degil. Yilda 25 bin km yaptigim olmustu Turkiye sinirlarinda. Ise gidip geldim yakindi gorece, arada bizimkilerin yanina gidiyordum git gel 100 km falan, koye gitmisimdir 2-3 kez, tek yon 1000 km vs vs derken cok gezen insan yapar. Ise de gidiyorsa kolayca yapilir.
0
mbond
(16.10.25)
ben yılda 10-15 arası yapıyorum 2 araç var eşimde benzer km yapıyor
0
basond
(16.10.25)
Zaruret , iş halini anlarım ama genel olarak düşüncem ayrıca tembellikten veya tatili, gezmeyi, zevki abartmaktan bu kadar km yapılıyor olmalı.
Abartı gelebilir ama yürümekten aciz, az ötedeki tuvalete bile aracıyla gidecek olan insanlar var.
Zevkin abartılması ise genelde öyle hayırlı şeyler sebebiyle de olmuyor.

Yürümeye yabancılaşmış ve anne karnındaki embriyo misali sürekli birileri bu kimseleri bir yere taşımalı.
Sonra da haraketsizlik kaynaklı kilodan vs. rahatsızlıklardan bahsederler .
0
diyecevaplandı
(16.10.25)
şöyle: aldığımda 115 bindi zaten. aileye 10 saat uzakta yaşadık şimdi de 1,30 saat uzaktayız ve sık gider geliriz. maaşlarını çekeriz, pazar ihtiyacını bazen.

7 senede 120 bin olmuş çok da değilmiş.

2 tane yaşlıyla ilgilendik. birinin mekanı cennet olsun, biriyle halen ilgileniyoruz. ilacıydı, adam evde çişini yapıyor onu labaratuara yetiştiriyoruz falan gibi.

birde akraba kızlarından biri kocaya kaçtı, polislerle onu aradık, o sırada da epey yaktık aksiyonlu hayatım var evet.

senede 1 ya da 2 tatile çıkarız.

yoksa tuvalete bile arabayla gittiğimden değil yani.

kendim de bir o kadar km yakmışımdır belki.
0
Bir sıcak el uzanır tutmasam olmaz
(16.10.25)
Pazarlamacıyım. Geçen seneye kadar ayda 8000 kilometre yol yapıyordum. İş değiştirdim de bu sene 4000 km'ye düştüm.
0
etna
(16.10.25)
bizim 2004 model ilk sahibi olduğumuz bir araba vardı, 2020 yılında 100bin km de idi.
ben de anlamıyorum.

aracı sattım adam 3 yılda 200bin km ye getirmişti aracı :(
0
ananiyimioguz
(16.10.25)
Şahsi araçlarımla ortalama 25 bin

Şirket aracıyla da günde 60 km, ayda 1250 desen, 15 bin
0
gabe h coud
(16.10.25)
Arabamı mayıs ayında 0 km aldım. Şu anda 13xxx km. Senede yaklaşık 30k km yapıyor. Her gün işe git gel için 35-40 km yapıyorum, gerisi seyahat.
0
tss
(16.10.25)
arabayi aldigimizdan bu yana yilda 16-20k arasi (ortalama 18k) yapiyoruz ama sehirde yasamadigimiz icin. toplu ulasimla, 5km mesafedeki yan köye gitmek bir saat sürüyor, o sebeple her yere araba. sehirde yasasak herhalde yilda 5-6k anca yapardik.

is mesafesi uzun, ailesinden uzakta yasayan ve araba sirtinda para kazanan kisiler o km'leri yapiyor olabilir. mesela adamin ailesi trabzon'dadir, kendisi kayseri'de yasiyordur, iki haftada bir ziyarretlerine gidiyordur, üstelik ilac mümessilidir, kapi kapi geziyordur. günde 100 km rahat yapar.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(16.10.25)
işi uzaktır çok geziyordur vs
0
jelly bear
(16.10.25)
Türkiyede eğer şirketiniz karşılamıyorsa, -ki öyle bile olsa- benzine verilen para yazık günah. abd de olsak anlarım da türkiyede bu kadar arabayla gezmeyi seveni ve yakıtı dert etmeyeni anlamıyorum boşa para atılıyormuş gibi geliyor.

Bir de aracı çok yakınca normal karşılayan var aslan besleyen yemini düşünmez falan... diyorlar. Ağır gerizekalılık başka bişey değil sanki benzin ucuzmuş gibi.

Bazı arkadaşları biliyorum kafaları dağılsın diye çevre yolunda turluyorlar iyi geliyor diyorlar.

Yani şahsen bana iyi gelse bile yaktığı yakıtı düşününce nötrler hiç bişey anlamam.
0
ananiyimioguz
(16.10.25)
Evle okul arası 35 km. Ayda 1120 km yapıyor. Günde 5 km günlük işler olsa +150 km. Haftasonları da 100 km gezi olsa, +400 km. Ayda 1700 km yapar yuvarlak. Yılda 20bin km yapıyor. Yılda 15-20bin İstanbul için normal bir rakam.

Hibrit araç kullanarak bütçeme ve çevreye karşı vicdanımı kısmen rahatlatmış oluyorum. Toplu taşımayla gitsem yolum git-gel toplam 3 saat daha uzayacak.

Araç üreticilerinin periyodik bakım aralıkları genelde 1 yıl/15bin km şeklinde oluyor.

5 yıl için 75bin km normal yani. Ama İstanbul'da 5 yaşında 75binde araç çok düşük km kabul edilir. Genelde 100-110bin civarı oluyor 5 yaşındaki arabalar.
-1
yadigar
(16.10.25)
işim git gel 130km. ayda 2500 km. yılda 30 bin. işte böyle yapılıyor.
0
mikahakkinen
(16.10.25)
benim 2020 model, 120 bin km. normal geldi ya, yılda 20-25 bin km işte.

ev-iş arası 20 km ise bile ayda 2x20x20'den 800 eder. bi de yazın istanbul-ege, kışın istanbul-ankara tarzı bi kaç şehir dışı yol yapsan 20 bini rahat bulur.
0
gitdaddy
(16.10.25)
iş ev arası mesafe uzaksa ondan oluyordur, biz de geçen düşündük 7 ayda 10 bin falan yapmışız, işe gidip geliniyor her gün istanbul olunca mesafeler uzak malum. arada uzak ilçelere akraba ziyaretlerine vs de gidiyosun, 1 defa tatil, 3-4 defa izmit edirne gibi mesafelere aile ziyareti derken oluyor yani. arabasız da gitmek istemiyoruz bir yere çünkü arabayı zaten o konfor için aldık.
0
Sadece soruyorum
(16.10.25)
kimisinin işi mobil. yılda 60-70 bin yapıyorlar. zaten bi şehir dışı git gel 2 bin km. yılda 30 40 yapan var.

kimi de gezmeyi çok seviyor. bi arkadaşım ben yemek yemeyi çok severim. eşimle tüm türkiyenin köylerine kadar gezdik demişti. o da yılda 80 mi ne yapmış. ilginç yani.
0
gurur
(16.10.25)
eski arabayı 2016da 0 almıştım. 2020de 10000 km anca olmuştu. 2024te 55000 km iken sattım. yeni arabayı 2024te 0 aldım, şimdi 19000 km.
0
inheritance
(16.10.25)
evle isim cok yakin, benden baska araci kullanan yok, is disinda haftada 2-3 gun bir o kadar daha yol yapiyorum, ekstar avm, yemek, etkinlik, senede birkac tatile de arabam ile gidiyorum senelik 15bin'i kolay kolay gecmiyorum
0
sweetoffice
(16.10.25)
Sahaya gittiğimde şehrin öteki ucuna tek yön 100 km yol gidiyorum. Servis pahalı ve az yoğun olan bu yolu kullanmadığı için hergün kendi aracıyla giden nice arkadaşım var. 200x20x12 senede 48.000 km yapar. Bunun marketi haftasonu gezmesi yaz tatili derken bu rakam daha da artıyordur.
0
cilekli pasta
(16.10.25)
Pandeminin zirvede olduğu dönemde bir ara her şeyin fiyatı ve maaşlar bile artarken benzin fiyatları sabit kalmıştı.
İşe başladıktan 1 ay sonra pandemi patlamıştı ve ben iş için şehir değiştirmiştim.
Pandemi patlayınca tüm şirket tamamen evden çalışmaya geçti 2 sene boyunca. Benim gibi bazı kişilere de haftada 1 işe gel dedi ama taksi parası verdi fiks.
Oturdum hesapladım haftada 1 kalkıp izmirden istanbula gidip akşam da dönmek daha mantıklı.
2 sene boyunca ayda 2500-3000 km arası yaptım. Arada bodruma falan da yazlığa kaçamak yaptım.
5 yıllık sadece 40.000 km'deki arabam 2 yılda 80.000 km'ye yakın yol yaptı.
0
denizgonen
(16.10.25)
ortalamam senede 30.000, altina pek dusemedim.
evde iki araba var, toplam 50.000 civari yapiliyor her sene.
0
cooperr
(16.10.25)
5 yilda 1250 is gunu var. 150.000km/1250gun= gunde 120km.

Ev-is arasi 60km olan biri sadece ise gidip gelmek icin 5 yilda 150.000km yapar. Normal bence.

Ayrica, mesela yeni arac satin alirken 2021 model araclari 2020'de aliyoruz. Bunun da km'nin yuksek gorunmesinde etkisi vardir.
0
thetruenorthstrongandfree1
(17.10.25)
bir ara evden işe 35 km mesafem vardı. git gel 70km. günde ortalama 5km ekstra sağa sola illa gidiyordum (annemlere uğramak gibi) x yılda 260 gün = 19500 km.

ayda 3 kere çanakkale'ye gidip geliyordum. 360 km tek yön. 30-40 en az orada yapıyorumdur. 800 x 3 x 12 =28.800

toplam 48300 km yaptı. illa ıvır zıvır olmuştur 50binin üzerine tamamlıyorumdur.
0
co2s2
(17.10.25)
Günde ortalama 30 km senede maksimum 10 bin yapıyorum ben.
0
titanic kemancısı
(17.10.25)
(6)

Güney Kore Gezisi için öneri

a perfect lie
Gitmiş görmüş duyuruculardan her türlü tavsiyeyi duymaya açığım, Gitme planları olanlar da bak şöyle bir şey var diyorlar diyorsa, onlara da açığım. Ay sonunda 5 6 gün olarak planlandı. Her cevaba şimdiden teşekkür ediyorum.
Gitmiş görmüş duyuruculardan her türlü tavsiyeyi duymaya açığım,
Gitme planları olanlar da bak şöyle bir şey var diyorlar diyorsa, onlara da açığım.

Ay sonunda 5 6 gün olarak planlandı.

Her cevaba şimdiden teşekkür ediyorum.
0
a perfect lie
(10.10.25)
Biz seul u gezdik japonya turumuzun devamı olarak gittiğimizden japonya sonrası sönük gelmişti
Klasik gangnam mahallesi namsan tower falan zaten internette yazan şeyler
Beklentimizin altında kalmıştı seul
5-6 gün yeterli
0
basond
(10.10.25)
@baond japonya ya geçen yıl gitmiştik. Niyeyse koreyi daha çok seveceğimi düşünüyordum.
0
🌸a perfect lie
(10.10.25)
Ya japonya tarihi ve şehirleri bana daha derin geldi yapıları tapınakları mimarileri daha güzeldi kore biraz daha sade ve gösterişsiz olduğundan birde yorulduğumuzdan sanırım sönük geçti.

Tabi tercih meselesi japonya dediğim tokyo osaka hiroşima kyoto kobe turu yapmıştık en az tokyoyu beğenmiştik tarih anlamında diğer tarafları daha güzeldi.

Seulde tarihi yapılar az ve sade biraz fakirlik biraz sadelik ön planda kalanı normal şehir zaten
0
basond
(10.10.25)
hiç gitmedim ama "daechang" diye bir yemekleri var çok iştahlı yiyorlar. fırsatınız olursa tadın.
0
Bir sıcak el uzanır tutmasam olmaz
(10.10.25)
busan şehitlik çok etkileyici
0
gurur
(10.10.25)
Ben 2 kere gittim seneye 3. Kez gideceğim çünkü turist olarak gezmesi inanılmaz keyifli bir ülke, çok sevmiştim gittiğimde.

Yapacak ve gezecek çok şey ama biraz sizin ilgi alanınız ve beklentileriniz de önemli. Örneğin Kpop storelar filan benim ilgimi çekmiyor ama devasa bir sektör var gezecek bunla alakalı.
Mutlaka görmeniz gereken klasik sarayı var ona gidersiniz zaten; çok sıcak mevsimde giderseniz mutlaka şemsiye ve şapka ile gezin saraydaki kumlar inanılmaz yakıyor gezerken sıcaktam pişiyorsunuz. Orada geleneksel kıyafet kiralayabilirsiniz ama ben kiralamamıştım. Asker değişimi saati oluyor seremonisi güzel izleyebiliyorsunuz. Sarayın yakınlarında girişi ücretsiz ya da cuzi ücretli çok fazla tarihi müzeleri var. Giriş saatlerine bakarsınız özellikle Japonya-Kore savaşında bunların kullandıkları ejderha başlı gemi imitasyonu filan sergilenen müzeleri var, simulatörlü koltuklarda savaş anını sarsa sarsa gemiden izler gibi izliyorsunuz devasa hizmet var müzelerde :D
Aynı zamanda Kore alfabesi ile kendi isminizi geleneksel kâğıtlara fırçayla yazdırıp hatıra olsun diye veriyorlar o yüzden bu müzeleri çok bilen yok ama o bölgede chatgpt yardımıyla gezebilirsiniz.

Kore’nin en eski tarzdaki geleneksel evlerinin olduğu Hanok bölgesi var en tepeye çıkıp fotoğraf çekiliyor ama çok kalabalık oluyor gitmeden google’dan bir araştırın ilginizi çekmiyorsa o yokuşu çıkmaya değer mi bu biraz kişisel bir şey şart değil bence dhjdjd

Meşhur olan Budist tapınaklarından merkezi yerleri gezin bence ambiyansı güzel gitmişken görülmeli derim.

Namsan Kulesi var isimlerin yazıldığı kilitlerin takıldığı meşhur tepe oraya gidebilirsiniz manzarası muhteşem. Seul kulesi ve lotte binaları var çıkabileceğiniz. Busan okyanus kıyısı şehir fırtınalı havada gezmesi zor olur ama güzel havada çok güzel doğası ve turistik yerleri var, orada 1 gün kalınabilir yazın gidiyorsanız.

Jungno bölgesinde inanılmaz sokak arası pazarları ve devasa oyuncakçılar sokağı var; çocuk olmasanız bile yetişkinken gezmesi aşırı keyifli oyunca cenneti. Bu bölgede yine gezilecek çok fazla yer var.

Kozmetik için Myeondong bölgesi zaten en meşhur yer ve konsept cafeleri çok fazla. Uber kullanabilirsiniz, Seoul metrosu biraz karışık ama chatgpt yardımıyla kullanabilirsiniz.

Gimbap mutlaka yenilmesi gerekenlerden, bir de masaüstü ızgara konseptindeki yerlerde et yeme yerleri çok iyi oluyor. Kendilerine has çayları çok güzel ikram edilenleri denemeden geçmeyin. Acı sosları gochuang sosları var ben marketten stoklayıp gelmiştim acı severseniz alabilirsiniz kendinize. Aklıma ilk gelenler bunlar Koreanair ile uçuştan memnun kalmıştım.
+3
titanic kemancısı
(10.10.25)
(13)

Instagram'da karşınıza nasıl reelslar çıkıyor?

sekizdokuzon
Benim bu ara yemek tarifi ve temizlik tüyosu ağırlıklı videolar karşıma çıkıyor. Bulaşık makinesini çalıştırmadan kapağına toz çamaşır deterjanı serpince bulaşıklarınız cam gibi pırıl pırıl oluyor tarzı şeyler. Bir an önce almam gerekenler; limon tuzu, Arap sabunu, karbonat ve beyaz sirke.Sizde nele
Benim bu ara yemek tarifi ve temizlik tüyosu ağırlıklı videolar karşıma çıkıyor. Bulaşık makinesini çalıştırmadan kapağına toz çamaşır deterjanı serpince bulaşıklarınız cam gibi pırıl pırıl oluyor tarzı şeyler.

Bir an önce almam gerekenler; limon tuzu, Arap sabunu, karbonat ve beyaz sirke.

Sizde neler var?

Teşekkürler.
0
sekizdokuzon
(04.10.25)
grimavi
(04.10.25)
Full kız. Bunun dışında uçak, katil balina, köpek balığı, maceralı şeyler (gopro, redbull), gezi (özellikle deniz) ve müzik paylaşımları çıkıyor. Geçen gülmekten geberdiğim iki reels çıktı.
0
arbre
(04.10.25)
Hamsterlar, anime sahneleri, kıyafet kombinleri, renkli makyajlar
0
FreSh
(04.10.25)
Senin için baktım lan, geneli dark humor olsa da şu an erkanımda bunlar var

family gay- charlie kirk - game of thrones
komikli video - haber - boran cohen
pokemon- trump - bir oyun
0
Shepard
(04.10.25)
Elektro gitar videoları. Fotoğraf video ipuçları. Gezi kamp outdoor içerikleri.
0
anon1m
(04.10.25)
motivational quotes
sad edits
0
rakicandir
(04.10.25)
Yemek tarifi, yoga, sağlıklı yaşam, kombin önerileri, bol kahve ve matcha
0
kullanicadi
(04.10.25)
Drag queenler, kıvırcık saç influencerları, ekmek/pasta tarifleri, dil öğrenme içerikleri, eski müzikal filmler, golden girls 😶
0
kobuzchu kiz
(04.10.25)
Genelde meme. Az da olsa popo. Ama çok meme ya sıkıldım
0
benaslindayohum
(04.10.25)
Bende cute, anime, kore-japon reelsleri çıkıyor bu hale getirene kadar az reels izlemedik XD
imgur.com
0
titanic kemancısı
(04.10.25)
benim keşfet böyle sanırım biraz farklıyım


i.ibb.co
0
nahtoderfahrung
(04.10.25)
Seramik modelleri, kedi videoları, pandalar, şempanzeler, yemek videoları.
Son bir buçuk haftadır da sergi mekanları doldu taştı gaza geldim gördüğüme gidiyorum güzel bir hafta geçirdim bu sayede.
0
mutekebbir
(05.10.25)
yoğunluklu olarak:

kedi, kedi, kedi

orta yoğunluklu:

avrupa ülkelerinde yaşam, ingiltere, sağlıklı yaşam, sanat, köpekler, sağlıklı tarifler, amerika evleri

daha az:

siyaset, haberler
0
art cat chocolate
(05.10.25)
(11)

2. Dünya savaşından sonra büyük devletler ne oldu da bu işin birbirini vurmakla çözülmeyeceğini anladılar?

mikahakkinen
yahudi katliamı, sömürge paylaşımı, nüfus kaybı vb. büyük devletler nasıl bir karar aldı ve bu işlerin büyük savaşlarla çözülemeyeceğini düşündü?
yahudi katliamı, sömürge paylaşımı, nüfus kaybı vb. büyük devletler nasıl bir karar aldı ve bu işlerin büyük savaşlarla çözülemeyeceğini düşündü?
0
mikahakkinen
(03.10.25)
kapitalizm egemen ekonomik düzen oldu. Bu yüzden daha çok.
0
adivar
(03.10.25)
2.dünya savaşında belki 100 milyon kişi öldü.
avrupa'da büyük şehirlerde taş üstünde taş kalmadı.
ekonomiler allak bullak oldu.
yahudi soykırımı çok bir büyük savaş suçu.
ingiltere'nin fransa'nın sömürge düzeni çöktü.
bir dolu sebep var ama asıl sebep japonya'ya atılan atom bombalarının gücü herkesi korkuttu. benzer bir savaşta karşılıklı atom bombası atmaya başlarlarsa bildiğimiz anlamda insanlığın sonu gelebilir.
0
co2s2
(03.10.25)
Nazi hareketi olmasa bugünkü İsrail devletini kurmak için gerekli politika oluşur muydu ya da gecikir miydi diye tarihçiler tartışıyor. Dolasıyla kan dökme olayı elbette bitmedi; “herkesin kanı dökülmesin ama bazılarının kanı dökülebilir” aşamasına geldi. İsrail’in kurulmasında da yine İngiliz hükümetinin destekleri var nereyi kazısan İngilizler çıkıyor. Sömürecek işçilerin hepsi savaşta ölmesi kapitalist düzene kar getirmiyor; canlı kalsınlar ama itaat etsinler boyutuna geçti.
0
titanic kemancısı
(03.10.25)
Atom bombası ve nükleer caydırıcılık.

Büyük devletler büyük kayıplar vererek kendi ekonomilerinin zarar göreceği şekilde savaşmalarına gerek kalmadan da istediklerini elde edebildiklerini gördüler. Uluslararası şirketler üzerinden istedikleri gibi sömürebiliyor ya da pazara girebiliyorlar. Vekalet savaşları sayesinde doğrudan savaşmak yerine başka ülkeleri ya da örgütleri finanse ederek yıpratma yoluna gidebiliyorlar. Sonra da bunları birleştirip kapitülasyonlar imzalatıyorlar.
0
nawar
(03.10.25)
1. Dünya savaşında Almanlar büyük yenilgiye uğradığında kazanan taraf çok ağır faturalar kesti.

O zamanların bir ekonomisti, bunun doğru olmadığını, yıllık gelirlerinin %30’unu almanın makul olduğunu söylemişti. Hatta bu süreçte almayanın ekonomik kalkınması için yardım edilmesi gerektiğini söylemişti.

Peki ne oldu? Almanya borçları ödeyemedi. Milliyetçiliğin gazı ile naziye dönüştüler.

Kazanan taraf bir daha savaşa sürüklendi, borçlarını alamadan.
0
substituent
(03.10.25)
2.dünya savaşında, savaşın maliyetinin, savaş ile ulaşılmak istenen kazanımları aştığını yani maliyetini kurtarmadığını yaşayarak gördüler.

bir yeri işgal etmek, oradaki insanları beslemeyi, öyle veya böyle oralara hem insan kaynağı ayırmayı, hem altyapı yatırımı yapmayı vs. gerektiriyor.

bugün olduğu gibi politik yollarla sömürgeleştirmek çok daha az maliyetli ve yönetilebilir bir durum. ha buna rağmen, diğer büyük devletlerle paylaşım krizi veya çıkar çatışmaları politik güç ile dengeye ulaşamıyorsa, fiilen savaş yaşanmaya devam ediyor.

sadece bir örnek: bakınız ukrayna-rusya savaşı.
0
wilhelmwasmuss
(03.10.25)
sınırsız kaynak ve ucuz iş gücü ihtiyacının sebep olduğu global yıkımların kapitalizm sayesinde sonlandığını iddia etmek de enteresanmış. tam aksine dünya savaşlarının temelinde kapitalizmin egemen ekonomik düzen olması yatar. kapitalizmi savunanlar "30 sene önce cep telefonu yoktu bugün var" diyen akp'lilerden farksız. dünyadan koskoca nesilleri, yüzlerce seneyi çaldı bu sistem ama hala sanki bugün dünya barış içinde yaşıyormuş gibi kapitalizm güzellemesi yapıyorlar haha. bugün de zaten savaş meselesi kapanmış değil, üçüncü dünya savaşının önündeki tek engel nükleer caydırıcılık ve teknolojinin gelişmesiyle beraber coğrafi kontrol faktörünün eskisi kadar önemli olmaması. yani artık türkiye'yi işgal etmek için yarım milyonluk orduyla gelmene gerek yok. başına "demokratik" şekilde istediğin adamı koyuyorsun, bütün kaynakları o sana peşkeş çekiyor zaten. yok baktın işler istediğin gibi değil hop bu sefer darbe yapıyorsun.

bi şey değiştiği yok yani sadece artık aynı sömürü seviyesi için o kadar çaba sarf etmek gerekmiyor, illa savaşılacaksa yine demokrasi şöleniyle göreve gelmiş şahıslar aracılığıyla onların ülkesini savaşa sürüyorsun.
0
der meister
(03.10.25)
büyük savaşlarla çözülemeyeceğini düşünmediler aslında. abd ve sovyetler birliği birbirleriyle savaşmaya hazırlardı. ama atom bombası herkesi korkuttu. kimse cesaret edemedi büyük savaş çıkarmaya, hep kenarından dolaştılar. soğuk savaş yaptılar.
0
abelardo
(03.10.25)
merhaba. aslında büyük ülkeler birbirini vurmakla bu işin çözülmeyeceğini kavramakla beraber sikko devletleri bir şekilde sömürürüz kendi işimize yaradığınca destekleriz, yakar yıkar ele geçiririz sonra satranç tahtası gibi karşının hamlesine göre karar alırız dediler. doğrudan kimse birbirini yok etmeyi göze alamadı.

abd vietnam'da tökezledi, rusya yı küba destekledi, birbirlerinin hamlelerine karşı türkiye bile bir piyon olarak rusyayı vurabilecek nükleer füzelerin durduğu en ileri abd karakoluydu. sen çek ben de çekeyim diye küba/rusya vs turkiye/abd olarak kullanışlı aptal bir dönemimiz o yıllarda da oldu.

herkes çıkmasa girdi, afganistan demir leblebi gibiydi. oyunum sistemini değiştirdiler. aslında sorunuzun cevabı "proxy war" olarak günümüzde de devam ediyor. sonuçlanmış değil.

çok kısa cevap olarak: ben doğrudan hedef olacağıma karşı tarafı caydırıcı kullanışlı maşa bir ülkeyi kullanırım doğrudan hedef ben olmam. tek bir sorun vardı, iki kutuplu dünyada bunu tek aklına getiren abd olmadı.
0
libertine
(03.10.25)
insanlık yüzlerce yıl savaşmış, şimdi mi akıllanıp bırakmış:D işin şekli değişti sadece, özü aynı.

üçüncü dünya savaşı için de önce bağımsız bir almanya lazım. tarifteki ilk malzeme eksik.
0
kesmekes laleler
(03.10.25)
Şimdi uluslararası ilişkiler bölümüne çöp diyorlar işte biz de bir şeyler biliyoruz.

Cevap Mutual assured destruction ve Second strike capacity

Tabi bunlar soğuk savaş kavramları. Artık ülkeler ve kurumlar birbiriyle o kadar çok iş birliği halinde bağlandılar ki en kötü barış, savaştan daha hayırlı geldi. Bu da işte kapitalizmin zaferi neoliberal kurumsalcılık.

Ha bana kalırsa bence hiçbir zaman savaş bitmedi ve bitmeyecek hak ve batılın savaşı devam ediyor. Siyonizm vs diğerleri.
0
Hallegadola
(05.10.25)
(10)

Arkadaşa nasil bir menü yapayım

egerbiryolcu
Benden bir emanet almaya gelecek ve ilk defa evimize gelecek (aile evindeyim)Nasıl bir menü hazırlasam gayet yeterli ve risksiz olur, yemek zevkini pek bilmiyorum. Kendisine sorsam yapma uğraşma der. Kek pasta börek salata gibi şey gün menüsü gibi mi olur yoksa oturup laflarken ideal mi?Önerilere aç
Benden bir emanet almaya gelecek ve ilk defa evimize gelecek (aile evindeyim)

Nasıl bir menü hazırlasam gayet yeterli ve risksiz olur, yemek zevkini pek bilmiyorum. Kendisine sorsam yapma uğraşma der. Kek pasta börek salata gibi şey gün menüsü gibi mi olur yoksa oturup laflarken ideal mi?

Önerilere açığım.
0
egerbiryolcu
(02.10.25)
Saat kaç gibi gelecek ? Eğer akşam yemeği saatiyse abartıya kaçmadan klasik bir çorba + pilav + tavuk + et yememe ihtimaline karşılık baklagi/sebze ve salata fazlasıyla yeterli olur. Sonrasında çay kuruyemiş ikram edersiniz.

Çay saatinde filan gelecekse de gün menüsü gibi çok mutlu eder bence.
0
titanic kemancısı
(02.10.25)
@titanic kemancısı saat iki gibi gelecek. O yüzden akşam yemeği gibi bir menüden emin olamamistim.
0
🌸egerbiryolcu
(02.10.25)
Bence yemekten ziyade kek, börek vs yeterli ve güzel olur.
0
titanic kemancısı
(02.10.25)
Kisir patates salatasi borek bunlar mukemmel dengeli ve pratik hemde lezzetli seyler bide yalanci mozaik yap mis
0
eja
(02.10.25)
aglayan pasta, tuzlu kurabiye corekotlu, cay veya kahve
0
ala09
(02.10.25)
makarna salatası/kısır/patates salatası üçünden biri
poğaça ya da börek
tatlı ya da tuzlu kurabiye
basit pasta tarzı bir şey
yanına çay, sonra da belki bir türk kahvesi
0
black holes in the sky
(02.10.25)
kısır - börek - kek üçlemesi çayla fena akar.
0
sir gawain
(02.10.25)
Sorunun geçerliliği kaldı mı bilmiyorum ama, acısız ve susamsız şeyler yap demeye geldim, pek çok insanın hemoroidi ve susam alerjisi var, bilmeden yiyemeyeceği bir şey yapmamış olursun. Gerisi artık misafir umduğunu değil bulduğunu yer meselesi.
0
muhayyer divan
(03.10.25)
Klasik altın günü menüsü candır.

Kek, börek, sarma, kısır, makarna salatası, mercimekli köfte vb
0
anaphylacticshock
(03.10.25)
Herkese çok teşekkür ederim. Gün menüsünde hemfikir olunmasına çok mutlu oldum:d

Bu arada hem kısır hem makarna salatası olur mu biri bulgur biri makarna ya. Ama biri kuru biri yoğurtlu dengeler sanki.

@muhayyer Divan bu arada susam alerjisi diye bir şey olduğunu bilmiyordum teşekkür ederim ekstra öneri için.
0
🌸egerbiryolcu
(03.10.25)
(9)

Yasemin Minguzzi

WithWorth
Bu kadincagza cok uzuluyorum.Evladinin acisini bile dogru duzgun yasayamadan bir de saniklarin tehditleri vb ile ugrasiyor. Mahkemelerde bugun da akla ziyan savunmalara maruz kaliyor.Sizin dusunceniz ne ?
Bu kadincagza cok uzuluyorum.
Evladinin acisini bile dogru duzgun yasayamadan bir de saniklarin tehditleri vb ile ugrasiyor. Mahkemelerde bugun da akla ziyan savunmalara maruz kaliyor.

Sizin dusunceniz ne ?
0
WithWorth
(02.10.25)
Bence bütün yaptıklarında haklı. Bizim ülkede hak aramak pek alışıldık bir şey olmadığı için millet garipsiyor. Kadının başına gelenler korkunç. Oğlu öldürüldü, aile tehdit ediliyor falan. Empati yapıyorum da insan kafayı yer cidden. Onun psikolojisinde çok anne vardır ülkede. Ülkece göz önünde böyle pek görmediğimiz için tuhaf geliyor.
0
nothing in my way
(02.10.25)
Yaşar Kemal’in İnce Memed’inde bir bölüm vardır; babası ölen çocuğun toprağına amcası el koyar, çocuk büyür mahkemeyle o toprağı geri alır, tek başına sürmeye başlar ki 2. Gün tarlada kanlar içinde ölü bulunur. Kimin vurduğu bellidir ama amca annenin isyanlarına rağmen tutuklanmaz; anası çıldırır amcanın evini basıp öfkeyle yakar. Kadını da kundaklamadan tutuklayıp hapse atarlar.

Çok üzücü maalesef, bir fark göremiyorum ben.
Tek fark Yasemin hanımın o noktaya henüz gelmemiş olması.
0
titanic kemancısı
(02.10.25)
Kadın ne yapsa, haklı!
0
Kahvedesu
(02.10.25)
Aşırı öfkeliyim çok içselleştiriyorum, çok üzülüyorum. Adalete hukuka falan inanmıyorum, keşke bu davaya özgü kısas olsa.
0
ekimoloji
(02.10.25)
bence türkiye'de, güclü duracagim, iyilik kazanacak, yasasin kardeslik, adalete inaniyorum, suclular cezalandirilacak, suraya da müzik, buraya da resim vb. vb. gibi seyler sirf bosa kürek cekmek. sacmalik hatta.
ben bu durumda tüm yasam enerjimi o dirzolari avlamaya harcardim. sirf bunun icin nefes alirdim, sonuclarini, basima gelecekleri pek düsünmezdim.
Gary Plauché'i biliyorsunuzdur belki: youtu.be
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(02.10.25)
Kadın haklı ancak umarım uzun vadede bütün hayatını bu travma etrafında şekillendirmez.
0
salihdt
(03.10.25)
bu toplum o kadına borçlu. iyi ki sesini çıkarıyor. uyuyan bir topluma tokat atıyor.
0
mikahakkinen
(03.10.25)
Bu kadına yapılan her şey organize.

Cehaletle namuslu vatandaşın savaşı bu

şu an cehalet daha çok oy demek

Mizan bozulmuş

Kadının eylemleri bir yere kadar doğru bir yerden sonra kendisini ve temsil ettiği dürüst namuslu Türk vatandaşlarıni zayıf gösteriyor

Bu noktada özellikle sarallar ve şahinler grubunda çok büyük vebal var

Cevap bile veremediler bu oluşumun temsilcilerine

Çünkü taşeronlari artık bunlar

Bakın hükümet ve adalet kurumlarindan bahsetmiyorum dahi

Bu ülkenin eskiden çizgileri vardı, çocuk katili dediğin cezaevinde 1 ay ya Yaşar ya yaşamazdi. Şimdi bakıyorsun haberlerde, bir aile taraniyor. Yola kaçan 7 yaşındaki çocuk sırtından vuruluyor.

Bir şey olmaz yatar çıkarsiniz diyen bir adalet sisteminin sonucu hepsi

Çözüm nedir?

20 sene lazım. İlkokula başlarken ağlayan çocugun 2. Sınıfta arkadaşının annesine kufretmedigi bir eğitim sistemi ile düzelir.
0
topkapiaksaray
(03.10.25)
merhaba @topkapiasaray a katılıyorum. saral/sahinler kadar incelemesine bilmiyorum ama bu standart, düz, normal bir anne tepkisi vs cehalet. bu kadını şu an troller akp/dem arası iyi diye sedat peker in avukatından bile vurabilirler. yazık ya, hepimize yazık. çocuğa, annesine, annesiyle empati kurana.

bu hikayede içeri girdiğiyle gurur duyan keko tıraşlılar, anneleri, potansiyel oy verecekleri parti hepsini biliyoruz. susuyoruz. atatürkçu okul birincisi kızları ordudan atıyoruz falan.
0
libertine
(03.10.25)
(10)

hakaret etmeden rencide etmeden ve kavgayla sonuçlandırmadan tartışmak

i'm gonna start a revolution from my bed
Başarabiliyor musunuz? Herhangi bir konuyla ilgili farketmez. Sanırım böyle olunca hasbihal edilmiş oluyor.
Başarabiliyor musunuz? Herhangi bir konuyla ilgili farketmez. Sanırım böyle olunca hasbihal edilmiş oluyor.
0
i'm gonna start a revolution from my bed
(30.09.25)
Bu karşındakinin niyetine, amacına ve seviyesine göre değişen bir şey. Nihayet karşıdakinin anladığı dilden konuşmak gerekiyor, anlamadığı dilden konuşmanın anlamı yok.
0
muhayyer divan
(30.09.25)
Ben ülkemizin en leş insanlarıyla uğraşıyorum. Her zaman bir orta yol bulunuyor. Önemli olan ilk kendini kaybeden olmamak. Ters bir şey duyunca, bak öyle olmayabilir veya ayıp ediyorsun ama can sağlığı gibi ortamın gazını alacak cümleler kurmak önemli.
0
Shepard
(30.09.25)
Sana iki vecizeyle cevap vericem: Taşa tohum ekilmez ve ateşe ateşle cevap verilir.
0
sekizdokuzon
(30.09.25)
Dün bir adama "lütfen" ve "...mısınız" gibi kalıplar kullanaraj, nezaketi elden bırakmadan, bildiğiniz bağırıp çağırdım. Rencide etmedim, kavga da etmedik. Tehdit etmiş olabilirim. Dayak ve fazlasını hak ediyordu. Çekip arabasını gitti. Genelde üç tip insan var:

1. Hoşgörü yahut özürle yaklaşana yumuşayanlar. (Benim bulunduğum kategori) Bunlar karşı taraf azıcık yumuşasa, sorun etmiyor, gidiyorlar.

2. Yukarıdaki gibi insana denk gelince efelenenler. Köpekleri tenzih ederim, atalarımızın "ite iyilik yaramaz" dediği cinsten olanlar. Alttan alınca siz, aslan kesiliyorlar. Çileden çıkarsanız, siniyorlar. Ağızlarına etmek lazım kurtulmak için.

3. Kavga için bahane arayan yaşam formları. Denk gelmemek lazım. Ne yapsanız kâr etmiyor. ℅50'si ağız dalaşı ile yetinebiliyor. Kalan yarısını dövmeniz gerekiyor. Dayağını yiyip oturanı da var, kin tutanı da, silahla saldıranı da... İyi ihtimalle gününüzü, kötü ihtimalle hayatınızı karartıyorlar. Bulaşmadan ortamı terk etmek lazım.

3. Gruba rastlamazsanız kavgasız yaşamak gayet mümkün.
0
yadigar
(30.09.25)
Bu konunun adeta uzmanıyım. Özel hayatımda bütün tartışmaların şiddetini azaltabiliyorum. Stres yönetiminde inanılmaz başarılıyım. İş hayatında ise bambaşkayım. Kısaca şöyle anlatayım avukatım, büroya öyle insanlar arıyor ki özellikle borçlular. yakarım yıkarım bir tane mermim var gelip kafanıza sıkacağım falanlar filanlar ve adamlar gerçekten sabıkalı bir sürü suç kaydı var. Büro bana durumu anlatıyor direk arıyorum. İnanılmaz bir şekilde konuşmalar abiciğim özür dilerim taksit yapar mısın gibi durumlara dönüyor. Hiçbir yöntemim yok sadece karşı tarafın suyuna gitmiyorum gayet sakin bir şekilde konuşuyorum özellikle dinliyorum, dinlerken detaylar soruyorum, bazı tepkiler veriyorum sonrası çorap söküğü gibi geliyor bir defa istisnası oldu ben geri adım attım diğerlerini de hiç geri adım atmadan olayı çözdüm. Dahası bizi ölümle tehdit eden bin bir türlü küfür ve hakaret eden insanların bir kısmı daha sonra müvekkilimiz oldu. Ezcümle; var böyle bir şeyler.
0
ground
(30.09.25)
tartışma sürecine duygusallık katıp öfkeye kapılmazsan, düşünerek sağlam argümanlar içeren yanıtlar verirsen bu dediğin olur.
0
orpheus
(30.09.25)
ground +1
Ben de anlattiklarinin birebir benzerini yasadigim ve turlu turlu borcluyla, deliyle muhatap oldugum icin sakinlik, ses tonunu ayarlamak, az ve net sekilde konusmak etkili oluyor. İnsanlara ustten bi eda ile yuksek tondan konusuldugunda herkes adeta patlamaya hazir bomba oldugu icin ortalik ates hattina donuyor. Sakinlik, kararlilik bence iletisimde cok etkili.
0
sey mi dostum
(30.09.25)
Karşıdakine hakaret etmesen bile bunu hakaret olarak algılayabilir bu tamamen kişinin kendi kompleksleri, hayata karşı tutumu ile alakalı olabilir. Bu nedenle duygusal zekasının yeterli algılama kapasitesinden yoksun olduğunu düşündüğüm kimseyle tartışmaya girmiyorum artık önceden bu hatayı yapıyordum.
Karşıdaki kişi nasıl kendini ifade edeceğini bilmiyorsa, kavgaya başlar tek bildiği ifade yöntemi bu çünkü: baskı/güç uygulamak. Bizim toplumda bu var çünkü kişisel gelişim ve kitap okuma, bireysel düşünme çok az.
0
titanic kemancısı
(30.09.25)
Başarabiliyorum, kavga etmeye karşı bir ilgim yok. Sorunu tespit edip çözerek olayı kapatmak, kapanmayacaksa da huzursuzluk sebebini kksa sürede uzaklaştırmak isterim.

Bazı insanlar sorun tespit etme konusunda cidden sıkıntılı. Bunların sorunu görmezden gelip inatla neden diye sorup kendilerini heder etmesini hayretle izliyorum.
0
akhenaten
(30.09.25)
Alkol uyuşturucu kullanmadığım, kredilerle kumar oynamadigim için gayet rahat oluyor. Askerliğimin bir kısmında Suriyede görevde olmam da etkili oldu.

Özetle vatanına milletine, geleneğine görenegine bağlı biri olursan ölçü kendiliginden geliyor.
0
encokbenisevinnolur
(30.09.25)
(5)

Cam Filmi Uygulaması

bradshaw
Selamın hello,Aracımı bayiden sıfır aldım hafta sonu, alırken de cam filmi, ppf, seramik kaplama vs. onları da yine markanın bayisinden yaptırdım. Dün camı açınca fark ettim ki camlara sıfır yapılmamış film. Camların üst kısmında çok az boşluk var (belli ki camı açıp üst kısma tamamlamamışlar). Üste
Selamın hello,

Aracımı bayiden sıfır aldım hafta sonu, alırken de cam filmi, ppf, seramik kaplama vs. onları da yine markanın bayisinden yaptırdım. Dün camı açınca fark ettim ki camlara sıfır yapılmamış film. Camların üst kısmında çok az boşluk var (belli ki camı açıp üst kısma tamamlamamışlar). Üstelik üst kısımda boşluk daha fazlayken, camın yan kısmında bi tık daha az.

Daha önceki arabalarımda böyle olmamıştı, sıfır yapılmıştı, öyle olması lazım di mi? Yanlış uygulamışlar diye düşünüyorum? Carlıycam bayiye, size de sorayım.
0
bradshaw
(29.09.25)
Cam film yapıldığında 2 gün boyunca camları hiç açmamam ve su değdirmemem tembihlenmişti acaba o gün yapıldı ve siz hemen açmış olabilir misiniz? Sabitlenmeden açtıysanız kaymış olabilir.
0
titanic kemancısı
(29.09.25)
Yok hayır, uygulandıktan sonra 1 gün bekledi araç, ondan sonra teslim aldım. Teslim aldıktan sonra da "1 gün camları açmayın" dendi, açmadım ben de. Süre geçtikten sonra açtığımda böyleydi.
0
🌸bradshaw
(29.09.25)
Bende de öyleydi. Yaklaşık 1-2 mm arası bir boşluk vardı. Ben uygulayan kişiye göre değiştiğini düşünüyorum ve anormal gelmemişti bana hiç.Bir de cama sıfır yapılırsa camı açıp kapatırken kavlama olasılığı daha fazla.
0
himmet dayi
(29.09.25)
@himmet dayı, ben ilk defa gördüm ve şaşırdım. ziebart'ı arayıp sordum "hayır sıfır olması lazım" dediler. Yani bi tuhaf görünüyor böyle de, camı açıp kapatırken o kadar ince bir şey etkilenir mi gerçekten?
0
🌸bradshaw
(29.09.25)
bende de öyle hocam. büyük ihtimalle cam açılıp kapandığı için kapı içersindeki fitillerin zarar vermemesi için yapılmış olabilir.
0
false pretension
(29.09.25)
(9)

Günde kaç saatinizi ayırıyorsunuz?

hain kostokk
Yeni bir şeyler öğrenmeye, kendinizi farklı alanlarda geliştirmeye, kitap okumaya... vb. gibi kişisel gelişim faaliyetlerine ayırıyorsunuz ve bu anlamda neler yapıyorsunuz?
Yeni bir şeyler öğrenmeye, kendinizi farklı alanlarda geliştirmeye, kitap okumaya... vb. gibi kişisel gelişim faaliyetlerine ayırıyorsunuz ve bu anlamda neler yapıyorsunuz?
0
hain kostokk
(29.09.25)
aydı 1 kitap maalesef bazen 2 olabiliyor. ama 1 mutlaka

yeni şey öğrenmekten ziyade bildiklerimde ustalaşmaya ve unutmamaya çalışıyorum.
0
Bir sıcak el uzanır tutmasam olmaz
(29.09.25)
Haftada 2 saat bağlama kursu, kursu pekiştirmek için günde 45 dk bağlama çalışmaları. Bunun dışında komple ekran süresi
0
dre mithatoğlu
(29.09.25)
0

çok geliştim zaten daha fazlasına gerek yok
0
Hallegadola
(29.09.25)
Hafta içi günde 1 saat yoga veya yürüyüşe, hafta sonu en az bir gün 4-5 saat kadar doğada veya sahilde yürüyüşe vakit ayırıyorum. Psikolojik ve fiziksel olarak çok faydasını görüyorum.

Haftada 300-400 sayfa okuyorum. Hem zihnimi dinlendiriyor hem de başka bir dünyanın içine sızıyormuşum gibi hissediyorum. Bir nevi kaçış aslında benim için.
0
auroraaurora
(29.09.25)
Günde en az 3-4 saatimi ayırıyorum ama bu kesintisiz değil fırsat buldukça aralıklarla sürekli okuyorum totalde bu süreye denk geliyor. Okumak istediğim çok kitap var haftada 2 tane mutlaka okuyup bitirdiğim oluyor, telefona ekran kısıtlaması getirdim 1 saatten fazla telefonda vakit harcamamaya dikkat ediyorum. Telefonla uğraşmayınca çok vakit kalıyor. Akşamları dizi, film seçer izlerim ya da kitap olurum. Eve gelince bitkilerime vakit ayırırım yarım saat kadar. Bir de yabancı dil kursum var haftada bir. Günde 20-30 dk egzersiz yapmaya çalışıyorum ama düzenli değil her zaman.
0
titanic kemancısı
(29.09.25)
çalışırken bir şeyler öğreniyorum zaten.

ek olarak her gün yarım saat yeni bir dil öğrenmeye ayırıyorum: almanca.

ev işleri, freelance işler vs. derken başka bir şeye vakit ayıramadım bir süredir. bulduğum boşlukta dizi izleyerek dinleniyorum.
0
art cat chocolate
(29.09.25)
şu aralar yeni bir dil öğrenmeye çalışıyorum. duolingo, internetten çalışma derken dünde yaklaşık 1 saat ayırıyorum.
0
inheritance
(29.09.25)
günde düzenli 4-8 saat arası. yazılımla ilgili şeyler. keyfi değil mecburi ;(
0
Algorix
(29.09.25)
Bazen az, bazen çok ama günde 1 saat ortalaması vardır.
0
gabe h coud
(29.09.25)
(4)

Filmekimi festivalinde hangi filmleri izleyeceksiniz?

blue rebel motorcycle club
Soru başlıkta, güzel filmler var, seçmekte zorlandım, ayrıca 11 Ekim Cumartesi saat 16.00 Atlas Sinemasındaki La Grazia filmine aynı gün dövme randevum olduğundan gidemiyorum, gitmek isteyen olursa uygun fiyattan bileti vereceğim.
Soru başlıkta, güzel filmler var, seçmekte zorlandım, ayrıca 11 Ekim Cumartesi saat 16.00 Atlas Sinemasındaki La Grazia filmine aynı gün dövme randevum olduğundan gidemiyorum, gitmek isteyen olursa uygun fiyattan bileti vereceğim.
0
blue rebel motorcycle club
(27.09.25)
Classe Moyenne’ye bilet aldım sadece.
0
auroraaurora
(27.09.25)
Başka Yolu Yok isimli Kore filmine bana uyan saatlere bilet kalmamış maalesef onu izlemek istiyordum.
0
titanic kemancısı
(27.09.25)
Manevi Değer filmine bilet arıyorum, bileti olup gitmeyecek olan varsa dm atsın.
0
🌸blue rebel motorcycle club
(27.09.25)
Ben de Sorry, Baby (Üzgünüm, Bebeğim) için bilet arıyorum. Aramızda Kadıköy'den bilet almış ve gidemeyecek olanlar varsa bana ulaşabilir mi?
0
nyist_
(27.09.25)
(3)

narkotik köpekleri nerede kalıyor?

green eyed penguin
mesaileri bitince kaldıkları ayrı bir yuvaları mı var yoksa polislerden biri mi alıyor günlük bakımları için?
mesaileri bitince kaldıkları ayrı bir yuvaları mı var yoksa polislerden biri mi alıyor günlük bakımları için?
0
green eyed penguin
(26.09.25)
Onların profesyonel bakım çiftliği oluyor polislere ait (bildiğim kadarıyla). Emekli olduklarında da ( devlet memuru gibiler evet ) orada bakılıyor yine. Eve götürülmüyor diye biliyorum ben.
0
titanic kemancısı
(26.09.25)
her ilde köpek unsuru yok. olanlarda da her köpek unsuru yok. genelde bakım ve eğitim merkezleri oluyor orada kalıyorlar. duruma göre başka bir ile gidecekse görev yazısı falan yazılıyor.
0
Whily
(26.09.25)
askerde tanik olmustum,
her köpegin bir sorumlusu vardi
ve sürekli oyun gibi komutlarda egitim devam ediyordu.

Cok kisinin hayatini kurtarmislardir..
0
designer
(26.09.25)
(12)

Gidecek misiniz?

ermanen
gitmek istediğiniz yereya gidemiyorsakya emin değilsekya yol dediğimizhiç başlamadıysaya varmak değil degitmekti asıl mesele...
gitmek istediğiniz yere
ya gidemiyorsak
ya emin değilsek
ya yol dediğimiz
hiç başlamadıysa
ya varmak değil de
gitmekti asıl mesele...
0
ermanen
(25.09.25)
birileri giderken biz dönüyoduk
0
nahtoderfahrung
(25.09.25)
Gidemiyorsa kaldığı yeri güzelleştirmeye bakmalı insan.


“Bu dünyaya bir an daha dayanamayacağım,” diye düşündüm.
“Öyleyse, çocuğum, başka bir dünya yap.”
(Ben Kirke’den alıntı)
0
titanic kemancısı
(25.09.25)
Yolda olmak.
Benim için bu.
Oruç Aruoba okumanı öneririm şu ara :)
0
gadlemler
(25.09.25)
hep gidiyorum. artik durmak, sakinlesmek ve netlik istiyorum.
0
baldur2
(25.09.25)
Duyuru'ya baktım, cevaplara da baktım. Kusturmalı ermanen duyurusu olmuş bu. ahhaahah
0
Shepard
(25.09.25)
Gitmeye çabalamak lazım.
0
kumandanim
(25.09.25)
Gitmek? Kalmak? Hangisi daha?
0
duster
(25.09.25)
yok.
0
Algorix
(25.09.25)
@nahtoderfahrung
dönmek de aslında gitmekti
belki de istediğin yer değildi
ya da zaman

@titanic kemancısı
dünyada güzellikler var
ama gitmeden bilemezsin
bozan yıkan da çok var
ama uzay-zamanı bükemezsin

@gadlemler
Yolda olmak evet.
Belki de hiçbir yere varmamak için.
Soyadı ilginçmiş yazarın, sağol öneri için.

@baldur2
ikisi birden de olabiliyor
ama onu dengelemek de zor

@Shepherd
Belki tadı biraz ağır, tamam
Ama hepimizden bir parça var
Midene dokunduysa, affola

@kumandanim
Ve bazen en çok, gitmeden yoruluyor insan

@duster
gitmek mi kalmak mı bilemedim
hem kaldım, hem gittim
ama hiç tam anlamıyla değilim
0
🌸ermanen
(25.09.25)
Yol bir yere gitmez. O bir durma biçimidir.

www.youtube.com
0
Mirket
(25.09.25)
çok sevdiğim bir atasözüyle cevap vermek isterim abi,

"o konuda bilgim yok kardeşim"
0
der meister
(25.09.25)
@Mirket

şair doğru demiş. anlamlı oldu video ve sözler
ya da anlamsızlığı iyi anlatmış

@der meister
zaten ne konu, ne de bilgi var
gelişine gidiyoruz işte
0
🌸ermanen
(25.09.25)
(4)

Daddy issues mommy issues konuları ve evlilik/çocuk sonrasi

encokbenisevinnolur
Şimdi mantıken bunu yaşayan insan, bunu issue olarak bırakır ve cozumlemezse... mesela tam babasının yerine koyacağı birini buldu evlendi diyelim, çocuk yaptı. Issue devam ediyorsa çocuğunu kendinde rakip görecek, çünkü o da çocuk ilişkisinde kafasında aslında, partneri ebeveyni yerine koymuş ya.Bu
Şimdi mantıken bunu yaşayan insan, bunu issue olarak bırakır ve cozumlemezse... mesela tam babasının yerine koyacağı birini buldu evlendi diyelim, çocuk yaptı. Issue devam ediyorsa çocuğunu kendinde rakip görecek, çünkü o da çocuk ilişkisinde kafasında aslında, partneri ebeveyni yerine koymuş ya.

Bu ciddi bir sorun değil mi? Internette hep geyik ya da hulyalar konusu bunlar ama hatta normallestirildigi de oluyor, bu açıdan düşününce çok canavarca geldi. Ne bileyim çocuğunun hayatını mahveder aslında böyle biri, topluma da zarar, sonra çocuk da sorunlu olur...

Ne düşünüyorsunuz?
0
encokbenisevinnolur
(22.09.25)
Hiiç gözüm dalmış öyle
0
Batuhanolabilir
(22.09.25)
olabilir.

annem bana telefon alinca babam da telefon istiyordu.
böyle issuelari olanlarin zaten anne baba olabilecek sorumluluk duygusunu kendilerinde barindirmalari zor.
0
sonsuz
(22.09.25)
Bizim gibi baskıcı toplumlarda daha çok anne-kız çatışması görülüyor çünkü sistemde kadın baskılandığı için anne de kızının dişiliğini düşman olarak görüyor ve güvenli bağlanma zedeleniyor büyük oranda. Baba genelde zaten çocuk bakımı ile ilgilenmediği işin hem anneden hem de babadan yeterli sevgi ve ilgiyi alamadan büyüyen kız çocukları bu açıdan daha riskte oluyor. Bu döngü çocuklardan birisi fark edip; direnç göstermedikçe devam ediyor elbette. Erkeklerde de; aile içerisinde sürekli yeri ve konumu zedelenen zayıf anne karakteri nedeniyle içsel bir kadın düşmanlığı gelişiyor. O erkek evlenince de yine kadını aşağılıyor tıpkı kendi annesi gibi aile içinde kadın düşük bir seviyede yer alıyor ve döngü devam ediyor. Herkeste böyle değil elbette genel oranlamaya vurulursa bu model daha sık görülüyor yani.
0
titanic kemancısı
(22.09.25)
öyle zaten. anne ve baba ile çocukluk ilişkileri insanın hayatındaki en önemli şeydir.

bu konuyla alakalı bir başlık
eksisozluk.com
0
abelardo
(23.09.25)
(14)

Martin Eden’i okumuş olanlar (spoiler içerir)

titanic kemancısı
Bu kitap beni çok sarstı açıkcası :(İçerisinde çok fazla işlenmiş mesaj barındırması ayrı bir konu; tamamen sevilme ihtiyac ile mücadelesine başlayan Martin’in inançlarının çöküşü ayrı bir konu. Jack London’ın başka kitaplarını da okudum ama en derin kitabı buydu sanırım. 1900’lü yılların başında he
Bu kitap beni çok sarstı açıkcası :(
İçerisinde çok fazla işlenmiş mesaj barındırması ayrı bir konu; tamamen sevilme ihtiyac ile mücadelesine başlayan Martin’in inançlarının çöküşü ayrı bir konu. Jack London’ın başka kitaplarını da okudum ama en derin kitabı buydu sanırım. 1900’lü yılların başında hem felsefe yapıp, hem kapitalist sistemi eleştirip ( özellikle çamaşırhane bölümleri çok dramatikti), hem burjuva eleştirisi yapıp hem de Nietzsche’nin üstün insanına “toplumla bağ kuramayan var olamaz” diye gönderme yapmayı nasıl başarmış gerçekten hayranlık duymamak elde değil. Bu kitabı beğenenler hadi biraz yorum yazın bir de bunun tersi bir hikaye olarak Tatar Çölü adlı kitap öneriliyor okumadım; elimdekiler bitince okuyacağım umarım. Sizin “bunu beğenen şunu da beğendi” diyeceğiniz bir kitap var mı?
0
titanic kemancısı
(22.09.25)
Sevdiysen levent cinemre nin (kitabın çevirmeni) jack london ve martin eden üzerine youtube da konuştuğu videoları izle, o da senin gibi içselleştirmiş bunları
youtu.be
youtu.be
0
grimavi
(22.09.25)
Martin Eden, Türkiye olduğu gibi Avrupa'da popüler bir kitap değil. Beyaz Diş, Vahşetin Çağrısı kitapları Avrupa'da daha çok bilinir.

Martin Eden'in Türkiye'de sevilme nedeni insanlarının tam bir empati kurabileceği bir karakterde olmasıdır.

Türkiye'de köpek gibi çalışmazsan başarıya ulaşamazsın. Başarın ve ünün olmazsa da insanlar içinde sönük kalırsın. Türkiye'de sevdiğin insanı bile etkilemek istiyorsan it gibi çalışman ve iyi bir konuma gelmen gerekir.

Martin Eden, Martin Eden olmayı bu şekilde başardığı için Türkiye'deki insanlar onunla çok kolay empati kuruyor.

Türkiye'de başarıya giden yolda ailen sana destek olmaz, devletin sana destek olmaz. Başarıya ulaşmak istiyorsan, tek başına var olmalısın. Her şeyi tek başına başarmalısın. Yoksa silik ve değersiz bir hayatın olur ve o değersizlik içinde ölürsün.

Martin Eden'in Türkiye'de sevilme ve sahiplenme nedeni tam olarak budur.

Benim de başucum kitaplarım arasında yerini alır :)
0
arkady svidrigaylov
(22.09.25)
Evet. Güzel kitap. İnsan oturup hayatı sorguluyor kitap bitince.
Tatar çölü için elindekileri bitirmeyi bekleme. Bir solukta okursun. Ama peşin söyleyeyim, insanı kötü yapıyor. Resmen sarsıyor. Okumadıysan Simyacıyı da koy bence listeye. Monte Kristo kontunu da önerebilirim.
0
Mirket
(22.09.25)
martin eden çok sevdiğim bir kitaptır ama tatar çölü bambaşkadır. ikisi de farklı şekillerde de olsa aynı hüzünlü sonla biter.

martin eden'i bir kez ilk gençlikte bir kez de 29-30 gibi okudum. son okumamın tadı bambaşkaydı tabii. martin'in mücadelesi ruth'u diğer çocuğa kaptırdıktan sonraki boşvermişliği enfesti.

iki kitabı da çok seven biri olarak öyle bir kitap var ki alın ve hemen başlayın :

gecenin sonuna yolculuk
0
sırtçantalı
(22.09.25)
Burada sorduğum kitap sorularına her zaman muazzam cevaplar aldım; yine şaşırtmadınız:)
Gerçekten çok kıymetli tavsiyeler ve yorumlar verdiniz çok teşekkür ederim. Hepsini not ettim; videoyu da izleyeceğim tadını çıkara çıkara. Tavsiyeleriniz ve önerileriniz farklı bir bakış açısı oluyor; kitapta benim göremediğim ya da düşünemediğim anlamları daha da sindirmiş oluyorum sayenizde.
0
🌸titanic kemancısı
(22.09.25)
Soruyu görür görmez, tıpkı bu kitabın adını veya bahsini her gördüğüm veya işittiğimde olduğu gibi, yine içim cız etti.

Seneler seneler evvel bir kitapçıya girip bu kitabı almaya tereddüt ettiğimden arka kapak yazısını okuma gafletinde bulunup spoiler yemiştim. Unutmak için yine seneler boyu ertelememe rağmen yediğim spoileri unutmayınca okumaya karar vermiştim. Düşünüyorum da spoiler yememe ve sonunu öğrenmeme rağmen beni bu denli sarsıp ağlama noktasına getiren, birkaç gün boyunca hayattan ve anlamından koparıp ruh gibi dolanmama sebep olduysa spoiler yememiş olmadan okusaydım acaba ne olurdu? Hayatımda okuduğum ve beni tam anlamıyla sarsan ve günlük yaşamın koşturmacası ile unuttuğumuz gerçeği her yönüyle tokat gibi suratıma vuran belki de en ama en vurucu kitaplardan biriydi. Jack London’ın bile değil, edebiyat dünyasının en iyi ve büyük eserlerinden biri.


Tatar Çölü ise bambaşka boyutta ve vurucu nitelikte ama Martin Eden derinliği ve çok katmanlılığına sahip değil. Yine de üst üste bu iki kitabı okumamak lazım.
0
m e b
(22.09.25)
kendini tekrar eden kısımlar biraz bunaltmıştı beni. romandaki entelektüel sohbetlerin daha fazla olmasını isterdim açıkçası. beyaz diş kitabını merak ediyorum ilk fırsatta okuyacağım. tavsiye olarak da Tanpınar'ın Huzur romanına bakabilirsiniz
0
bahçedekisandal
(22.09.25)
Steinbeck'i seversiniz.

Çok çiğ bir yorum yapacağım. Eden zamanında Prozac olsa hayatta kalırdı. Kendi depresyonumu okudum hikayesinde, ama ne empati ne de sempati duyabildim karaktere. Gerçi London'ın Eden'ı sevdirmek gibi bir gayesi olmamış.

Tatar Çölü'nü de sevmedim. Bir varoluşçuluk formülü geliştirip hikayeye uygulamış gibi. Kafka'yı öneririm okumadıysanız.
0
auroraaurora
(23.09.25)
xu
(23.09.25)
@arkady svidrigaylov

Martin Eden, yokluktan gelerek çok çalışıp başarılı olan birinin öyküsü değil ki Türk okur kitapla böyle bir etkileşime girsin. Tam tersi, toplumda başarı olarak tanımlanan şeyin ne kadar sahtekarca ve içi boş olduğunu, entelektüel diye tabir edilen kişilerin nasıl bir balon olduğunu anlamasıyla girdiği bunalımı ve büyük hayal kırıklığını anlatan bir kitap. Tabi türk okurunun büyük kısmı okuduğunu anlamıyor ve bu kitaptan başka bir anlam çıkarıyor diyorsan buna itiraz edemem.
0
thracia
(23.09.25)
thracia +1. Ben de o açıdan bakıp sevmiştim.
Martin Eden gerçekten bambaşka bir kitap. Bence yazılabilecek en iyi şey.

Konudan bağımsız, klasik ve popüler olacak ama Çavdar Tarlasında Çocuklar, İçimizdeki Şeytan ve Şeker Portakalı.
0
nickini vermek istemeyen uye
(23.09.25)
@thracia

Başka bir Martin Eden kitabından bahsetmediğine emin misin ?

Martin Eden; romanlarıyla ünlü olup parayı bulmadan önce günü birlik yaşayan, ablasının evinde kalan, ablasının bile maddi destekte bulunmaya çalıştığı, eniştesinin hor gördüğü, oldukça fakir bir adamdı.

Romanlarını yazdığı geceler daha fazla mum yakmak için içtiği çayları bile azaltmıştı.

Konuşurken çok fazla kelime hatası yapan biriydi. Sırf bu yüzden Ruth'tan konuşma dersleri aldı. Toplumda silik ve önemsiz biriydi. Aşık olduğu Ruth ile arasında müthiş bir sınıf farkı vardı.

Buralardan gelip, tüm gazetelerin konuştuğu birine dönmek yokluktan gelerek başarmak değil de ne olabilir ?

Martin Eden kitabının yarısı bir başarı öyküsünü anlatır kalan yarısı ise başarısıyla aralarına girdiği, aydın zannettiği kesimle yüzleşmesini anlatıyor. Bu kitabı okuyan birçok insanın başarma isteklerinin arttığını gördüm. Kendim de dahil.

okudukların ile yazdıkların arasında bağ kurmayı beceremiyorsun. Başka bir yazarın "Martin Eden" kitabından bahsediyorsan bu dediklerimi iptal, üstüne alınma.
0
arkady svidrigaylov
(23.09.25)
@ arkady svidrigaylov

Yani şu kitap için pek çok şey söylenebilir; sınıf eleştirisi, burjuva eleştirisi, hatta sosyalizmin bireyciliğe olan bakışını eleştirdiğini de söyleyebilirsin. Ama bu kitaptan tam da eleştirdiği şey olan, mevcut sistemde eğer çok çalışırsak her şeyi başarabiliriz, herkesin onayladığı makbul insan olabiliriz anlamı çıkarmak kusura bakma okuduğundan hiçbir şey anlamadığın anlamına geliyor.

Sen bu anlamı çıkarmış olabilirsin, bu seni motive de etmiş olabilir, kendini iyi hissettirmiş de olabilir. Bunların hepsi tamam, ama şu kitap için "yeteri kadar çalışırsan her şey olur" anlamını dayatmak, tam da karşısında durduğu ve eleştirisini yaptığı kapitalist "amerikan rüyası" güzellemesi yapmak oksimorunun ağa babasıdır. Bence insanlara okuduğunu anlamamışsın demeden önce soluklanıp bir kez daha düşünmende fayda var.
0
thracia
(23.09.25)
martin eden'i yarım bıraktım, beyaz diş'i 10 kere okudum.
0
Bir sıcak el uzanır tutmasam olmaz
(23.09.25)
(11)

Şaşırınca veya canınız yanınca “anaaa”, “anam” diyor musunuz?

m e b
İyi geceler. Mesela çok şaşırtıcı bir şey gördüğünüzde “Anaaa!” veya bir yere bir yerinizi çarpınca, canınız yanınca ya da korkunca “Anam anam” diye tepki veriyor musunuz?Ben veriyorum ve verenleri yadırgamıyorum. Ama böyle tepki verdiğimde sanki karikatür karkateriymişim gibi etrafımdakiler gülüyo
İyi geceler.

Mesela çok şaşırtıcı bir şey gördüğünüzde “Anaaa!” veya bir yere bir yerinizi çarpınca, canınız yanınca ya da korkunca “Anam anam” diye tepki veriyor musunuz?

Ben veriyorum ve verenleri yadırgamıyorum. Ama böyle tepki verdiğimde sanki karikatür karkateriymişim gibi etrafımdakiler gülüyor ya da hafiften tuhaf bakıyor. Komik mi?

Not: Köylüyüm.
0
m e b
(19.09.25)
Diyorum, bizde çok yaygın bu tepki. Tokatspor.
0
sekizdokuzon
(19.09.25)
Bazen.
Komik mi bilmiyorum ama ben kendime kızıyorum biraz çünkü bu tür ani tepkilerimi bazen çok vakit geçirdiğim kişilerden bazen çok izlediğim dizi karakterlerinden kapabiliyorum. Bu özelliğim sinir bozucu.
0
mutekebbir
(19.09.25)
demiyorum
0
hain kostokk
(20.09.25)
Demiyorum bana bi tık varoş geliyor :) Diyeni yadırgamam sadece benim bi standardım var :D
0
truf
(20.09.25)
Bazen diyorum bazen demiyorum, ruh halime göre değişiyor. Anaaa ve anam, anam anam, anaaaaammm, aneeyyy auuuuu falan genelde neşeliyken veya nispeten iyi haldeyken çıkıyor. Öbür türlü donma tepkisi verdiğimden ses çıkaramıyorum.
0
muhayyer divan
(20.09.25)
Orta Anadolulular bu tepkiyi veriyor benim gördüğüm kadarıyla.
Egeliyim, demiyorum, bizim oralarda duymuyorum hiç böyle tepkiler.
0
Gradient_tabanlı_mor
(20.09.25)
Hayır hiç böyle tepki vermem aaaa, neeee, yuh filan derim. Anaa, anam vs hiç demediğimi fark ettim hatta.
0
titanic kemancısı
(20.09.25)
Vayy babağun gemüğüne diyorum bazen ama bilerek dediğim için yadırganmıyor.
Anaa anamm dersen yadırganır normaldir, bi tık varoş +1
0
Bruce
(20.09.25)
genellikle sinkaflı tepkiler cıkıyor agızdan
0
koela
(20.09.25)
ANAA! dediğim oluyor ama daha çok ALLAH! şeklinde tepki veriyorum. Üstüne düşünmemiştim siz sorana kadar.
0
peki madem
(20.09.25)
hayır
0
Karim iceride uyuyor ben seni dusunuyorum
(20.09.25)
(10)

Yalnız yaşayanlar, evli olanlar

sekizdokuzon
Anne babanızı özlüyor musunuz?Anne babası vefat edenlere baş sağlığı diliyorum.Teşekkürler.
Anne babanızı özlüyor musunuz?

Anne babası vefat edenlere baş sağlığı diliyorum.

Teşekkürler.
0
sekizdokuzon
(19.09.25)
yalnız yaşıyorum özleyince arıyorum telefonla görüntülü, aynı evde yaşamayı özlemiyorum emekli oldukları için canları sıkılınca bana sarıyorlardı.
0
nahtoderfahrung
(19.09.25)
özlüyorum, bir hafta aynı evde kalsak hemen geçiyor. uzaktan sevmek en güzeli ^^
0
sırtçantalı
(19.09.25)
özlemiyorum. zaten yıllarca bana çektirdikleri yüzünden aramız da pek iyi/normal değil.

3-4 günlüğüne ziyarete gitsem bin pişman dönüyorum.

yalız yaşamak = huzur ve özgürlük
0
art cat chocolate
(19.09.25)
Ailemden ayrı yaşadığım zamanlar oldu bir dönem okul için, bir dönem aynı şehirde farklı ilçelerde, farklı sürelerde…
Özlem duygum pek yoktur, ailemi de özlemem ilişkimizden kaynaklı bir durum değil genel olarak özlemiyorum.
Şu an ailemle yaşamamın sebebi kira vermemek, fatura ödememek vs. Param olsa giderdim, ayda yılda bir görüşmek yeterlidir.
0
mutekebbir
(20.09.25)
Hiç işim olmaz, özlemem.
0
gobekliraki
(20.09.25)
evliydim, boşandım yalnız yşaıyorum. annemi bbamı özlemiyorum. ama muhabbet de ediyorum, ziyaretime de geliyorlar. hiç ziyaretime gelemedikleri yıllar vardı, yine özlemiyordum.
0
tchuck
(20.09.25)
Ben evden ayrılınca ilişkimiz daha iyi oldu bence. Aynı şehirdeyiz, 3-4 haftada bir görüşürüz, haftada 1-2 telefonda konuşuruz onun dışında aile whatsapp grubumuz var orada da düzenli iletişim halindeyiz. Hepimiz çalışıyoruz zaten o nedenle çok boş zaman olmuyor.
0
peki madem
(20.09.25)
anne ile 2 günde bir konusuyorum. baba ile de haftada bir falan. ayrı şehirlerdeyiz. büyük bir özlem duyduğum söylenemez, zaten farklı hayatlar , farklı düzen, insanın aklına bile gelmiyor kimi zaman
0
recoverytime
(20.09.25)
11 senedir ailemden ayrı yaşıyorum, 3 gün ailemin yanına gitsem cinnet geçirecek hale gelip evimi özlüyorum.
Kısacası ailemi özlemiyorum.
0
titanic kemancısı
(20.09.25)
uzun yıllardır ailemden ayrı yaşıyorum. şu anda yılda bir kere görüyorum, onun dışında hep telefondan görüntülü konuşarak. evlerine gittiğimde 3. gün sıkılmaya başlıyorum. öyle büyük bir özlem duymuyorum. böyle iyi.
0
sir gawain
(20.09.25)
(18)

Duyuru'daki Sürekli Didişen Tipler

auroraaurora
Birbirlerinin sorularının altında mütemadiyen kavga eden duyuruculardan rahatsız oluyor musunuz?Ben bazı atışmaları "cringe" buluyorum. Bazılarıysa komik geliyor.
Birbirlerinin sorularının altında mütemadiyen kavga eden duyuruculardan rahatsız oluyor musunuz?
Ben bazı atışmaları "cringe" buluyorum. Bazılarıysa komik geliyor.
0
auroraaurora
(19.09.25)
bana eğlenceli geliyor.
0
kisa
(19.09.25)
'komik' yerine de funny yazsaydın keşke.
0
mikahakkinen
(19.09.25)
Benim sorduğum soruların altında yapılmadığı sürece beni rahatsız etmiyor.
0
peki madem
(19.09.25)
Hah mesela, Mika tam gollük pas attı. Ama ben taca atacağım topu ajdhjdf.
0
🌸auroraaurora
(19.09.25)
Eskiden duyuruya özel indirim yapan bir psikolog vardı buraya acil öyle biri lazım XD
0
titanic kemancısı
(19.09.25)
arada görüyorum ve bana hepsi aynı kişiymiş gibi geliyor.
0
scudman1
(19.09.25)
Duyuruyu sevgili günlük olarak kullanip, 9 yasindaymiscasina hayata giriş 101 sorular soranlardan daha cok rahatsiz etmiyo. Guzel bence, yerinde oluyor çoğu
0
abuzer
(19.09.25)
Bir de 04.00'te uykusundan sıçrayarak uyanıp Duyuru'da soru soran takıntılı tipler var. Psikolojileri bitik. Devlet bunları 12 ay çalışmasalar da beslediği için (aslında biz vergilerimizle besliyoruz) buna zaman bulabiliyorlar. Çare taş ocağı.

Ben en azından çalışıp helal para kazanıyorum. Türk milletinin sırtına yük olmuyorum.
0
arbre
(19.09.25)
Dedi, haftada 6 gun calisip aldigi maasla aile evinde kendini zor besleyen adam xd
0
abuzer
(19.09.25)
ben soru sorup ondan sonra herkese fırça kayılmasını anlamıyorum mesela bir işini paylaştı diyelim herkesin ona çok güzel demesini falan bekliyor, demedikleri zaman da siz nasıl insanlarsınız siz insan değilsiniz falan bi nöbet geçiriyo ve sürekli şahit oluyoruz. aklının köşesinden bir tane fikir geçti diye günde on tane duyuru açıp da site çok kötü yea diye ağlayanı da anlamıyorum. didisme bunların yanında çerez gibi
0
ala09
(19.09.25)
Ben birbirlerine kur yaptıklarını düşünüyorum. Hep aynı kişiler birbirine “takılıyor”
0
kaptan maydanoz
(19.09.25)
ala09, direkt yanlış. Eleştiri değil, eleştirinin kimden geldiği önemli. Sen şimdi dünya düz değil desen yüzde 100 şüpheyle yaklaşırım çünkü bunu sen yazmışsın. Problem bu. Sizin anlamadığınız bu. Bir insan seni görmek istemiyorsa istemiyordur. Aynı eleştiriyi başkası yapsa hak verecek belki soruyu soran. Ayrıca bu sitede soru sorma sınırı yok troll olmadığı sürece. Gerçekte var olmayan zihinsel engeller var kafanızda. Bu gerici kafa yüzünden bu site hiç zenginleşemedi.
0
arbre
(19.09.25)
Ben bazı kişilerin duyurularına hiç cevap vermiyorum. Bu kişileri seçerken kriterim de lafı götünden anlaması, histeri krizi geçirir gibi tepiniyor hissi vermesi, öğrenmeye değil de kendini mutlu edecek cevabı net şekilde bekliyor olması gibi şeyler.

Hayali bir örnek,
soru: sabah evden çıkarken ellerimi yıkamalı miyim?
Cevap: hijyen önemlidir, her şeyin aşırısınin zarar olduğu gibi temizliğinde aşırısı cilde zarar verebilir
yorum: soru basit yıkayayım mi yikamayayim mi?ne anlatıyorsun.
0
kisa
(19.09.25)
Bel altı olmadığı sürece dozunda roasting iyidir.
0
sekizdokuzon
(19.09.25)
Eğlenceli bence, çünkü ilgini çeken bir duyuru olmasa bile tartisma ilgini cekebilir.

Bazı arkadaşlar duyuru açıyor ve bu duyuruya şu şekilde cevap vermelisiniz gibi kafasinda bir düşüncesi oluyor ama biz bunu bilemeyiz. Cevabi beğenmiyor. Satasiyor, yaptığının farkında değil, yanlışını kabul etmiyor. Özelden taciz ediyor.

Duyuru acmazsa ölecekmiş hastalığı var bazılarında. E sen açmışsın cevap verdik diye kriz geçiriyor bitik gibi.

mika +1 ahahahahah
0
Shepard
(19.09.25)
Ruhen hasta biri var. Arbre ye sardırıyor. Her an bi aşk doğabilir.
Bi de kendini acımasızca harcayan bi soytarı var. Her gün kendini rezil edip gidiyor.
0
luluki
(19.09.25)
Ben kimseyi tanımadığım için beni ilgilendirmiyor, kendi halimde takılıyorum. soru ve cevapları okurken nicklere bakmıyorum bile.

Didişmek isteyen partnerlere açığım.
0
duyuruuser
(19.09.25)
birinin ilgisini cekmek, birinin onlara takmasi hoslarina gidiyordur. aksi durumda gormezden gelinir. ben oyle yapardim yani. nötr bakiyorum.
0
bohr atom modeli
(19.09.25)
(14)

insanlar neden arabalarını obsesif bir şekilde yıkıyor?

robokot
özellikle genel hayatta titizliğiyle bilinmeyen erkekler. araba açık havada duran sürülen her türlü toz çamur kirlenen, kirlenecek bir obje. bakıyorum millet haftada bir, iki haftada bir, ayda bir falan yıkıyor para veriyor. iki gün sonra kirleniyor zaten yine. temiz görünmeye önem veriyorlar desem
özellikle genel hayatta titizliğiyle bilinmeyen erkekler. araba açık havada duran sürülen her türlü toz çamur kirlenen, kirlenecek bir obje. bakıyorum millet haftada bir, iki haftada bir, ayda bir falan yıkıyor para veriyor. iki gün sonra kirleniyor zaten yine. temiz görünmeye önem veriyorlar desem üzeri ketçap lekeli tişörtle düğüne gitmekten çekinmeyecek insanlar bile, para olsun olmasın bu beyhude çaba içindeler. araba kullanan biri değilim ama arabam olsa yılda bir belki yıkardım. içi temiz tutulmalı ama kim neden dışına uğraşsın o kadar pek anlam veremiyorum hep merak etmişimdir.
0
robokot
(17.09.25)
Kuş pisliği boyaya zarar veriyor. Özellikle koyu renkli arabalarda toz çamur kötü gözüküyor.
0
inheritance
(17.09.25)
Araba ile kurulan farklı bir bağları oluyor sanırım. Hatırlıyorum eskiden sokaklarda oyun oynanırken mesela adamlar hemen cama çıkardı arabalarına top falan gelmemesi için uyarırlardı bu konuda çok hassaslar.
Duygusal bir bağ olduğunu düşünüyorum ben onları çok istediğim kahve makinesini aldığımda anlamıştım bazen mutfağa gidip makineyi izliyordum :):)
Normalde aşırı titiz değilim ama makinemin temizlik rutinine çok dikkat ederim. Çünkü şu an hayatımdaki en önemli şey, onlar da araçlarını böyle görüyorlar anlayabiliyorum.
0
mutekebbir
(17.09.25)
Davranış bozukluğu seviyesinde bir durum olmalı. Sonuçta bir nesneye karşı aşırı yakınlık duyuluyor.
Buradan yola çıkarsak benzetme olarak şunu diyebilirim.
Bilirsiniz bazı kadınlar erkekleri sömürmesine rağmen ve erkeğin ona sevgisi yakınlığı azalmaz. Her türlü kendisini ona karşı mecbur hisseder. Araba da ötv, muayenesi, vergisi, yakıt masrafı, bakımı derken sahibini bir nevi sömürür ama yine de vazgeçilmez olur. Herhalde bunlar olmasa araç, sahibinden çok değer görmez.

Kimi belki apartman aidatını vermez, eşiyle ilgilenmez ama arabasına bakar.
Çok yıllar önce bir arkadaşın yanındayken laf arasında bir ara yan komşularını anlattı:
- adam yağan yağmurun altında arabasını yıkıyor. demişti

Bu ifadeyi diğer araçlar içinde düşünebiliriz yazmasak olmaz : TofaşK
0
diyecevaplandı
(17.09.25)
çünkü kötü görünüyor. kim her yeri çamur ve kuş boku içindeki arabaya binmek ister ki? hele her gün binmek zorundaysa.
bir otoparkta leş gibi bir arabadan inen insan gördüğüm zaman ruh halini yansıtıyor diye düşünürüm.
0
merhum
(17.09.25)
ben arabamı senede bir yıkatıyorum o da yetkili serviste bakım sonrası yapılan yıkama oluyor. içini ise düzenli olarak temizlerim. kuş pisliğine dikkat eder hemen müdahale ederim.

Benim gördüğüm pis arabaya insanların yaklaşmadığı, yanından geçerken dikkat ettiği. eski arabam siyahtı ve 10 yıl boyunca toplasan 15-20 defa yıkanmamıştır.
satışa çıkardığım zaman genellikle o modelde ve o yılda satılan astralarda güneş yanığı, farların sararması gibi sorunlar varken benimki çiziksiz simsiyah parlayan bir araba idi anında da satıldı.

açıkçası arabanın dışının pis olması pek de umurumda değil, önemli olan içi ve içini ise düzenli olarak siler süpürürüm.

ayrıca arabasını böyle haftada bir yıkatan, yok kireçsiz su yok bilmemne phli şampuan vesaire diye koşan insanların lastik alacağı zaman, bakım yaptıracağı zaman 3-5 liranın peşinde düşmesi de çok komik geliyor.
0
denizgonen
(17.09.25)
bu da bir hobi hor görmemek lazım
adam haftasonu yapacak bir şey bulamıyor arabayı yıkayıp temizleyeyim diyor
oto yıkamaya vermek biraz zengin sporu
0
mantık
(17.09.25)
Boş zamani bol adam aktivitesi. Boş iş ama ahahaha. Arabayi yikiyorsun, ama hemen kirleniyor. Aninda. Bir de boyle canla başla evinin önünde yikayan köylüler var. Zeka sıfır. Benim araba yagmurdan yagmura yikaniyor. Bazen elimdeki suyu bitiremiyorum arabanin üstüne döküyorum.
0
Shepard
(17.09.25)
tum gun seninle olan pahali birseyi temiz tutmak gayet medeni bir ihtiyac.

kisiyi tanimak icin de cok guzel detaylar barindiriyor.
-tembel degildir
-malina kiymet veriyordur
-temizlige onem veriyordur

tam tersi biri
-daha arabasini bile temizlemekten acizdir.
-hijyenik degildir.
-bosvermistir.
0
buenosdias
(17.09.25)
Sanane!

Her şey bitti sıra buna mı geldi.
0
respect
(17.09.25)
Mala kıymeti anlarım, titiz olmasını da anlarım. Ama bir yerden sonra koy gö.üne gitsine evrildi bende 2015teki ilk arabamdan sonra 6ay filan sürdü. Sen, "yok fırça çizer sampuan ph dengesi ağartıcı olmasın." filan derken millet fırçayla pata küte giriyor satarken de kimse sen bunu neyle yıkadın nasıl özenli baktın diye de sormuyor. Bence de beyhude bir çaba. Ara ara çok kirlenmeden temizlemek yeterli.
0
karacigerim vur kadehlere
(17.09.25)
kuş pisliği boyaya zarar veriyor +1
kötü görünüyor +1
hem içi hem dışı için söylüyorum; tozlanınca bi yere dokunasın gelmiyor. mesela arabaya binerken kolunu tutup kapıyı açıyosun ve çok tozlanmışsa dokununca elin kirleniyo. içine bindiğinde ekranın olduğu kızım klima tuşlarının olduğu kısımlar vs çok toz yapışınca bi de güneş vurunca kabak gibi gösteriyo tozu ve dediğim gibi dokunasın gelmiyo. ayaklarımızı koyduğumuz kısım zaten 1 ay içinde aşırı kirleniyo. nasıl evin kirlenince temizlemeden oturmak istemiyosun aynı şey aslıında.
0
Sadece soruyorum
(17.09.25)
Araba yıkatmaya vaktim olsa daha sık yıkatırım sürekli pislenen bir şey ve üzerindeki boyaya zarar veriyor bir süre. Elini, üstünü değiyorsun kıyafetin de pislenebiliyor çok toz olduğu zaman. Yıkatmaya götürmek de dert; sıra oluyor adam 1-2 saat süre veriyor bazen denk gelmiyor haliyle kendi yıkayan/ silen insanlara şaşırmıyorum ben. Çok zorda kalırsam kabasını ben de kendim alıyorum/ almak zorunda kalıyorum bazen.
0
titanic kemancısı
(17.09.25)
Kuş pisliği boyaya zarar veriyor.
Camlar içeriden kirlendiyse dışarıdan yıkamak yetmiyor.
Evet fazladan su ve deterjan sarfiyatı ama bazı insan böyle napıcan. Yapma denmiyor. Adam arabasına bakmak istiyor, değer kaybı anlamında da haklı.
0
muhayyer divan
(17.09.25)
rehabilitasyon.

hobi yani.
0
gurur
(17.09.25)
(10)

Ev işlerini yapma motivasyonu

kararsızataletfilozofu
Evde bulaşıkların yıkanması, çamaşırların yıkanması, ütünün yapılması, evin süpürülmesi, yemek hazırlanması lazım.Birazdan muhtemelen ya bunları yapıcam yada kendime kıza kıza uyucam.Bunları yapacak motivasyonu bulamıyorum.Neden ? Çünkü bir süredir bir kız (spor hocam) konusunda sürekli gel-gitler y
Evde bulaşıkların yıkanması, çamaşırların yıkanması, ütünün yapılması, evin süpürülmesi, yemek hazırlanması lazım.
Birazdan muhtemelen ya bunları yapıcam yada kendime kıza kıza uyucam.
Bunları yapacak motivasyonu bulamıyorum.

Neden ? Çünkü bir süredir bir kız (spor hocam) konusunda sürekli gel-gitler yaşıyorum.
Kızdan gördüğüm bir soğukluk, buluşmayı ekme, 5saat sonra cevap verme, başkalarıyla buluşması benim enerjimi bitiriyor sadece uyumak istiyorum.
Yaklaşık bir aydır durum böyle zaman zaman iyiyim zaman zaman kötüyüm.

Kızın karakteri hayatı işi filan bana pek uygun değil, bana uyum sağlayacak gibide değil,
Benden hoşlanmıyorda ama eğleniyor yanımdayken, tanıyıp başka seviyeye taşıma çabasıda yok benim çabalarımıda boşa çıkarıyor konuşmak pek istemiyor gibi.
Ama başkalarıyla da konuşmak, flörtleşmek içimden hiç gelmiyor.

En azından şu ev işlerini halletmem lazım ne yapsam ?

Biliyorum her hafta en az iki duyuru fixledim, bu ara yalnızlıkla birleşince böyle oldu önceki cevaplar için teşekkür ederim kusura bakmayın.
0
kararsızataletfilozofu
(15.09.25)
Düşün ki bir anda onun sana gelmesi gerektiğini, üstelik sevişme ihtimali var. Pislik bir evde saçma sapan bir şekilde karşılamak mı daha sevimli temiz ve etkileyici bir evde karşılamak mı.

Beşşş dakkada ddeğişir bütün işler demiş Mazhar Alanson.
0
muhayyer divan
(15.09.25)
Düşünce Günlüğü Tut. olumsuz duygusal tepkilerini, tekrar eden düşünce kalıplarını radar gibi yakala not et deftere..

hatta tepkilerini vücudunun neresinde hissettiğini bile yaz.

kız seni sevmiyorsa bile anın tadını çıkar sen de eğlen. güzel anın olur.
0
Bir sıcak el uzanır tutmasam olmaz
(15.09.25)
Senin için uygun olan insanlar enerjini yükseltir, bu kıza olan ilgin seni aşağı çekiyor. Tam tersi olması lazım, kız seni flörtüyle mi ne tanıştırmıştı zaten. "bak sen benim için friend zone'dasın" demeye getirmişti. Buluşmaya falan gitme diye seni kaç kişi uyardı ama yine de gittin. Şu durumda evde ah vah etmek elde telefon cevap beklemek kendine eziyet. Kontrol edebildiğin şeylere yönel bence, evini temizle toparla yemeğini yap. Hem somut bişi yapınca kafan da dağılır. Kontrol bende hissi gelir bünyeye

Senin acilen kendi kendine iyi vakit geçirmeyi öğrenmen lazım, motivasyonunu mutluluğunu başkasından gelecek tepkilere bağlamamanı öneririm
0
kullanicadi
(15.09.25)
ev işlerini önce kolayla. tek düze haraket edeceğin bir sıralamaya koy. o zaman ne yapacağın çok belirgin oluyor bu da yapma şevkini arttırıyor.

birde bitişi belirginleştir. ellerini yıka ve oh be de en son.
0
Bir sıcak el uzanır tutmasam olmaz
(15.09.25)
@muhayyer divan doğru demiş ha, ama atladığımız şey bu abimizin durumu sakat, kendisi duygusal olarak zor bir durumda. @arbre'nin dediği gibi beklenen şekilde anlamazsa boşuna arkadaşımızı üzmüş olacağız.

@kararsızataletfilozofu abi başı bağlı diyoruz sana, senin anana bacına yapsalar iyi olur mu diyelim illa? Ev işlerini yapma, enerjin bittiyse neyi yapmak istemiyorsan yapma. Adaya mı düştün, bir o mu var sanki? Sil geç, engelleme ama sil geç her yerden. Buluşmalara da gitme. Spor salonunu da değiştir, hayatın düzene girsin. Bu dediklerimi yaparsan sana huzur ve mutluluk müjdeliyorum.
0
Shepard
(15.09.25)
Teşekkürler cevaplar için eksik olmayın, ev işlerini hallettim sayılır yemek haricinde, hiç bir şey yiyesim yok zaten.

Spor haricinde bu kız hiç iyi değil mümkün olduğunca geri çekmeye konuşmamaya çalışıcam.

Açılayım kurtulayım düşüncesi sürekli geçiyor ama hem spordan olup hem saçma sapan bir kısıtlamaya sokmak istemiyorum kendimi.

Zaten attığım adımları bile savuşturduğu için artık adım atmayı iltifatı filan bıraktım çenemide biraz tutmam lazım sadece.

Yanındayken çok iyi hissediyorum ama uzaklaşınca iletişim kuramamak filan çok yıpratıyor esas sorun bu aklıma gelmese çok daha huzurlu olacağım.

Akşamları çok boş hayatım ondan dolayı böyle oluyor sanırım reels izleye izleye uyumaya çalışıyorum tüm akşam.

Başı bağlı değil, flörtü veya flörtleri var yada en azından benden daha fazla yakın olduğu erkek arkadaşları var diyim.
Ama sevgili yok.

Akşamları dizi bile açıp izlemeye üşeniyorum bazı günler işte bunu çözmeye çalışıyorum bir yandan
0
🌸kararsızataletfilozofu
(15.09.25)
Ufak ufak, basit işlerden başla. Gerisi gelmezse bırakırsın. Yarın kaldığın yerden devam et. Arkaya bir müzik ya da podcast bir şey aç. O kızın bir tarafı kalkmış, sana bakmaz.
0
sekizdokuzon
(15.09.25)
Durumun varsa bu işler için birini tut. Kimse vazgeçilmez değil
0
pembediken
(15.09.25)
Baska seviyeye tasimak istemiyorsa baska seviyeye tasimak istemiyordur. isterse bekar olsun farketmez. kiz belli ki o anda gulup konusuyor arkadas canlisi davraniyor siz kendiliginizden gelin guvey olmussunuz daha fazlasini bekliyorsunuz. sacma.

bu duygulari analiz edip "of ya ne les ve salak bir insanmisim" demedikce ve farkindalik gelistirmedikce gecmeyecek. ve siz bu anlayis seviyesine anca kadinlarin gulmek ve arkadasca davranmakla size baska seyler borclanmadigini idrak edince ulasacaksiniz.
0
warrior princess
(16.09.25)
Bir şeylere yorgun olma, enerji bulamamak benim için kafayı toparlamama ve mental yorgunlukla alakalı oluyor genelde, bu herkeste aynı olmayabilir. Ancak odak noktamı bozacak gelişmeler olduğunda enerjisiz düştüğümü fark ettim.

Sizin durumunuzda da yaşadığınız gel gitler muhtemelen enerjinizi sömürüyor. İmkanınız varsa bir süre bir yardımcıdan destek alın, evi kolay temizlenebilir şekilde minimalist düzenleyin. Kendinize küçük rutinler oluşturun, örneğin ortalığı dağıtmama adına bardağı işiniz bitince hemen bulaşık makinesine koyma gibi.

Yavaş yavaş bir düzen ve rutin oluşturursanız her şey daha kolay olur. Sosyal medyada fazla vakit geçirmeyin en fazla enerji sömüren şey sosyal medya.
0
titanic kemancısı
(16.09.25)
(17)

Aynı dizileri izleyerek salakça bi şey mi yapıyorum: yaprak dökümü

cccbehzatccc
Yıllardır behzat ç, çukur, aşkı memnu izleyip duruyorum. Yıllardır. Zor günler geçiriyorum. İnternette yaprak dökümü geyikleri dönüyordu hadi bunu izleyeyim dedim.100 bölüm olacak neredeyse. Çok mu salakça bişey yapıyorum, benim gibiOlan var mı?
Yıllardır behzat ç, çukur, aşkı memnu izleyip duruyorum. Yıllardır.
Zor günler geçiriyorum. İnternette yaprak dökümü geyikleri dönüyordu hadi bunu izleyeyim dedim.
100 bölüm olacak neredeyse. Çok mu salakça bişey yapıyorum, benim gibi
Olan var mı?
0
cccbehzatccc
(14.09.25)
film değil ama sahneleri izlerim. salakça mı bilmiyorum. çok kişiden duyuyorum. şarkı dinlemek gibi haz verdiği için sanırım. birde aşk ı menuyla ilgili psikolojik bir analiz yapmışlardı. mantıklıydı. bir duyguya götürüyormuş seni.
0
Bir sıcak el uzanır tutmasam olmaz
(14.09.25)
aski memnu, yaprak dökümü, gossip girl

o kadar comforting ki...

gossip girl 3. sezondan itibaren cok iyi degil ama yaprak dökümü ve aski memnu bastan sona cok iyi ikisi de.
0
sonsuz
(14.09.25)
Safe zone'un demek ki. İyi geliyorsa sorgulama izle.
0
sekizdokuzon
(14.09.25)
İyi geliyorsa sorgulama izle. +1
0
put it in your appropriate place
(14.09.25)
Öyle sıkılıyorum ki Behlül Bihter gibi tutkulu bir aşktan vazgeçtim (yasak aşk mevzubahis değil, sadece tutku kısmına odaklanalım lütfen), adnan'ın aşkı gibi tekdüze bir aşka bile razı haldeyim bu aralar :/
0
strawberry first
(14.09.25)
Yeni diziye başlayamıyorsan anksiyete olabilir. Yeni dizi derken son 5 yılda çekilen anlamında değil, önceden izlemediğin anlamında dedim. Yoksa 10 yılda çıkan 10 yapımdan 9'u çöp.
0
nawar
(14.09.25)
izledigin filmleri tekrar izlesen mantikli bak, ama bilmemkac bolumluk tugla gibi diziyi izlemek agir issizlik bence, hayir cok gereksiz, onemsiz sahneler de oluyor malum bizdeki dizi sureleri uzun.
0
freedonia
(14.09.25)
İyi gelen neyse onu izle, sorun yok. Annem bu aralar "aramızda kalsın" izliyor, ondan önce "ikinci bahar" izledi. Kardeşim döndür çevir bin kere kurtlar vadisi izledikten sonra bir dizi izledi (kuzey güney miydi neydi) şimdi ikinci bahar izliyor, babam ise aklına geldikçe çocuklar duymasın, seksenler, papatyam, arada başka bişeyler daha izliyor. Bense çok uzun zaman dikiş ve örgü videoları izledim, hiç bilmez halimle anneme manto bile diktim. İyi gelen neyse o.
0
muhayyer divan
(14.09.25)
Dizi çok zaman öldürür ya… Aynı şeyi ben bir sesli kitapla yapıyorum yıllardır. İki kitaplık seri, toplam 72 saat. Takriben 9 sezon komedi yahut 5-10 sezon dramaya denk geliyor süre. Defalarca (ben diyeyim on, siz deyin on beş) bitirdim peş peşe. Sadece ses olduğu için,
-İş yapmaya mani olmuyor.
-Uykudan önce mavi ışığa maruz bırakmıyor.
-Direksiyonda ve yürürken de dinlenebiliyor.

Ben de kötü hissettiğim dönemlerde Friends izliyorum hep. Oyuncularının üçte birinden, yapımcılarının hepsinden, işlediği konuların alt metinlerinin de çoğundan nefret etsem de, beni acayip uyuşturuyor/dindiriyor. Galiba 6-7 defa baştan sona devirdim…
0
yadigar
(15.09.25)
kocam youtubedan sürekli ama sürekli behzat ç canlı yayın açıyor.

onu anlıyorum, çünkü ben de sürekli aşkı memnu, avrupa yakası, kısmetse olur izliyorum.

beynim ciddi bir şekilde yeni bir şeye başlayacak motivasyonu bulamıyor.
0
Hallegadola
(15.09.25)
eşimde de var bu, yaprak dökümü ve aşkı memnu izleyip duruyor. ben hiç izlemediğimden eşlik edeyim diyerek birer tur izledim baştan sona. o hala izliyor. ne tür bir bağımlılıktır çözemedim de ama hastalık bu bence. soruyorum hiçbir şey yok diyor bir de :)
0
Improbable
(15.09.25)
O kadar cok izleyecek yapim var ki, ayni seyi izleyecegime yeni seyler izlerim ve ufkumu genisletirim. Ayni seyi izlemek bana vakit kaybi gibi geliyor. Hele Turk yapimi sıkıcı dram dizileri cok daha zaman kaybi. Herkesin zevki kendine tabii.

Tv'de belki kult yapimlar rastgele denk gelirse izlenebilir
0
ermanen
(15.09.25)
brooklyn nine-nine ve scrubs'ı üçer kez bitirdim sanırım ama türk dizilerini tekrar tekrar izlemek korkunç geliyor bana ya çok uzun ve sıkıcılar. Aşk-ı memnu'da hadi bir nebze kalite var gibi gerçekten de yaprak dökümünün videoları insta'da önüme düşüyor, aşırı cringe bir ortam, ali rıza bey'in mallıkları falan düşününce içime fenalık geliyor nasıl izliyosunuz onu
0
nundu
(15.09.25)
psikolojik bir rahatsızlık olduğu söyleniyor. güvenli alandan çıkamama, kalma. Ezbere bildiğin, sahneler, diyaloglar hepsi güvenli alanın.
0
adivar
(15.09.25)
her ne kadar konforlu alaniniz olsa da, ve hepimiz zaman zaman buna ihtiyac duysak da sorunuza cevap muhtemelen evet. ayni seyi yaparak farkli sonuclar elde etmeyi beklemek size zarar veriyor gibi duruyor.
0
kassiopeia
(15.09.25)
Aski memnu veya yaprak dokumu acik degilken yemek yedigim an nadirdir.
0
Kittie
(15.09.25)
Hayatımda hiç aynı diziyi 2 kere izlemedim çünkü dizi çok vakit alıyor. Elbette salakça diyemeyiz ama eğer can sıkıntısından izleme ihtiyacı geliyorsa başka şeyler izleyin, yeni ilgi alanları yaratın kendinize.

Yeni şeyler izleyip gördükçe farklı farklı ilgi alanları çıkıyor vaktinize yazık bence.
0
titanic kemancısı
(15.09.25)
(4)

En iyi Baharat markası ya da markalari

ırene adler
Evdeki baharatları elden geçiriyorum. Uzun süre bekleyenleri attım.Tekrar bi alisveris yapmak istiyorum. İnternetten alınabilecek, uretimine güvenebileceğim Baharat markaları hangileri?Aktardan vs almak istemiyorum. Şehir olarakta istanbulda değilim. Sadece marka soruyorum. Hayfene iyi gibi geldi gö
Evdeki baharatları elden geçiriyorum. Uzun süre bekleyenleri attım.

Tekrar bi alisveris yapmak istiyorum. İnternetten alınabilecek, uretimine güvenebileceğim Baharat markaları hangileri?

Aktardan vs almak istemiyorum. Şehir olarakta istanbulda değilim. Sadece marka soruyorum. Hayfene iyi gibi geldi gözüme.
0
ırene adler
(14.09.25)
Hayfene <3

Dededen baharatçı iki kardeşin markası, arkadaşın arkadaşı olarak tanıyorum ben. Topluca baharat alacağım zaman Hayfene'den alıyorum yıllardır.
Ek olarak, acı seviyorsanız chili piri sosları çok güzel.
0
kobuzchu kiz
(14.09.25)
Net hayfene. Daha cuma biten baharatlarım için yeni sipariş verdim sitelerinden.
0
mor oje
(14.09.25)
Barbekü, sarımsak tozlu karabiber, tavuk marine sosu ikeadan alıyorum.
Geri kalan bulduklarımı wefood ve güzel baharat.
0
titanic kemancısı
(14.09.25)
mikahakkinen
(14.09.25)
(15)

Çevrenizdeki paralı insanlar o paraları nasıl kazanıyorlar?

sekizdokuzon
Benim bir şekilde temasa geçtiğim "paralı" insanlar mış gibi yaparak, ülkedeki genel liyakatsizlik kültürünü çıkarlarına kullanarak, bayağı pembe gtlü oldukları için de solcu taklidi yaparak çoğunluktan daha fazla para kazanıyorlar. Bir velim var mesela, kızını araya artık kimleri soktuysa ülkenin e
Benim bir şekilde temasa geçtiğim "paralı" insanlar mış gibi yaparak, ülkedeki genel liyakatsizlik kültürünü çıkarlarına kullanarak, bayağı pembe gtlü oldukları için de solcu taklidi yaparak çoğunluktan daha fazla para kazanıyorlar. Bir velim var mesela, kızını araya artık kimleri soktuysa ülkenin en iyi liselerinden birine yazdırmış, kız dört işlem terk. Okuyacaksın, o okuldan bir şekilde mezun olup isminden faydalanacaksin diyor 14 yaşında insana. Böyle kestirmeden gtum gtum ilerleyerek geliyorlar bir yerlere.

İkinci soru: doğru düzgün, ahlaklı insanları nerede bulurum? Artık cidden nefesim daralıyor.

Teşekkürler.
0
sekizdokuzon
(11.09.25)
Her yerdeler ama sayıca çok azlar. Bir de insan hâşâ Tanrı değil, mükemmel olamaz, biz sonuna kadar güvenmek isteriz yaslanırız ama o insanlık hali bir şey yapar bize uymaz hemen yamuluruz, aslında biz eksiğizdir onların eksikliği değildir o. Tam da bu sebeple ahlaklı insanları göremiyor veya kaçırıyor olabiliriz. Bir de sanırım ahlaklı insanların ahlaklılığına karar verebilmek için bizim o ahlaklılık durumunu anlıyor olmamız lazım. Bizden daha ahlaklıysa yani. Belki bizden daha ahlaklı ama bilmediğimiz alanlarda veya inceliklerle. Bunları göremezsek farkına varamayız. Bu konunun hep burasına takılırım.

Çevremde "paralı" insan çok eskiden vardı, çok uzun zaman uzaklarda yaşadığım için irtibatlar kesildi, vefasızlığa samimiyetsiz bir sıcaklıkla cevap verebilen biri olamadığım için bağlar yeniden oluşmadı. Yani nasıl kazandıklarını bilmiyorum. Bu dönemde büyüme yaşadılarsa fazla hakkaniyetli ve helalinden olduğunu çok sanmıyorum.
0
muhayyer divan
(11.09.25)
İçini rahatlatacaksa para ortalama 3 nesil sonra el değiştiriyormuş, çocukların çocukları, mirasyedilerin parayı idare edememesi vs derken para dağılıyor genelde. Bir de kimse mezara götüremiyor lol, o yüzden kendi yaşam standartlarını yükseltmeye bakıp millete odaklanmamalı, enerjini başkasına harcama bence.
0
titanic kemancısı
(11.09.25)
Etrafım orta gelirli olmak içini bir tarafını yırtan imposter doldu, bir gün görmesem ikinci gün gözüme batıyor. Her şeyi yok sayarak da yaşanmıyor, bazen bir şeyleri dert etmek lazım. Olan bitenin farkına varmazsan elin zayıflar, sömürülme riskin artar.
0
🌸sekizdokuzon
(11.09.25)
Eyyy sikizdokuzon, kendi işini kurarak veya işinde aranan kişi olarak.
Ahlaklı ben varım ama her fırsatta sövüyorsun.
0
Shepard
(12.09.25)
“ Çevrenizdeki paralı insanlar o paraları nasıl kazanıyorlar?”
-Emek sömürerek.

“doğru düzgün, ahlaklı insanları nerede bulurum?”
- Bulamazsın.
0
mutekebbir
(12.09.25)
“doğru düzgün, ahlaklı insan” diye aradığın şey gizli bir tarikatın üyesi falan değil ama kalabalığın arasında daha az ses çıkardıkları için görünmez oluyorlar.

paralı insanların kaynağı genelde miras. benim de çocuğum olursa o yiyecek paraları. olmazsa da kardeşlerim ve onların çocukları.
0
gabe h coud
(12.09.25)
Çevremde çok çok paralı insanlar yok ama olanlar da çok çalışanlar, mevcut mesleğini en iyi haliyle yapıp buna vakit harcayanlar ya da aileden gelen parayı iyi degerlendirenler
0
yuvarlanantencereninkapagi
(12.09.25)
borçla, ahlaksızlıkla, kul hakkı yiyerek, rantla , miras yolu ile, kalan bir kısımda gerçekten hakıyla çalışarak.
0
Rao
(12.09.25)
ne kadar paradan bahsediyoruz burada? ayda 150 bin euro kazanandan mi? yoksa görece iyi maas alandan mi?
cevremde iyi okullarda okuyan hickimse öyle birilerinin ittirmesiyle, torpiliyle bir yerlere gelmis insanlar degil. ailemde herkes iyi okullardan mezun, herkes isinde gücünde insanlar, kimsenin de emegini yedigimiz falan yok. insanlara böyle yaklasmak asiri cirkin ya, milletin götü cikiyor o seviyelere gelmek icin, üc bes tane oe gördünüz diye tutup nefret kusmak sinif kininden baska bir sey degil. ne demek emek sömürüsü falan.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(12.09.25)
@konusma: "çevrenizdeki" dedim. Benim çevremdeki insanların mentalitesi bu, senin çevrendeki insanların kalitesine haşa dil uzatmadim ya da iyi üniversitelerden mezun olan herkes gözü dönmüş bir hırs kübüdür gibi bir genelleme yapmadım.

Edit: beni kastetmemis, kusura bakmasın yanlış alarm.
0
🌸sekizdokuzon
(12.09.25)
konusma genel olarak sorulari anlamada bir sikinti yasiyor. hangi okuldan mezunsa artik oradaki sorulari nasil anlayip cevap verebilmis sasiriyorum. her soruyu ekseriyetle kisisel algiliyor ve ardindan gereksiz detaylar vererek bir ego mastürbasyonu yasiyor gibi hali var. allah kurtarsin.

cevremdeki parali diyebilecegim herkes bu wealthi miras yoluyla elde etmis ya da elde edecek. üstüne koyar ya da kovmazlar ama tek bir jenerasyonda para bulmak cok zor. bir is kurman ve cok basarili olman lazim. e bu da zor seyler.

dogru düzgün ahlakli insan bulmak cok zor. nerede bulursun bilmiyorum. denk gelirse kacirma.
0
sonsuz
(12.09.25)
Aileden gelen paralar ve değer kazanmış tarladan araziden gelen paralar
0
pembediken
(12.09.25)
etrafımdaki paralı insanlar içinde kalan mirası deli gibi büyütüp o hale gelen de var, okuyup, çalışıp didinip biri bin yapan da var. bunların istinasız hepsi, toplumun geneline göre sıradışı bir veya daha fazla özelliğe sahip insanlar, hırs, çalışma azmi, zeka, öngörü vs. olarak.
burada "paralı" ifadesini iyi maaş alan olarak değil, direkt artık sermaye sahibi konumunda olan insanlar için kullanıyorum.

ikinci sorunuza cevap, siz doğru düzgün, ahlaklı olun, onlar sizi bulur.

rica ederim.
0
sailor
(12.09.25)
X istiyorsan x ol perileri gelmiş, sa
0
🌸sekizdokuzon
(12.09.25)
Hayvan gibi çalıştım, uğraştım ama benim sıfırdan biriktirdiğimin 50 katını miras alacağım. Bir annemin olduğunu ve ciddi anlamda zengin olduğunu 33 yaşında öğrendim. Miras istisnalar hariç zengin olmanın en önemli şartı.
0
gabe h coud
(13.09.25)
(7)

Benim Nereye Başvurmam Gerek Sizce (Psikiyatri & Psikolog)

jihat
Son zamanlarda işlerim pek yolunda gitmiyor (benim sorumsuzluğum), iş hayatımı etkileyecek, cevap beklediğim yerler var ama süre azalıyor, cevap gelmiyor vs. iyice geriliyorum. Bu durum evdeki düzeni de etkiliyor, bebeğimiz var, hanım tek başına yoruluyor sürekli çocukla ilgilenmekten, ben desen işi
Son zamanlarda işlerim pek yolunda gitmiyor (benim sorumsuzluğum), iş hayatımı etkileyecek, cevap beklediğim yerler var ama süre azalıyor, cevap gelmiyor vs. iyice geriliyorum. Bu durum evdeki düzeni de etkiliyor, bebeğimiz var, hanım tek başına yoruluyor sürekli çocukla ilgilenmekten, ben desen işin gücün arasında öyleyim ve sonuç olarak tartışma çıkıyor sürekli ve ben de bağırıp çağırıyorum. normalde sakin biriyimdir ama son zamanlarda pek öyle değilim annem de bizdeyken durumu fark etmiş. Bebiş neyse ki neşemizi yerine getiriyor yoksa hep böyle gerdin dolaşacaz :).

Bunlarla birlikte hiçbir şey yapasım gelmiyor. Hanım yurtdışı tatili organize etmişti ama iş durumları bahane ederek gitmeyelim dedim durduk yerde bir sürü paramız yandı. Hafta sonu şunu yapalım bunu yapalım diyor ben hep bir bahane üretip yok diyorum. Arkadaşlarıma karşı da aynı. Hep bir isteksizlik, bunalmışlık.

Bu durumdan kurtulmak için bir destek almaya karar verdim (almam gerekli mi emin de değilim). Nasıl başlamak lazım sizce? Tamamlayıcı sağlık sigortam, hastane erişimim falan var.
0
jihat
(11.09.25)
öncelikle bence herkesin destek alması lazım diye başlayayım cümleye.
sonrasında şu ertelediğiniz tatilleri ve hayırı evete çevirmeye kendinizi zorlayın, belli olmaz iyi ki gelmişiz diyebilirsiniz.
psikiyatriste gidince ilaç verecek o da sizi umursamaz ve yorgun biri yapacak. stresi azaltmıyor örtüyor.
psikologa gidebilirsiniz ama bu öyle 3 5 seanslık bir şey değil. belki 10 sene gitmeniz gerekecek. aslında şunu demek istiyorum, haftalık görüşmelerinizde size öyle iyi gelecek ki her hafta gitmek isteyeceksiniz. yoksa 10 yılda tedavi ediyor gibi bir şey demiyorum.
ama bence siz ilk iş bir tatile çıkın. sadece kendinize odaklanmayın, eşinizin de tatile ihtiyacı olabilir.
0
neira
(11.09.25)
Keşke tatili iptal etmeseydin, bi kere paran yanmayacaktı, yandı diye üzülmeyecektin, hem de değişiklik olacaktı, istemesen bile hava değişimi iyi gelecekti.

Eşinin değişiklik ihtiyacını gidermen lazım, sen bunaldıkça onu da kendinle beraber aşağı çekiyorsun ve o bir anne, morali çok yüksek olmak zorunda. Olmazsa aranızdaki kavgalar artar, şiddeti artar, bunlardan bebek dehşetli etkilenir. Bunu yapma.

Yani aslında senin baba olarak moralini kaybetmemen gerekiyor. Çünkü bak, kaybettiğinde herkes çok olumsuz etkileniyor, sadece sen değil yani. Eşininki annelikse seninki de babalık, baba olmak da hiç kolay değil ki. Moralleri yükseltmek lazım.

Evinize en yakın tabiat parçası neresiyse en yakın zamanda oraya günlük veya uygun olan bir sürelik ziyaret ayarla. Toprağa çıplak bas, ağaçlara sarıl, temiz hava solu, güneş gör. Bir süreliğine ekrandan telefondan mümkün olduğunca uzak dur. Salatalık yeşil biber kırmızı biber domates marul maydanoz gibi sebzeleri bolca ye, vücuduna güneşli su girsin, güneşin eksik senin. Gidin birlikte hava alın. Sakin sakin tabiata gidin.

Kendini ayakta tutmak zorundasın, en büyük zararlar stresten gelir. Bunu yönetmeyi öğrendin öğrendin, yaş aldıkça çok daha zor olur bu iş.
0
muhayyer divan
(11.09.25)
Psikolog psikiyatri konusunu unutmuşum,

Şimdiki durumunda fiziksel ve zorlayıcı belirtileryoksa psikiyatri yanlış olur. Psikoloğa gitsen hem maddî yük hem de zaten o seni değiştirmeyecek, sen kendi üzerinde çalışacaksın. Spor yap diyecek (ki yap evet), uykularını düzenle diyecek (demesi lazım, demeyen psikolog amatörler, öğrencidir), belki bazı alıştırmalar verecek... her iş sana düşüyor zaten.

Kendine Yardım kitapları tavsiye edebilirim. Youtube'da Özlem Tokgöz Özsoylar var, onun yeni başlattığı kendine yardım videoları var. Güneş var güneş. Güneş önemli.
0
muhayyer divan
(11.09.25)
bence yorulmakta ve sıkılmakta haklısın, dün de sanki buna benzer bir soru sormuştu biri, verilen cevaplar sana da uygun olabilir. bir bak derim.

www.eksiduyuru.com
0
Sadece soruyorum
(11.09.25)
Öncelikle bebiş çok şanslı ki babası farkındalığı yüksek bir insan. Bizim jenerasyonda anamız babamız psikolojik destek alsa toplumca level atlardık, yani bunu düşünüp ihtiyaç duymak bile yüksek bir farkındalık. İlk etapta bir psikolog ile görüşmenizi tavsiye ederim, o oldu bu oldu diye kendinize de yüklenmeyin çünkü olanı değiştirmek mümkün değil. Ama çözüm bulup geleceğimizi şekillendirmek mümkün. Herkes yardıma ihtiyaç duyar.
0
titanic kemancısı
(11.09.25)
kadin icin üzüldüm. gecmis olsun.
0
sonsuz
(11.09.25)
eşinizin çalışıp çalışmadığından bağımsız söylüyorum. kendisi anne olarak çok büyük bir sorumluluk üstlenmiş durumda. ufaklığın yemeğiydi, temizliğiydi, osuydu busuydu derken çok iş yapıyor. yoruluyor ve kafası sürekli dolu durumda. stres seviyesi emin olun sizin iş hayatınızdaki stresten daha fazla olabilir. iş dediğin ne olacak? işleri sallasanız en fazla para kaybedersiniz. ama eşinizin işleri sallaması mümkün değil. burada sizin iki sorumluluğunuz var:

1- eşinizin üzerindeki stresi, yorgunluğu azaltmanız lazım. bunu da iş olarak değil, keyifle yapıyor olmanız lazım normal şartlarda. eşinizin yapması gereken işleri ne kadar azaltırsanız, ne kadar çok iş yaparsanız, bu size hep olumlu sonuçlar getirecek. eşiniz daha az stresli, daha mutlu olacak. mutlu anne, mutlu çocuk demektir. mutlu çocuk, mutlu ev demektir. mutlu ev, işyerindeki stresinizi bile azaltır. bu da ikinci sorumluğunuza getiriyor bizi:

2- allah uzun ömür versin, bebeğiniz birden büyüyecek. yıllar çok çabuk geçiyor. şu anda masrafları çok yüksek değildir ama büyüdükçe masraflar artacak. buna hazırlıklı olmanız lazım. hem çocuğa alacağınız oyuncak, kıyafet, kitap vs anlamında, hem de atıyorum özel okul, atıyorum tatil vs. gibi bir dolu masraf kapısı var. bunlar herkesin kendi bütçesine göre ama emin olun, işin içine çocuk girince her şey insafsızca pahalılaşıyor. bol bol birikiminiz olmalı ki, kendinizi rahat hissedin, rahatça para harcayın. bunun yanında bir de hem kendiniz için, hem de çocuğunuz için yatırım yapmanız lazım. siz babasınız. baba dediğin para kazanır, ailesinin karnını doyurur, aç bırakmaz, açıkta bırakmaz. açıkta bırakmamak ne demek? ev. eviniz vardır yoktur ama neden 2 ev daha olmasın? örneğin benim babam sağolsun bir kaç ev bırakıyor. bu da bana bir güvence veriyor. yeri geldiğinde daha az para kazanacağım ama güvenli bir iş yerine, çok çok daha fazla para kazanabileceğim riskli bir işe yönelebiliyorum. en kötü ihtimalle, bir kaç evin kirasıyla iyi kötü yaşayabileceğimi biliyorum.

babam 81 yaşında, hasta ama hala çınar gibi. çünkü zamanında hem maddi, hem manevi yatırım yapmış. büyüdüğüm ile gidip babamın ismini versem, her kapı hala açılır bana. "herkes baban çok iyi bir insan, baban yardımsever bir insan, hepimize çok iyiliği dokundu" derler, bana yardım ederler. ben de babam gibi olmaya çalışıyorum. oğluma sadece mal mülk değil, güzel bir soyismi bırakmak istiyorum. ben de babayım ve hayattaki tek gayem, oğlum büyüdüğünde güzel bir soyismi olması.

siz de bunları düşünün. sizin sorumluğuluğunuz kendinize karşı da değil, eşinize karşı da değil. hepsi çocuğunuz için.
0
co2s2
(12.09.25)
(15)

35 yaşından sonra araba kullanmayı öğrenmek ne kadar zor olur?

green eyed penguin
sb
sb
0
green eyed penguin
(10.09.25)
ablam 18 yaşında ehliyet aldı hiç kullanmadı, 42 yaşında kullanmaya başladı. düz vites zor ama otomatik vitesi öğrenirsiniz bence yaşla alakası yok
0
gadlemler
(10.09.25)
Öğrenen ve öğreten kişilere bağlı, ama ben öğrendiysem panik yapmayan herkes öğrenebilir diye düşünüyorum. 32 yaşımda ehliyet aldım. İyi bir hocayla kolay olur, iyi hoca önemli.
0
cilacı ökkeş usta
(10.09.25)
1 saat kadar.
0
Karim iceride uyuyor ben seni dusunuyorum
(10.09.25)
Bazi insanlar o yasta yeni ogrenince acemiligi tam atamamislar gibi his veriyorlar kullanirken. Ancak aksi ornekler daha fazla gordugum kadariyla.
0
mbond
(10.09.25)
otomatik vitesi öğrenmek kolay. 15 günde trafiğe çıkacak düzeye gelinir. Manuel vites 2-3 ay pratik ister.

Bir de yaşanılan şehir de önemli. Kalabalık bir yerdeysen zor. Sakin bir şehirde kolay
0
runaway
(10.09.25)
Benim 61 yaşındaki arkadaşım daha çok yeni araba kullanmayı öğrendi ve trafiğe çıktı. Hiç zor değil, sadece güvende hissedeceğiniz şekilde eğitim alıp alıştırma yapman lazım. Tekrar söylüyorum çok çok kolay.
0
muhayyer divan
(10.09.25)
annem 40 yasinda ehliyet aldi, ama hic kullan(a)madi. asiri stres yapiyordu, hep aklinda ya lastik patlarsa, ya soyle olursa ya boyle olursa kaygisi vardi.

peder anamin ehliyetini ceza yazdirmak icin kullandi hep, kadinin eli sinav disinda direksiyona degmedi ama 180km ile radara yakalanmisligi var.
0
cooperr
(10.09.25)
Hiç zor olmaz.
0
ezkaza
(10.09.25)
35 yasinda düz vites ehliyet aldim avusturya'da.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(10.09.25)
zor diye bir şey yoktur , sürekli pratik ile çok kısa sürede öğrenilir.
0
Rao
(10.09.25)
öğreniliyor dert değil.

olabildiğince bol direksiyon pratiği...

iç güdüselleşene kadar devam
0
gurur
(10.09.25)
Hiç zor olmaz, kendinize inanarak başına geçtikten sonra öğrenirsiniz.
31 yaşında bisiklet sürmeyi öğrenen bir kadın olarak yazıyorum.
0
hayalhayal
(10.09.25)
Şu an geri kalan ömrünün en genç yaşındasın; şimdi karar vermişken öğrenmezsen ileride daha zor olur. 35 geç değil; 50’de bile alan oluyor ama yaş geçtikçe refleksler azalıyor o yüzden geç kalmış değilsin. Beynin hala genç.
0
titanic kemancısı
(10.09.25)
geçen sene 36yken başladım ilk defa kullanmaya. önce direksiyon dersi alın sonrasında cesaret edip tek başınıza yola çıkın. arka sokaktaki markete bile arabayla gidin. tek tavsiyem otomatik araç kullanın düz vitese hiç gerek yok.
0
dedim ben sana
(10.09.25)
Annemin arkadaşı 65 yaşında ilk defa direksiyon başına geçti, hem de Manuel viteste. Özgüvenini toplaması 1 yıl sürdü. Üstelik burası küçük yer olduğu için hindistan gibi trafiği var. Ters yönden girenler, girilmez sokağa dalanlar, bol miktarda motor, yok ortasında durup sohbet edenler vb. Ben bile kaç yıldır zorlanırKen teyze iyi bile başardı bence. Siz haydi haydi yaparsınız.
Not: ben de ehliyeti 32de aldım trafiğe 40da çıktım. İlk otomatik kullandım, 6 ay sonra manuele geçtim. Manuel aracım kamyonetti 3 sene bindim ,minibüs bile kullandım.
Hem de ilk kullanmaya başladığımdan beri arka koltuğuma bebeğim vardı, mecburdum onunla trafiğe çıkmaya.
Ben yaptıysam, siz kesinlikle yaparsınız.
Sağdan gidin, kendinizi rahat hissetmediğinizde 4lüleri yakın, diğer araçlar bir sıkıntı olduğunu bilsin. Sakin olun :)
0
strawberry first
(10.09.25)
(6)

şaka maka iş bulamıyorum çözüm önerilerine ihtiyacım var

trablon
istanbul dayım erkek yaş 37. 4 yıl çağrı merkezi deneyimim var 2.5 yılda gene müşteri ilişkileri babında operasyon elemanı olarak çalıştım.kariyer net ve benzeri bir çok siteye başvurdum ama yok maalesef dönüş.Çözüm önerilerine ihtiyacım var.Masa başı arıyorum çünkü bel fıtığı var lanet.ayakta kalı
istanbul dayım erkek yaş 37. 4 yıl çağrı merkezi deneyimim var 2.5 yılda gene müşteri ilişkileri babında operasyon elemanı olarak çalıştım.kariyer net ve benzeri bir çok siteye başvurdum ama yok maalesef dönüş.

Çözüm önerilerine ihtiyacım var.Masa başı arıyorum çünkü bel fıtığı var lanet.ayakta kalınca başlıyor bel ağrımaya .Sokakta kalma korkusu oluştu çünkü aileye bir şey olsa sokaklardayım.SAğlık imkanına da başvuramıyacağım çünkü gss ödeyecek param da olmayacak.Bu noktada bir insan ne yapıyor dehşetle beynimde simüle etmekten başka bir şey yapmıyorum.bizimkisi de böyle bir dert işte.
0
trablon
(10.09.25)
ATS uyumlu Cv kısmını araştırın normal cvler ik havuzunda kayboluyor, formata uygun cv şeklinde olursa dönüş almanız kolaylaşır.

create.microsoft.com(ats)-%C3%B6zge%C3%A7mi%C5%9Fleri-ve-kapak-mektuplar%C4%B1”
0
titanic kemancısı
(10.09.25)
gittim ameliyat için doktor dediki fıtık gerilemiş sonra geri yolladı beni.Ben ise 30 dk ayakta durduktan sonra beli ağrıyan bir bireyim.Anasını satayım ne kadar gaddarsınız ya.böyle bir dünyada yaşadığımdan nefret ediyorum
0
🌸trablon
(10.09.25)
Abi bel icin egzersizlere bir bakin, cok faydasi olabiliyor. Sizin durumda olmuyordur bilemem orasini ama bu notu dusmek istedim.

Size su asamada gene cagri merkezi isi lazim gibi, o isin piyasasinda daralma var mi su an? Cok para vermiyorlardir zaten o yuzden ihtiyac da vardir diye tahmin ediyorum.

Uzun vadeye donersek. Cagri merkezi uzerinden ilerlenemiyorsa, nispeten basit ofis isleri olan ama icerisinde daha katma degeri yuksek isler de barindiran teknoloji sirketlerine basvurup girmeye calismak mantikli olur. Tanidik olmasi faydali olurdu ama bilmiyorum var midir? Neyse sonrasinda ozverili calisarak ilk firsatta biraz daha iyi bir ise gecis yapmaya calismak su an en akla yatan secenek gibi gorunuyor.
0
mbond
(10.09.25)
tanıdık olsa işe sokacak bu durumda olabilir miydim ya
0
🌸trablon
(10.09.25)
Devlet işlerinin bile yarısı masabaşı değil. Öğretmen olsan ders anlatacaksın, sağlıkçı olsan oradan buraya yürüyeceksin.

Tanıdık olsa da senin istediğin gibi iş bulmak çok zor. Özel güvenliklerin çoğu bütün gün oturuyor. Aslında tam senlik iş
0
runaway
(10.09.25)
çağrı merkezleri yapay zekaya geçiyor, yakın zamanda pek iş olarak kalmayacak.

aklıma gelen linkedin'den çalışmak istediğiniz yerler neresi ise oradaki kritik kişilere ulaşmak.

çünkü masabaşı iş dediğinizi tanımlamakta zorlandım. grafikerlik, içerik üretimi vb. işler var ama uzmanlık gerektiriyor. sizin mesajınızdan hangi işe uygun olabileceğiniz anlaşılamıyor.
0
gurur
(10.09.25)
(6)

Duyurudaki reklamlar

bepicolombo
Safari den giriyorum ama gerçekten çok ilginç reklamlar çıkıyor :) Bunu enfelemmenin yolu var mı ?
Safari den giriyorum ama gerçekten çok ilginç reklamlar çıkıyor :)
Bunu enfelemmenin yolu var mı ?
0
bepicolombo
(09.09.25)
Puantiyeli çorabını gösteren kadını sürekli görmekten gına geldi bana.
0
titanic kemancısı
(09.09.25)
Bana da aynı kadın geliyor
Serviste falan napacağımı şaşırıyorum :)
0
🌸bepicolombo
(09.09.25)
Brave kullanın ben reklam olduğunun farkında bile değilim
0
mirty
(09.09.25)
Evet nsfw resmen
0
gabe h coud
(09.09.25)
Engellemenin yolu reklam engelleyicisi.
0
kizil karga
(09.09.25)
Ben hayatımda epıl ürünü kullanmadığımdan epılda var mı bilmiyorum da şahsen pandemi başlangıcından beri brave browser kullanıyorum reklam neydi unuttum.
0
Batuhanolabilir
(09.09.25)
(7)

Çocukluktan gelen Suçluluk hissi ve düşüncelerinizi nasıl yendiniz?

psmstc
Soru başlıkta teşekkürler.
Soru başlıkta teşekkürler.
0
psmstc
(09.09.25)
sorun tam açık değil ama herhangi bir şeyi aşabilmiş olduğumuzu söyleyemem :) her türlü travma ve suçluluk duygusunu yüklenmiş hayatta kalmaya devam etmeye çalışıyoruz işte.
0
Sadece soruyorum
(09.09.25)
Sadece soruyorum +1
0
grimavi
(09.09.25)
Asamadim
0
mirty
(09.09.25)
kendimi ve duygularimi taniyarak.

anahtar kelimeler: kisilik testleri, meditasyon, yuzyuze terapi ve uzuuun chatgpt sohbetleri.
0
buenosdias
(09.09.25)
“İnsan dünyaya yalnız bir kez çocukken bakar, gerisi hep hatıradır.”

Bu sözü çok seviyorum. Dünyayı çocukken tanıyoruz sonrasında başka bir pencereden bakmak büyük çaba ve zaman gerektiriyor. Modlarınızı tanıyabilmek ve müdahale edebilmek adına “Mod Terapisi” kitabını öneririm.
0
ruhen hastayim ben
(09.09.25)
Bence %100 silme/ unutma yok o bir yerde hep duruyor; bazen işte “heheee bak ben yine buradayım” diye pis pis sırıtıyor ama onunla yaşamayı öğrenmek, rahatsızlık duymamayı öğrenmek gerekiyor sanırım. En azından ben öyle yapmaya çalışıyorum. Herkesin kendince yetersiz anları oluyor; kimse mükemmel değil o an geldiğinde fark edip önce” biliyorum buradasın benim bir parçamsın ve seni kabul ediyorum, bana rahatsızlık vermiyorsun çünkü artık yeterli ve güçlüyüm” demeyi başarabilmek gerekiyor. Bunu her seferinde tekrar tekrar kendine hatırlatmak bir kayaya küçük küçük çizikler atmak gibi başta işe yaramaz ama bir süre sonra bakmışsın kaya parçalanmış.

Bunun için tetiklendiğiniz anları önce fark etmeniz gerekiyor.

Beynimizin her söylediği %100 değişmez gerçek değil; en ilkel öğrendiğin gerçeklerdi ama şu an o gerçeklik doğru olmayabilir. Yani başlangıçta yanlış öğrendiğin bir şeyi ömür boyu doğru kabul edip yaşıyoruz fark etmezsek.
0
titanic kemancısı
(09.09.25)
yenmek olarak degil de soyle bakabilirsiniz olaya; bunlarin farkina varmak, hislerinizin ve duygularinizin farkina varmak, tepki vermeden once durmak ve bu tepkinin cocukluktan gelen sucluluk hissinden mi oldugunu yoksa olan olaya verilen orantili bir tepki oldugunu mu tespit etmek, farkindalik gelistirmek ve bununla birlikte durtusel tepki degil (react), orantili cevap vermek (respond). ve bu pratigi bir omur uygulayarak durtusel kisminizi egitmek. sucluluk hissi ile verilen tepkiler sadece baskalariyla iliskinizde degil kendinizle olan iliskinizde de karsiniza cikar, bu nedenle iki surecte de 'ayik' olmak lazim.
ayrica, kendi adima, bu sucluluk hissini (ya da ne ise artik sizi etkileyen sey) nerede ogrendigimi, hangi olaylari bununla bagdastirdigimi tespit etmek sureci hizlandiriyor.
0
kassiopeia
(09.09.25)
(10)

Banyoda neden toz olur?

dolantindr
Ynai hani salonda falan toz olmasını anlıyorum da, banyodaki mesela asılı saç kurutma makinesinin üstü ortada bir şey de yokken toz oluyor. bu toz nereden geliyor anlamıyorum. Banyo havalandırması açık genelde oradan mı bilmiyorum da bu kadar her yerde toz olmasını aklım almıyor. Evdeki eşyayı azalt
Ynai hani salonda falan toz olmasını anlıyorum da, banyodaki mesela asılı saç kurutma makinesinin üstü ortada bir şey de yokken toz oluyor. bu toz nereden geliyor anlamıyorum. Banyo havalandırması açık genelde oradan mı bilmiyorum da bu kadar her yerde toz olmasını aklım almıyor. Evdeki eşyayı azaltsam acaba faydası olur mu? Toz alerjim de var çünkü. Tozun kaynağını çözemedim yani..
0
dolantindr
(08.09.25)
Kapı pencerenin sıkı sıkıya kapalı tutulduğu klima çalışan günlerde benim robot süpürgenin haznesi boş kalıyor. Bu mantıktan hareketle ben tozun dışarıdan geldiğini düşünüyorum.
0
Mirket
(08.09.25)
Benim evde halı yok; benim de toz alerjim olduğu için kullanmıyorum ona rağmen her gün dışarıdan camdan, balkondan hava ile toz geliyor. Eşyayı azaltmak temizliği kolaylaştırır; yere sıfır olmayan altı kolay temizlenebilen ortamlar yaratabilirsiniz. Banyoda ıvır zıvır varsa kutulara doldurup kaldırın gibi temizlemesi kolay olur.
0
titanic kemancısı
(08.09.25)
Banyoda çamaşır makineniz varsa en çok ondan toz olur
0
limonlu eksi
(08.09.25)
Banyonun tavanından muhtemelen. Nemden dolayı boyası yani badana dökülüyordur. Elinizi tavana sürün götürsünüz.
0
ground
(08.09.25)
Toz, göze görünmeyecek kadar kücük partiküllerden olusan ve havada ucan, kiyafetlerle, terlikle, hatta insanin saci basiyla bile tasinan bir sey. yani her yer toz olup banyo toz olmasaydi garip olurdu bence.
0
alice in potatoland
(08.09.25)
toz butun evi dolasiyor, dur lan bunun alerjisi var bari banyoya girmeyeyim dedigini sanmiyorum.
0
cooperr
(09.09.25)
Vaktiyle Rainbow'cular bize gelmişti, süpürgelerinin ne biçim de önemli olduğunu anlatmak için uzun bir konuşma yaparken toz denen şeyin anatomisini de anlatmışlardı. Tozun içinde aslında bizim gözle görmediğimiz, adına might denen bir tür böcekçikler olurmuş. "Evi temizleyip tatile gittiniz, 2 ay sonra bi geldiniz ki evde öbek öbek tozlar. Niye? Çünkü tozun içinde might'lar var ve onlar ürüyorlar. Siz toz sanıyorsunuz ama onlar might" demişti. Annem de çıldırmıştı tabi.

Sonra gerçekten tozun üreyen bir şey olduğunu öğrenmiştim. Bir de terlikle veya havalandırmadsn veya bir şekilde bir yerden (mesela çamaşır makinesinin içinden) gelen ufacık bir toz bile ürüyordur bu bilgiye göre. Ondan olabilir.
0
muhayyer divan
(09.09.25)
toz alerjin varsa kurutma makinası eve şart fark edilir şekilde tozu azaltıyor, ve evet banyo havalandırması bacadan direk geliyor kurum, bizim banyoda camda kedi kaçmasın diye sineklik benzeri bişey var 1 senede tozdan rengi döndü.
0
eja
(09.09.25)
kirli çamaşırlar ile havlu, bornoz vb.
0
erty_ksk
(09.09.25)
banyoya hiç girmiyormusunuz? banyoya girince üzerinizdeki tozu banyoya taşımış oluyorsunuz zaten. banyonun camı ve havalandırması varsa dışardan toz geliyor. banyonun kapısını açıyorsunuz, diğer odalardan toz geliyor. banyoda havlu bornoz var onlardan toz geliyor. bütün evde toz varken banyoda hiç olmamasını beklemek abes.
0
abelardo
(09.09.25)
(11)

Sıfır Arabamla alakalı Asla Çözemediğim Bir Problem ( yardım )

denizmaniaherif
Dacia Sandero Stepway demir mavisi 2024 essentional modeli mart ayı sıfır olarak bayiden aldım. Bayide böyle bir hata olmadığı ve sonradan benim başıma geldiği söylendi.Arabamın sadece sol cephesinin kaputtan başlayarak sol taraf full arka far üzerine kadar ( Arabanın sol yarısı yani ) kalem ucu büy
Dacia Sandero Stepway demir mavisi 2024 essentional modeli mart ayı sıfır olarak bayiden aldım. Bayide böyle bir hata olmadığı ve sonradan benim başıma geldiği söylendi.

Arabamın sadece sol cephesinin kaputtan başlayarak sol taraf full arka far üzerine kadar ( Arabanın sol yarısı yani ) kalem ucu büyüklüğünde boya atması var.. Aldığım bayiiye gittim teknik müdürle baktık ve o da çözemedi..

Arabanın astarının beyazlıgı gözüzüyor dikkatli bakınca ve belki 20-30 tane var beyaz boya lekesi gibi duruyor ama değil.. görünen astar..

Araba sürekli kapalı otoparkta bekliyor 8 aydır 3 bin km yaptım ve sadece asfalt yollarda gittim şaibeli bir durum yaşamadım
Taş atması olsa kaputta göme yok çizilme yok sadece bu beyaz gözüken kalem ucu noktaları var..

Aklıma gelen tek şey piskopat bir insanın tornavida ucuna taş ile vurarak arabaya zarar vermesi.. Sizce başka nasıl olmuş olabilir ??

çözüm olarak da oje ile boya dedi teknik müdür.. Siz olsanız ne yapardınız?
0
denizmaniaherif
(08.09.25)
Benim aklıma direkt, boyada kalmış hava kabarcıkları konusu geldi. Mobilya boyarken başımıza gelmiş olaydır ama oto boycılığında hele ki imalatta olabilir bişey midir bilemedim.
0
Mirket
(08.09.25)
psikopat adam o şekilde tek tek niye uğraşsın, takar tornavidayı kaputtan bagajın oradan çıkar. ben olsam boyamam ayıplı mal ihtimali daha yüksek.
0
duyulmasi gerektigi kadar
(08.09.25)
Peki sizce ? Arabayı romanyadan vs getirirken açıkta taşıyorlar sonuçta.. kum taş vs gelip boyası atmışsa sonra rütuşlamışlarsa geçici ve ilk yıkamada çıkmışsa gibi bir durum yaşamış olabilir miyim? çünkü sadece sol cephe tarafında var boya kalkmaları..
0
🌸denizmaniaherif
(08.09.25)
Ayıplı mal davası açıp birkaç sene sürmesi sonucunda o arabayı iade edebilirsiniz ama bu minimum 5-6 sene sürecek bir süreç ve o süreçte de arabayı kullanamayacaksınız. Yetkili servis bunun rahatlığında biraz da. İlk aşama olarak yetkili servise söyleyin çözmeye çalışın; bana ayıplı mal sattınız değer kaybı var bu arabada deyin ama muhtemelen kabul etmeyecekler ve mahkemelik olacaksınız gibi. Bu arada siz aracı satsanız ikinci el olarak; alıcı da size ayıplı mal davası açabiliyor her türlü sıkıntı yani.
0
titanic kemancısı
(08.09.25)
Fotoğraf koyabilirseniz daha kolay yorumlanabilir ama anlattığınızdan boya hatası gibi anlaşılıyor.

Oje vs. ile müdahale etme, onda sonra başka bir şey yapma şansın kalmaz.
0
burfak
(08.09.25)
chatgbt teslim öncesi kayıtları iste dedi istedim bakalım orda yazıyor mu bir şeyler göreceğim.
0
🌸denizmaniaherif
(08.09.25)
imalathanede boyanirken, puskurtme boya ile boyaniyor, orada hata olmus olabilir. ya da tasima sirasinda dusmus ya da zarar gormus olabilir, orayi duzeltmeye calismislardir becerememislerdir.
dava acarsaniz, arabayi kullanabilirsiniz, neden kullanamayacaginiz soylenmis anlamadim.
bilirkisiye gidiyor, bilirkisi boya kalinligini olcen aletle olcum yapiyor, ona gore karar veriliyor.
0
kassiopeia
(08.09.25)
teşekkür ederim şimdi konuştum bayii ile Teslim öncesi arabanın servis kaydı gibi bir şey yokmuş.. bana ilginç geldi eski bir kaliteciyim bizde bile otele peynir gelse teslim tesellüm tutanağı ile kayıt edilirdi.

bayiideki satışı yapan hanfendi kayıt tutmuyoruz kazası belası yoksa dedi geçti. Yani özetle adam 7 ay geçmiş sen yeni farkettin malına iyice baksaydın dedi..

çok net artık sıfır araç alırken bile expertize sokmak lazım güvenim sıfır çünkü asla benim yüzümden olan bir durum değil ama kanıtlayamıyorum da..
0
🌸denizmaniaherif
(08.09.25)
“İyice baksaydınız” bir beyan kabul edilemez zira ayıplı mallarda bir süre sonra kullandıkça sorunlar belli oluyor zaten. Bence bir avukatla görüşün ve moralinizi bozmayın, onlar her türlü çirkefe yatarlar araba sektörü böyle maalesef Türkiye’de.
0
titanic kemancısı
(08.09.25)
foto atabilir misin?
0
cooperr
(08.09.25)
tekrar boyanmış ve boya atıyor olabilir. sıfır da alsanız boyanabiliyor fabrikadan çıkmadan.
0
gurur
(08.09.25)
(5)

alanya rezaletti, neresi dalgasız olur?

summerjam0306
selam dostlar,Alanya'ya gittik. küçük bebek var dalgalardan korktu oynayamadı hiç. ankara'dan gidiyoruz genelde arabayla gitmeyi tercih ediyoruz. ama uçağa binin gidin bakın şurası süt liman olur dediğiniz nereler var? kemer-side diyen oldu, bodrum'a gidin uğraşmayın diyen oldu.gelecek yazı şimdiden
selam dostlar,

Alanya'ya gittik. küçük bebek var dalgalardan korktu oynayamadı hiç. ankara'dan gidiyoruz genelde arabayla gitmeyi tercih ediyoruz. ama uçağa binin gidin bakın şurası süt liman olur dediğiniz nereler var? kemer-side diyen oldu, bodrum'a gidin uğraşmayın diyen oldu.

gelecek yazı şimdiden ilmek ilmek planlamam lazım. dalgasız deniz en önemli kriter.

şimdiden teşekkürler
0
summerjam0306
(07.09.25)
Side, alanya denizi benzer saniim. Sabah erken gidersen genelde carsaf gibi oluyor. Sabah 5-6 gibi mesela.

Kemer tarafinda cok daha fazla dalga oluyor bence. Ayni zamanda kum yerine daha cok taslik.

Imkan varsa Porto Riko taraflarini tavsiye ederim. Inanilmaz guzel oluyor.
0
krmzbvl
(07.09.25)
çocukluğumda gitmiştik net bilmiyorum ama sanki Didim Altınkum'u git git boyunu geçmiyor hep sığ gibi hatırlıyorum. Burada bilen varsa yazar.

Antalya'da Phaselis antik kentine giderseniz, bir ara denize girilmiyordu bir ara giriliyordu (yine güncel durumu kontrol etmek lazım) onun aşırı sığ, ılık ve kapalı bir kısmı var. Çocuğum olsa oraya götürürdüm.
dynamic-media-cdn.tripadvisor.com
0
nhk ni youkosu
(07.09.25)
Bu sene Alanya, Side ve Belek tarafına gitme fırsatım oldu. Alanya merkez her anlamda çok kötü bence, arabayla İncekum plajına gittik orası deniz olarak çok güzeldi. Kum, dalgasız, boyu geçmiyor ve pırıl pırıl. Side tarafında biraz dalga oluyor ama orası da güzeldi. Belekte 5 yıldızlı otel plajına girdim; daha derin ve dalgalı, girişte hafif çakıl taşları vardı. Sabah deniz çarşaf gibi oluyor. Deniz kalitesi olarak en iyi İncekum ama işletme/tatil açısından en iyisi otel plajıydı.
0
titanic kemancısı
(07.09.25)
Mevsim çok önemli şu anda dalgasız yer yok,alanya da mahmutlardan gazipaşaya kadar genelde dlgalı olur,merkezde kleoptra falan iyidir.antalya yönünde incekumda tam istediğin gibi bir yerdi aslında.antalya ya doğru phaselis iyidir.ege tarafında mevsiminde sarıgerme,fethiye ölüdeniz,datça hayıtbükü,palamutbükü,didim akbük.çeşme ılıca diye gider liste.
0
duptıs
(07.09.25)
Bodrum cam gibi şu an
0
administ
(07.09.25)
(25)

İçki içmenin havalı tarafı nedir?

i wanna go back
Şöyle bir gözlemim var: İçki içmeyi Türkiye'de insanlar havalı bir şey olarak buluyor.Sağlığa zararlı olduğu bilinen ve uzun vadede vücuda hasar veren ve ülkenin çoğunluk inancına göre de yasak olan bir kimyasal maddenin havalı olan tarafı nedir?Ben inançlı bir insan değilim, çok nadiren (yılda 2-3)
Şöyle bir gözlemim var: İçki içmeyi Türkiye'de insanlar havalı bir şey olarak buluyor.

Sağlığa zararlı olduğu bilinen ve uzun vadede vücuda hasar veren ve ülkenin çoğunluk inancına göre de yasak olan bir kimyasal maddenin havalı olan tarafı nedir?

Ben inançlı bir insan değilim, çok nadiren (yılda 2-3) bir kadeh şarap, prosecco veya şampanya içerim ancak havalı bir şey olarak düşünmem hatta bana saçma geliyor.

Ama insanımızda genel algıya baktığımda havalı buluyorlar ve "ağğbbbiii rakı ya" "offf buz gibi bira" "şarap kadehi ve atıştırmalık pozları" gibi örnekler görüyorum ve bana aşırı itici böyle bomboş, çiğ karakterler gibi geliyorlar.

Aynı zamanda içkiye düşkün insanları da basit, boş karakterler olarak görüyorum milliyeti fark etmeden. Alkolik olmasa bile haftada 2-3 gün içenler bile bana öyle geliyor öyle hissettiriyor.

Sizin sosyolojik tespitleriniz ve görüşleriniz nelerdir?
0
i wanna go back
(06.09.25)
"ülkenin çoğunluk inancına göre de yasak olan"
yasak olan şey havalı gelir. Herkes özgürce yapabilse bu dediğin olmazdı. Mesela İngilterede müzikalde standupta trende sağda solda bira içmek çok normal. Kimse fotosunu instagrama koymaz ama koyarsa işten atılmaz mesela. Türkiye'de adam inanmadığı bir kutsal gün instagramda hikaye paylaştığı için işinden atıldı mesela.(pegasustan atılan adam olayı) Böyle olursa insanlar da tersini göstere göstere yapmaya çalışır.

Aynı şey sokakta ibadet edenler için de geçerli. Sen onun ibadetine karışırsan o da göstere göstere yapmaya başlar.
0
nhk ni youkosu
(06.09.25)
Sosyalleşmenin kolay yollarından biri, içki etrafına gerek pubda gerek evde gerek açık havada kolay toplanılıyor fakat sosyalliğin ana amacının içki olması bana tuhaf geliyor.Hadi toplanalım içeriz düşüncesi.

inançsız biriyim yazın ayda 1-2 bira içerim
0
grimavi
(06.09.25)
Ergenlikte sigara içmek havalı gelebilir ama içki için ilk defa böyle bir tabir duyuyorum. 35 yıldır içiyorum hiçbir zaman havalı olarak gören birine rastlamadım. İç içmeni çok fazla sebebi var en başta bağımlılık. Daha sonra sosyal meseleler. Ortam gerektirir bazen. Bazen cesaretlenmek için gerekebilir. Bazen sırf üzüntüden bazen de tam tersi kutlamak için ya da neşeden içilebilir. Ama alkol alayım havalı görüneyim diye bir şey duymadım ben.
0
ground
(06.09.25)
nhk+1 kim havalı dedi? 16 yasında icki içen ergenler mi size böyle lanse etti? onlar için havalı evet. güzel bi eventtir, övülebilir. rakı sofrası denen ortam diğer yemeklerden farklıdır. buz gibi içmeyi sevdiğiniz diğer içecekler gibi düşünseniz düşünmeye gerek kalmazdı siz orda alkole takılıyorsunuz buz gibi su, kola, limonata da güzel ama bira denince tırmalıyosa nhk+1 again
0
ala09
(06.09.25)
Ben kendimi bildim bileli içerim. Hiç öyle havalı bir şey olduğunu da, hava atmak için içildiğini de düşünmemiştim.
Öyle miymiş?
Ayrıca dini saiklerle veya değil, ağzına içki koymayan arkadaşlarım da var, kırk yılda bir içeni de var.
Ama içenleri basit, boş karekterler olarak göreni de hiç görmemiştim.
Tuhaf.
0
Mirket
(06.09.25)
öncelikle bir şeyin havalı olmasıyla, sağlığa ve vücuda etkisi arasında ters korelasyon var desek yeridir. tehlikeli sporlar havalıdır. risk alınan ticari hamleler havalıdır. o yüzden "bu zararlı ya, neden havalı ki" argümanını hemen bağlamdan çıkartmamız lazım. havalı != makul olan. aksi halde zaten bulgur pilavı yiyip, devlet memuru olmak ve belediye parkında hızlı yürüyüş yapmak havalı olurdu.

öte yandan her kesimde havalı değil. anadolu'nun pek çok yerinde havalı değil, aksine dışlanabileceğiniz bir şey. seküler, batı türkiyesi için yer yer havalı denebilir. çünkü özenilen batı kültürünün önemli bir ögesi. bu ilk sebebi bence.

ikinci sebep olarak da, bir tür sınıfı da gösteriyor. iyi içki kültürü olan, iyi içki mekanı olan insanlar yüksek bir sınıfı temsil ediyor. hem maddi durumları görece iyi, hem (bir şekilde) entelektüel seviyeleri görece iyi. bu da bu eylemi havalı yapıyor. yoksa kimse merdivenaltı bir mekanda kolonyaya benzeyen ev yapımı rakı içen alkolik amcayı romantize etmiyor. instagram'da lüks bir ortamdaki, güzel görünen kokteylleri görüyoruz.

kendi perspektifimden: ben haftada 2-3 içki içiyorumdur. evimde içki yok ama çok sık pub'a giderim. pub kültürünü hoş buluyorum. arkadaşlarımla yazın bira eşliğinde, kışın garip guçuk denediğimiz içkilerle sohbet etmeyi seviyorum. hem tatlarını seviyorum, hem ertesi gün iş yoksa kafamın hafif high moduna geçmesini seviyorum, hem ortamın sıcaklığını seviyorum. başka insanlarla sosyalleşmek için de iyi bir ortam olabiliyor.
0
gitdaddy
(06.09.25)
Yok. Havalı bir tarafı yok. Sigaranın da yok. Çayın da yok. Binaenaleyh, bir şey yemenin/yememenin, içmenin/içmemenin havalı bir tarafı yok esasen.

Bugün filmler, kitaplar, diziler, videolar, klasik ve sosyal medya b.k yemeyi "cool" bir şey olarak gösterirse, insanlar öyle olduğunu düşünecek.

Olayın bir kapitalizm boyutu var. Bir ürünü satan o ürünün vazgeçilmez olmasını ister. Burası cepte zaten.

Diğer taraftan, insanlık kendi tarihi boyunca uyuşturucu, uyarıcı ve keyif verici maddeleri hep kullanmış.

Birçok din, mezhep ve pratik; bunları ritüellerinde kullanmış. Yine birçoğu bunları yasaklamış.

Şahsen bu devirde insanın hem uzun vadede sağlığına zarar veren, hem kısa vadede muhakemesini bozan hem de cebini yakan bu tarz alışkanlıkları rasyonel/aklıselim görmesi mümkün değil. Ama nefis taşıyan insanlarız. İlla ki kendinize zarar veren alışkanlıklarımız olacak. İlla ki zararlı zevklerimiz olacak. İnsanız.

Ben kullanmıyorum, gereksiz buluyorum. Sigaraya ise daha da karşıyım çünkü edebiyle içen insan beni rahatsız etmezken, edebiyle sigara içen yine zehirliyor beni...
0
yadigar
(06.09.25)
Mobilden Ekleme:
Bir şeyin "yapılış şeklinin" havalı olması gerçeği var bir de. Bir insan rakıyı, sigarayı, kahveyi yahut çayı çok havalı bir tarzda içebilir. Yahut ceketini çok havalı bir şekilde çıkarabilir. Topu çok havalı bir şekilde sürebilir.

Atatürk'ün sigara ve alkol kullanmasına üzülürüm mesela. Adam cool. E rol model aynı zamanda. Haliyle etkilenir insanlar. Ama mesela Bizimkiler dizisindeki güzel insan Cemil Abimizin içtiği sigaradan, biradan kimse etkilenmez.
0
yadigar
(06.09.25)
Şöyle bir gözlemim var: kahve içmeyi Türkiye'de insanlar havalı bir şey olarak buluyor.

al ben de böyle görüyorum.
0
patronaj1
(06.09.25)
Bence havalı bir tarafı yok. Kahve uyku falan açıyor veya bir enerji veriyor. Alkol tamamen işlevsiz. Zaten yeni jenerasyon pek alkol almıyor
0
runaway
(06.09.25)
Toplum baskısı ve yasaklara karşı alaycı, antisosyal bir davranış modeli benimseme ile alakalı.
Sigara içilen ve içilmeyen bölüm yapılıyor; bütün sigara içenler sigarasız bölüme oturuyor :)
Ailede eğer içki kötü gibi bir baskı kuruluyorsa aynı davranış modeli de burada devreye giriyor. Halbuki içki bu kadar öcüleştirilmese ve kişinin kendi iradesine bırakılmış bir içecek gibi görülse belki de bu kadar cazip gelmeyecek özenen kişiler için; onlar için yasakları delecek bir aykırılık alanı çünkü. Halbuki dünya geneline bakınca her gün soda, su gibi içenler var bu normal karşılanıyor. Normal bilinçli tercih edenler ve bağımlı olanlar bu genellemenin dışında elbette.
0
titanic kemancısı
(06.09.25)
İçki içiyor olsaydın insanların bunu havalı bir şey gibi gösteriyor olduğunu düşündüğün şeyin havalı gibi görünmek olmadığını anlardın.

Senin tespitin içki içmeyen insanlara olan "hayattan keyif almayı bilmeyen insan" bakışıyla ve buna maruz kalmakla ilgili.

Ve evet, içki içmeyen bir insan hayattan keyif almayı bilmiyordur. Hayattan keyif almak havalı bir şey mi diye tartışabiliriz belki, o konuda haklı çıkarsın, havalı bir şey.
0
Bruce
(06.09.25)
Muhafazakar kesimin alkolü havalı bulduğuna inanıyorum. Yoksa alkolsüz içecekler şampanya gibi patlatılmaz, videolara çekilmezdi.

Dümdüz insanlar için sudan farkı yok. Mesela çay için de “tavşan kanı” deniyor. “Buz gibi bira”dan ne farkı var?

Not: Sosyal içiciyim, alkolik sevmem.
0
ruhen hastayim ben
(06.09.25)
Hocam Türkiye'de bunun birkaç sebebi var. Öncelikle resmi uyarıyı yapalım. Alkol sağlığa zararlıdır, uzak durun.

1-Türkiye'de genel sosyolojik yapının tersine hareket etmeyi oldukça havalı bulan bir kesim var. Bu sadece içkiyle alakalı değil. Mesela domuz eti yemeyi de çok cool bulan bir kesim var. Toplumun geneline ters gelen giyim tarzlarını da cool bulanlar var ya da türk kahvesi yerine 3rd wave kahve içmek gibi gibi... Avrupa'da hiçbir arkadaşımın domuz yemek üzerine saatlerce konuştuğunu duymadım. Türkiye'de özellikle beyaz yaka kitlede böyle bir konu var. Konu yani bu bunu konuşuyorlar özellikle yurtdışına gidip dönünce.

2-Fazla para harcamayı cool bulan bir kesim var. Bunlar da adisyonla övünüyor. Gittikleri mekanla övünüyor. Tabii içki de bunun en temel göstergesi oluyor onlar için.

3-Türkiye'de insanlar hayattan keyif almayı bilmiyor. Birçok insanın tek eğlencesi haftasonu avm gezmek, cuma & cumartesi akşamları da mekan gezmek. Ellerinde sadece bu olunca bu konuyu bir şova dönüştürmeyi seven bir kitle de var. Mesela Almanya'da insanların bir sürü uğraşı var. Hobi kulüpleri var, ilgileri var. Spor yapıyorlar, geziyorlar, özellikle bahçecilik ve doğayla uğraşıyorlar. Onlar için bunlar daha havalı sosyal aktiviteler. Bizde böyle bir kültür yok.

4-Bu kuşaklar arasında da farklı algılanan bir konu. Mesela bu bahsettiğiniz konu y kuşağına ait bir alışkanlık. Z kuşağı ise bunu uncool buluyor. Son dönemde sağlıklı yaşam trendi yükselişte. O yüzden özellikle avrupa ülkelerinde kendine iyi bakmak, longevity odaklı vb gibi alışkanlıklar daha havalı bulunuyor. Ama Türkiye trendleri geriden takip ediyor. Yani 2000'lerin, 90'ların o kendini dağıtan gençlik kültürü, umursamaz yaşam tarzı Türkiye'ye daha yeni geldi. Ama görün bakın önümüzdeki yıllarda türkiye'de bunu uncool bulan insanların oranı artacak.

Bir örnek, mesela katıldığım bazı parti ya da davetlerde y kuşağı pancara dönerken, z kuşağı genelde daha sağlıklı yaşam trendi sebebiyle daha kontrollü gidiyor. Ya da hiç içmiyor.

5-Aslında konu cool bulmaktan ziyade insanlar bunu kimliklerinin bir parçası olarak alma eğiliminde Türkiye'de. Tuhaf olan da bu.
0
anten
(06.09.25)
İçki içilen yerlerde, ya da yöresinde yetişen yerlerde standart bir davranıştır. Günlük ya da benzeri bir sürecin parçasıdır. Örneğin trakyada standart bir olaydır kimse havalı ya da havasız bir olay dahi görmez. İçen içer içmeyen içmez.

Bunun olmadığı ve genelde de anadolu taşrasında yetişen köylüler büyük kentlere falan gittiğinde standart içki içilen durumların bile başkalarınca havalı bulunduğuna ilişkin bir zana kapılıyor genelde. Bunlar içkiye genelde alkol almak diyen tipler olur. Normal içli İçen kişilerin inanın bu durum hiç umrunda değil. Belki yeni başlayan çoluk çocuk için havalıdır 20 yaşında tipler için falandır ona bir şry diyemem. Onlara yasak olan her şey havalı zaten.
0
sanal hayvan
(06.09.25)
Aynı şeyi sigara hatta "madde" için dahi düşünüyorum, bu tür kullanımların çok büyük çoğunlukla televizyon ve sosyal medya üzerinden yaygınlaştığını hatta özendirildiğini düşünüyorum ben. Vaktiyle sigara için bizzat doktorların "faydalı" dedikleri reklamlar yayınlanmıştı mesela. Eskiden alkollü içecek, sigara reklamları vardı. Bu hatta estetik operasyonlar için de geçerli, gözlerin bazı görüntülere alıştırılması mesela.

Bu da nasıl yapılacak, elbette havalı olduğu, bir üstünlük verdiği hissi oluşturulacak şekilde unsurlar kullanarak yapılacak. Özellikle benim çocukluğumda sigara alkol kullanımı kullanan kişiye tam bir özenilme, imrenilme katan şeylerdi, bir evde viski varlığı o ailenin zengin olduğu fikri vardı, daha çok değer veriliyordu falan.

Yani bir havalı olma durumu varsa bence çok büyük çoğunlukla havalıymış gibi yansıtıldığı içindir. Böyle yansıtılmazsa talep görmez, talep görmeyince tüketilmez ve varlığı sürdürülemez çünkü.
0
muhayyer divan
(06.09.25)
Benim gözlemime göre tek başına ya da yakın çevresiyle güvenli ortamda rahatlamak için içen insanlar genelde sohbeti güzel, iyi, güvenilir oluyorlar. Havalı diyemem ama yüzyıllardır İstanbul'da süregelen bir gelenek bu aksamcilik dediğimiz şey. Böyle de bir gerçek var.
0
sekizdokuzon
(06.09.25)
Keyif verici maddedir,
haftada iki üç gün icen bagimli olmustur,

birakmak boşluga düsurur.
0
designer
(06.09.25)
içki içmek havalı değil.
türkiyede muhafazakar olmamanın bir sembolü olarak göründüğü için bazı kişiler içki içtiğinin altını çizmek isteyebilir. bazı çevrelerde içki içmek özgürleşmek, zincirleri kırmak, yasakları delmek gibi algılanır ve havalı olur.
küpe takan erkekler, dövme yapan insanlar gibi...

ben içki içmeyi havalı bulmuyorum ama "ağğbbbiii rakı ya" "offf buz gibi bira" diyorum.
çünkü rakı ve bira seviyorum. biranın zaten sevdiğim tarafı soğuk içmenin en çok zevk verdiği içeceklerden birisi olması. kola ve maden suyu da soğuk içilir ama bira daha geç soğuyor ve soğuk içecek hissiyatını daha dolu dolu veriyor. işin ilginci soğuk içecek hissini dolu dolu veren bir başka içecek de ayran :)

bence içki içmenin havalı olmasına veya havalı bulan kesimin varoş olması konusuna fazla kafa yoruluyor. ben de mesela bu tartışmayı abes buluyorum. havalı bulan da bulabilir yani, havalı bulmak biraz ergen hareketi gibi geliyor bana veya yukarda yazdıgım gibi muhafazakar çevreden olmadıgının altını çizmek gibi geliyor. bu da muhafazakar çevreden çıkmayı tam olarak başaramamış kişilerde biraz kötü duruyor, bunu kabul ediyorum.

yani öyle kızlar tanıyorum ki, annesi eve kaçta geleceğini söylüyor, bakire ve gayet muhafazakar bir hayat yaşıyor, ama instagramda daha düzgün tutmayı beceremediği rakı kadehi ile poz veriyor. bu kötü evet. ama yine de ben "ağğbbbiii rakı ya" derim çünkü rakı müthiş bir içecek. bunu ayrıca konusuruz :)

edit: ekleme yapmadan edemedim ama bu tartışmalar cidden belli bir yaşın üzeri için çok boş geliyor. şöyle ki, içki içtiğini belli etmek bir gruba ben de sizdenim imajı verebilir, içki içilen ortamlara beni de çağırabilirsiniz mesajı verebilir, zira içki içilen ortamda içki içmeyen birisinin olması hoş olmuyor.
ama dediğim gibi belli bir yaş üzeri için çok saçma, çünkü bir kere 35-40 yaşından sonra hiç bir şey havalı gelmiyor :) kimse kimseyi umursamıyor. ayrıca içki daha dikkatli tüketiliyor, hem sağlık açısından hem de içip sapıtmamak açısından daha az tüketildiği için hava mava kalmıyor.
çok yukarlarda yazdıgım gibi bu konuyu tartışmak bile tuhaf. havalı bulan bulsun :)

edit2: yorumları okudum, güzel cevaplar var ama bruce'a katıldıgımı yazmadan edemicem. "Ve evet, içki içmeyen bir insan hayattan keyif almayı bilmiyordur."
hiç içki içmemek bana da hayatın sundugu bir zenginliği tatmayı reddetmek gibi geliyor. kimse alkol yüzünden sağlığından ve ilişkilerinden olmasın, alkolik olmasın ama içki içmek gerçekten keyifli bir hayat aktivitesi. bu da var olan bir gerçek. sıcak yaz akşamında buz gibi bira içip sohbet etmenin keyfi ayrıdır. veya güzel mezelerle rakı içip anason kokulu sevgiliyi ağzından öpmek falan güzel şeyler :)
0
abelardo
(06.09.25)
ya sen türkiye'ye ne bakıyorsun. türkiye'de insanlar eli yüzü düzgün bir restoranda makarna yesin, onu bile instagram'da paylaşır, üç gün anlatırlar 'off geçende bir makarna yedim' diye. tamamen yokluk ve eziklikten. bunun da temelinde ekonomi yatıyor.

avrupa'da birayı kiosk'tan alıp yürürken falan içiyorsun. suyla aynı fiyat. şarap desen kola fiyatına. al parkta bankta otururken iç. o kadar değerli bir şey değil. insanlar kolayca erişebiliyor. herkesin istediği zaman ulaşabildiği bir şeyle hava da atamazsın haliyle.

rakı romantizmini bunun dışında tutuyorum. o bambaşka bir gerizekalılık seviyesi. parayla pek ilgisi yok.
0
sir gawain
(06.09.25)
Ben bu tripleri çok anlamıyorum. Hocam kendiniz demişsiniz zaten. Alkol ülkede tabu. İnsanlar neyi havalı görsün çay içmeyi mi?

Söylediklerim kulağa agresif geldiyse özür dilerim ama "havalı" denen şeyin özü zaten bu. Neyine şaşırdınız ki?
0
akhenaten
(07.09.25)
avrupada da alkol normal, ot falan yasak.

onlara onu kullanmak havalı geliyor.

yani dedikleri gibi ney tabu, yasak, tü kaka, özgürlük göstergesi, büyümüşlük göstergesi vs. ise ona hevesli oluyor olabilirler.

bu arada ben de alkol içerken hiç havalı göründüğümü düşünmemiştim.

sokakta beypazarı sodamı yudumlarken daha çok havalı hissediyorum.
0
ananiyimioguz
(07.09.25)
Hayır yok.

En uyuz olduğum ve eleştirdiğim konulardan biridir, içki içmeyi havalı görünler. Üfff bir biçim, hatırlamıyorum diyenlere anlam veremiyorum. Lan hatırlamıyorsun dün eğlendiğini ne kadar saçma.

Birde üfff çok dertliyim ya, sevgilimden ayrıldım gidiğim rakı içeyim, iki bira içeyim diyenlere de uyuz oluyorum.

Yürüyün gidin lan. İçki dediğiniz millattan önce süregelen bir içecek.

Pandemi öncesi içki içmezdim, yurtdışı gezilerim çok güzel geçerdi. Pandemide ilk kez içki içtim, şimdi yurtdışı gezilerimde içki içiyorum. Gene güzel geçiyor.
0
put it in your appropriate place
(07.09.25)
icki icmek 20 yas altindaysan havali olabilir. cunku insan merak ediyor. 20 yas ustu icin pek bir esprisi yok.
18 yasinda bir kere sarhos oldum, kufelik. o seviyeyi denedikten sonra bir daha ona yaklasmadim, cunku gerek yok.

belli bir yastan sonra da is biraz rahatlamak icin "ihtiyaca" donuyor.
ben arada bir agri kesici ya da kafa dinlendirici olarak kullaniyorum.
herseyin asirisi zarar. ama "beyler alkolden kesinlikle uzak durun" demem.
zaten akli basinda olan bir bireyin boyle bir uyariya ihtiyaci yok.
sigara cok cok daha zararli.
0
cooperr
(07.09.25)
"ülkenin çoğunluk inancına göre de yasak olan"

Havalı olduğunu düşünmüyorum ama konu bu zaten. Yasaklar her zaman cazip hale getirir ama inançlılar, inanmayan herkesi her alanda kendi inançlarına zorlamak ya da inanmayanları baskı altında hissetmek yükümlülüğünde hissediyorlar. Bunlara direnç gösterip var olduğunu gösterme çabası haline dönüşüyor içki konusu da. Yoksa herhangi bir "havalı" tarafı yok.

Bu ülkedeki dini baskının %1'ini dincilere yapsan "28 şubat ühü ühü" ile pala ile sokaklara çıkıp insan yakmak arasında dönüş olur. Tebliğciler içki içilen mekanlara gidip insanları taciz etmekte, oruç tutanlar ramazanda oruç tutmayanlara sebep sormakta yanlış bir şey görmüyorlar mesela. Sokak ortasında namaz kılanların da sebebi ibadetlerine karışılması değil. Kendileri gibi olmayanlara ya da ülkenin resmi olarak şeriata geçmemesi sebepli bir gövde gösterisi. O yüzden @nhk için +1 vermedim.

Din temelli baskı ve tehditlerin olmadığı yerde içki üzerinden "havalı" ve "özenilen" bir şey olma konusu yaşlarından dolayı içki yasağı olan döneme kadar. ABD'de 23, Avrupa'da 20 sonrası alkol ve havalı olma konusu pahalı içki, kokteyl ya da mekan dışında yok mesela. Yani varsa da ya alkolikler ya da ben görmedim.
0
nawar
(07.09.25)
(14)

karşı cinsten gelen feedbacklerin azalması

duyurukullanıcısı
istanbul'un görece iyi bir yerinde kendi ofsimde sosyal bir yerde çalışıyorum. levent'in ortası işte. okul,kültür,kişisel bakım,sosyallik falan filan iyi yani. zaten işim gereği hiç tanımadığım insanlar ile konuşup anlaşmam gerekiyor ama bu insanlar genellikle 50+ patronlar vs.son zamanlarda karşı c
istanbul'un görece iyi bir yerinde kendi ofsimde sosyal bir yerde çalışıyorum. levent'in ortası işte. okul,kültür,kişisel bakım,sosyallik falan filan iyi yani. zaten işim gereği hiç tanımadığım insanlar ile konuşup anlaşmam gerekiyor ama bu insanlar genellikle 50+ patronlar vs.

son zamanlarda karşı cinsten aldığım feedbacklerde düşüş var. mesajlarıma dönmüyorlar. muhabbet uzamıyor hemen kesiliyor. normalde hiç böyle olmazdı hatta karşı taraf acayip istekli olurdu falan. bende fazla uğraşmazdım. şimdi mevzu tersine döndü. neden? çözemiyorum.

genel bir search ettiğimde şöyle bir psikolojik ve sosyolojik durum çıkıyor.genel olarak kriterlerin çok yüksek olduğu toplumsal mekanlarda insanlar o kadar çok profil görüyor ki beklentileri çok yükseliyormuş. o sebeple kimse ile flört etmek istemiyormuş vs. belki buradan olabilir ama bilemiyorum. yani mesela şehrin en zengin yerinde date'de kimseyi bulamıyorsun çünkü herkes için kriteler yüksek ama şehrin orta halli yerinde rockstarsın çünkü herkes normale bile ok gibi
yaş 35+, bi 7-8 kilo fazlam var ideal kiloma göre.

ama arkadaş bu kadar da olmaması gerekiyor.mühendis olduğum için alt alta yazıyorum mesela ne eksik diye öyle aman aman bir eksiğim de yok. ama ilgi ve date sayısında ciddi düşüş var. geri dönüşlerde de düşüş var.

-potansiyel nedenler;
1-instagram sayfam çok kötü. öyle kafama göre internette gördüğüm resimleri bile post diye paylaşıyorum. normalde foto çekilmiyorum o sebeple öyle süper fotolarım olmaz. onun dışında normal insan sayfası.

2-işim biraz stressli olduğu için normal bir günde suratım biraz durgun veya asık olailir. bir çay kahve içen bir daha gelir ama. şunu çok söylüyorlar. "sen baya gülüyor, şakalar yapıyormuşsun" eee herhalde aq. ama her gördüğüm insana değil.

3-giyimde falan biraz kendi tercihlerim var.yine smart casual ama alışılagelmiş şeyler giyinmiyorum. mesela full siyah, polo yaka, standart gömlek gibi standart erkek itemleri giyinmiyorum. biraz daha renkli ortamın bir tık dışında.

4-tatil yok gibi birşey. iş dolayısı ile yapamıyorum. tatil vari şeyler de yok gibi. konsere falan gittiğimde de çok ciddiye alıyorum full sahneyi izliyorum vs.

psikiatristim ile konuştum bu özellikle mekanların insanlar üzerine etkisine değindi. biraz farklı yerlerde takıl falan dedi de anlamadım yani nereye gideceğim ki?

sizde durum nedir? instagram sayfasının date trafiğindeki önemi nedir sizce? ne yapsam insan ilişkilerim biraz daha rayına oturur?
0
duyurukullanıcısı
(06.09.25)
erkek adam 3 kelime bilir, ateş yakar. instası varsa geydir. 35+ ve bekarsa muhakkak bir sorunu vardır. ayrıca mezara girecek yaşta ne date'i ya? yok mu anan baban?
0
Karim iceride uyuyor ben seni dusunuyorum
(06.09.25)
Zengin adam instagram date peşinde niye koşsun zaten ortamı bol, seçenek çok çevresinde. Görüp, tanışıp beğendiğine yürümek özellikle 35 yaş üzeri erkekler için daha mantıklı geliyordur çevresinde kadından çok bol ne var niye efor sarf etsin ki? Aynı şey zengin kadın için de geçerli instagramda gördüğü insta profile zengin kadın da atlamaz.

Yüzeyel tanışmalardan ziyade gerçek yüz yüze tanışmalı ve iletişim kurabileceğiniz network ortamı olması lazım yoksa 35 yaş üzeri herkes kadından da erkekten de bıktı adeta niye uğraşsın 20’lik gençler gibi.

Kriterlerin yüksek olduğu toplumsal mekanlarda takılırken birinin gelip doğrudan tanışma teklifinde mi bulunsun istiyorsunuz? Eğer beklentiniz bu yöndeyse gerçekçi değil çünkü sosyal profilin yüksek olduğu ortamlarda erkeklerin çoğu böyle “düzgün” mekanlarda tacizci muamelesi görmek istemeyecektir çünkü karşıdaki kadını tanımıyor ve nasıl tepki vereceğini bilmiyor olma ihtimali yüksek.
0
titanic kemancısı
(06.09.25)
Hocam tum denklemi "begenilmek" uzerine kurmuşsun. Sen kimi begeniyorsun? Begendigin kisiyle sen niye gidip konusmuyorsun?

Iliski yasamak degil de sadece begenilmek istiyorsun sanki.
0
brkylmz
(06.09.25)
Saydığın potansiyel nedenlere göre zaten daha önce nasıl pozitif fb alıyordun ki? Ne yapmaya başladıysan onu bırak ve fb almaya devam et madem? İnstagramı da çok ciddiye alma.
0
thesomberlain
(06.09.25)
Kusura bakma ama şurada 3 satırda anlatacağın derdini bile kendini övmekten uzattın. Gerçek hayatta da böyleysen insanlar soğur, irite olmaya başlarlar.
0
gobekliraki
(06.09.25)
Abi öf be, öv kendini öv öv. Feedback düştüyse, neyi değiştirdin onu hatırla ve çöz.

Insta'da internette gördüğün fotoları paylaşıyorsan bildiğin dayısın sen. Onun da alıcısı var ama senin aradığın insanlar onlar değil diye düşünüyorum. E kaçırırsın herkesi. Narcos'taki Pacho gibi giyinirsen ilginç olabilir, havuz daralır. Yaş 35 evde kalmışsın, psikolojik deli itemlerine sahipsindir kafa olarak. Daraldı havuz. Kilotların var 7 8 tane fazladan, göbek diyoruz ona. Dapdar havuz. Ben şimdi mühendis olmadığım için alt alta değil soldan sağa yazıyorum. PsikiYatrist seni kerizliyor, evet onunla çözersin.

Ben şimdi Shepard olduğum için mesela senin kendine iltimaslı baktığını yazdıklarından görüyorum. Aman aman ekSİKin yoksa niye başın bağlı değil? E var eksik işte. Şansızlık da diyebilirsin ama deme, yoksa kendi eksiklerimizi göz ardı ederiz.

Insta önemli. İlk intibanın özeti orada sonuçta. Hobi mobi, etkinlik, iş çevresi. Başka da düzenli ortam yok, düzensizlerde de şans işi denk gelmek.

-Mühendis deYilim. XD
0
Shepard
(06.09.25)
yüzüme yüzüme atın toprağı hacılar... acımayın...
0
🌸duyurukullanıcısı
(06.09.25)
instagramla alakasi oldugunu düsünmüyorum. 20 yasinda olsa evet insta ve tiktokunun olmasi lazim derdim :D
0
sonsuz
(06.09.25)
dümdüz sıkıcısın tatil bile yokmuş e ne o zaman seninle olan birine ne katacaksın haftasonu starbucksa mı götüreceksin. ama bu ilişki yaşamana engel değil hiçbi özelliği olmayaninsanların da hayatında birileri olabiliyo ilişki kurmakla sıkıntınolabilir ve biraz shepard+ bir de anlatımın sonradan görmüşlük hissi verdi uh
0
ala09
(06.09.25)
Yanlış ortamdasın. Erkek adamın parası varsa kadın daima vardır. Biraz gösterişçi ol ve tavlamak istediğine yedir içir.
0
runaway
(06.09.25)
Bence süreklilik duygun bozulmuş, sürekli olan ama umursamadığın şey birdenbire yok olunca kendinde eksik aramaya baslamissin. Gerek yok diye düşünüyorum, böyle dönemler olur herkesin hayatında.
0
encokbenisevinnolur
(06.09.25)
hiç ama hiç çekici bir adam değilsin. bu zamana kadar iyi kötü bir şeyler yapmanın sebebi karşı cins havuzundaki abaza ve boşluktaki kızların şimdikine göre daha çok olmasıymış. yaş ilerledikçe havuzun daralmış, sonuç olarak abaza ve boşluktaki kadınlara erişimin azalmış. üstelik sen daha da sıkıcı birisi oluvermişsin.
0
abelardo
(06.09.25)
Sıkıcılıkla alakası yok
Girişkenlikle alakası var daha fazla ortam gerekli
Belki spor filan eksik onlar giderilmeli
Kıyafet düz olunca maalesef kadınların ilgisi çekilmiyor

Bir tık farklı ve iyi giyindiğimde bakışları farkedebiliyorum ama aynı kıyafetle çıktığım date mesela başarısızdı yinede biraz çekici giyinmek lazım bende yapmasamda

Sıkıcılık değil bence, tavlayan nasıl tavlıyor pek fikrim yok malesef
0
kararsızataletfilozofu
(07.09.25)
psikoterapi vaktin gelmis baba.
0
baldur2
(07.09.25)
(21)

Gençler kaç yaşında?

michael_knight
Gençler, gençlik, genç dendiğinde üzerinize alınmayı kaç yaşında bıraktınız ve bırakmalıyız?
Gençler, gençlik, genç dendiğinde üzerinize alınmayı kaç yaşında bıraktınız ve bırakmalıyız?
0
michael_knight
(04.09.25)
28 yaşında bıraktım ben.
0
matilda
(04.09.25)
30
0
sir gawain
(04.09.25)
Bu sene bıraktım. 38.
0
sekizdokuzon
(04.09.25)
28'de bıraktım.
0
Karim iceride uyuyor ben seni dusunuyorum
(04.09.25)
35
0
gabe h coud
(04.09.25)
Ben 25’te bıraktım. Ama gençlik artık 30 sonrası bitiyor sanki.
0
ezkaza
(04.09.25)
Bence gençlik 25te bitiyor ama yaşlılık 65 sonrası. O ara dönem hayatın en üretken ve gold aralığı iyi değerlendirilirse. Gençlik full motivasyon ve enerji doludur ama bu kör göz motivasyonla çok fazla hata yaparsın buna rağmen pes edilmez, toparlanması kolay olur. Gençliğin bütün avantajı bu bitmeyen motivasyondur; 30’dan sonra enerjini neye harcadığın kıymete biner daha stratejik olursun. Rönesans tablolarında bazen gençliğin verdiği hatalar ve toyluklar bu nedenle fazlaca resmedilmiştir ama onlarda gençlik 14-20 arasıydı 40’ı gören yaşlı sayılırdı :) Şimdi bayağı iyi durumdayız aslında.
0
titanic kemancısı
(04.09.25)
Gerçekten genç olanlarla (18-25)düşünce biçimlerimizin ne kadar değişik olduğunu farkettiğimde ve kendimi bizim zamanımızda diye cümleler kurarken bulduğumda artık genç olmadığımın farkına vardım, bir de çevremdeki insanların çoğu benden küçük olmaya başladı, yaş olarak 40tan sonraya tekabül etti.
0
(04.09.25)
Gı +1
Gerçek gençlerle içli dışlı olmaya başlayınca ok boomer oldun şimdi geçmiş olsun demeye başladın.

30 olduğum zamanlara tekabül ediyor.
0
Bruce
(04.09.25)
30 sonrası bence. hiç de 30s is the new 20s değil.
0
deartheodosia
(04.09.25)
ben 30a kadar genctim başkalarını genç görme sınırım 27. 30da da gencligi birakip birden "abla" oldum 30s is the new 40s o zaman
0
ala09
(04.09.25)
Bu konu tamamen göreceli bence. Bir gün lokantada yaşlı ama dinç bir amcayla aynı masada denk gelmiştim. "Şimdiki gençler çok tembel. 50 yaşında emekli oluyorlar." demişti. Kendisi 75 yaşındaydı. Bir de işin vefat boyutu var. 70 yaşında kaybedilen birisine "Daha gençmiş" deniyor.
0
isiaha
(04.09.25)
80 falan.
0
makarnavodka
(04.09.25)
Bana kalsa ben bırakmam, ruhum genç ancak vücudum yaşlanıyor ve bırakmak zorunda kalıyorum, sanırım bu yıllarda bu iyice hissedilir hale geliyor. Yaş 38
0
va
(04.09.25)
41 yaşındayım. Birkaç sene önce pazarda, markette abla diye hitap edilmesini garipsememeye başladığımda artık genç olmadığımı kabullendiğimi fark ettim. Gerçi çocuklar teyze yerine abla deyince mutlu olmuyor değilim. :)
Unumu eledim, eleğimi astım kafasında değilim. Ama yaşlanmaya başladığım gerçeğiyle barıştım.
0
auroraaurora
(04.09.25)
35 itibariyle
0
cooperr
(04.09.25)
28'de bıraktım.
0
nawar
(04.09.25)
@ezkaza+1
Valla ben de 25 yasinda biraktim genc oldugumu dusunmeyi.
0
j r r tolkien hayrani
(04.09.25)
tanımadığım gençler bana 'dayı' diye hitap etmeye başladığında genç olmadığımı anladım. 40 yaş sonrası.
...
yeri gelmişken kamu spotu; dayı demeyin gençler, içten içe sinir oluyoruz.
0
g7mor
(05.09.25)
30um genç lafını halen daha üzerime alınıyorum 40ta bırakırım heralde.

kişiden kişiye göre değişiyor babam 66 yaşında, biri ona amca diyince bozuluyor. abi demeleri gerekirmiş mesela.
0
Hallegadola
(05.09.25)
40 yasindan once halen herkes genc bence.
0
turkuaz
(05.09.25)
(13)

Şöyle bir story görseniz nasıl yorumlarsınız?

pembe nohut
Hiçbir context olmadan bir anda paylaşılan şöyle bir story https://imgur.com/a/2TyIeaS
Hiçbir context olmadan bir anda paylaşılan şöyle bir story imgur.com
0
pembe nohut
(04.09.25)
Lessie bize bir şeyler anlatmaya çalışıyor. Anlamadığıma göre hedef ben değilim der üzerine kafa yormadan geçerim
0
grimavi
(04.09.25)
Her story de zoom yapılamıyor. Yapılıyor mu diye bakarım. Yapılıyorsa iyi derim sonra da devam ederim. O kadar saçma ki saçma diye bir düşünce bile geçmez kafamdan
0
kisa
(04.09.25)
grimavi +1
arkadaş gibi konuşayım: senin kafana seçim otobüsünden kitap fırlatmak istiyorum.
0
deartheodosia
(04.09.25)
Fotodaki kız postu paylaşan kişiyse eğer, güzel kızların contexte ihtiyacı yoktur. Bütün sempatimle güler geçerim.
0
beyfendi
(04.09.25)
metin öylesine bir metin, hiç yazı da olmayabilirdi. maksat o fotoyu paylaşması. bir iki saniye vücudu süzer geçerdim herhalde, üzerine bir şey düşünmezdim.
0
sir gawain
(04.09.25)
Seksiyim ve bunu göstermek için herhangi bir bağlama ihtiyacım yok demiş.
0
Bruce
(04.09.25)
Yazik kiza arabadinin benzini bitmis yolda kalmis cekici cagiriyor galiba
0
sonsuz
(04.09.25)
hanim kizimizin türkcesi gooble translate terk.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(04.09.25)
Şimdi yaptığım gibi; memelere zoom ve dudak bükme hareketi.
0
gabe h coud
(04.09.25)
Alfa mı beta mı z kuşağımı hangi gruptaysa .......
0
mikahakkinen
(04.09.25)
Böyle bir story görsem ben ne yapıyorum burda diyip şöyle bir durup kendime bakardım. Sonra arkadaş listemde temizliğe giderdim
0
limonlu eksi
(04.09.25)
Bence çok tuhaf değil ya kız estetik olduğu için sırıtmamış sonuçta ama sosyal medyada profillerin hangi tarzda paylaşım yaptığı az çok belli zaten. Bu şekilde çok fazla pozu vardır, estetik bir poz der geçerim.
0
titanic kemancısı
(04.09.25)
gencim güzelim context önemli değil istediğimi paylaşırım kafası. bomboş bir karakter gibi görünüyor. ayrıca 65 litre deposu olan bir araç büyük ihtimalle SUV'dur. ya SUV sürüyor yada SUV'lar içinde sürünüyordur.
0
false pretension
(04.09.25)
(5)

Temu siparişinin kara yoluyla gelmesi

titanic kemancısı
Temu’dan bir çok kez alışveriş yaptım ilk defa paketi böldüler bir tanesi karayoluyla geliyor. Önce Çin’den Kazakistan’a geçti, Kazakistan’dan da Azerbaycan’a gidiyor şu an 10 gün sürecekmiş, sonra Gürcistan Doğu gümrükten bir giriş daha yapacakmış. Aldığım şey de 380 tl bir ürün; çok ucuz bu kadar
Temu’dan bir çok kez alışveriş yaptım ilk defa paketi böldüler bir tanesi karayoluyla geliyor. Önce Çin’den Kazakistan’a geçti, Kazakistan’dan da Azerbaycan’a gidiyor şu an 10 gün sürecekmiş, sonra Gürcistan Doğu gümrükten bir giriş daha yapacakmış. Aldığım şey de 380 tl bir ürün; çok ucuz bu kadar kilometre yolun benzini bile daha fazla fiyat tutar garip geldi bu durum. Daha önce böyle kargosu gelen oldu mu esprisine merak ettim daha çok ? :)
0
titanic kemancısı
(30.08.25)
3 parça ürün aldım. Bölündü normal yoldan gelenler üç kuruşluk şeylerdi. Kurye ne getirdiğini görse eminim kendini değersiz hissederdi. Bunun için mi çıktım üç kat diye. Diğer parça 10 gün sonra falan karayoluyla geldi. Oluyor öyle. Adamların pazarlama organizasyonu mucize gibi bir şey. Akıl ermiyor.
0
Mirket
(30.08.25)
Abi senin gibi 10 bin kişi sipariş varsa 10 bin parça ürün yapar. Karayoluyla gelmiyor da olabilir, trenle gelir bir noktaya kadar, tren bittiği noktada karayoluna geçer falan.

Yani zaten senin sattığın ürün tek başına gelmiyor, binlerce şeyle beraber geliyor.
0
logisticsmanager
(30.08.25)
@logisticsmanager çok haklısın ama Türkiye’de şehir içi kargoya 400-500 tl istendiği için ve 1000 tl üzeri kargo bedava vs dendiği biz alışmamız biraz da ondan hayret ediyoruz aslında XD
0
🌸titanic kemancısı
(30.08.25)
büyük hacimli ürünleri karayolu ile yolluyorlar. bir de bazı opsiyonlar var. ben kulak yıkama cihazı aldım kara yolu ile 700 lira. hava yolu ile 1000 liraya denk geliyordu.
0
onheil
(30.08.25)
Oldu, bir top tela alayım dedim, beş altı ülke gezip geldi. Aynı siparişte aldığım diğer her şey standart zamanında, tek pakette geldi.

Edit: nereleri gezmişti bir bakayım dedim, Çin > Kırgızistan > Özbekistan > Türkmenistan > İran > Türkiye
0
kobuzchu kiz
(30.08.25)
(5)

Anadolu yakası profiterol

basubadelmevt
Efsane bi profiterol yemek istiyoruz. Anadolu yakasındayiz. Pahalı da olabilir yeter ki iyi olsun.Nereler var guncel?
Efsane bi profiterol yemek istiyoruz. Anadolu yakasındayiz. Pahalı da olabilir yeter ki iyi olsun.

Nereler var guncel?
0
basubadelmevt
(28.08.25)
Nazar şubeleri açıldı bir sürü
iyidir
Ya da idealtepe manolyanin fıstıklı profiterolu ama. Normali değil.
0
kisa
(28.08.25)
pelit çok güzel ama tuzlu (fiyat anlamında)
0
neira
(28.08.25)
Divan’ın Suadiye ve Akasya avm şubelerinden birinde de yiyebilirsiniz güzel olur ama pahalı biraz.
0
titanic kemancısı
(28.08.25)
Ben profiterol konusunda nedense yıllar boyunca en çok özsüt'ünkini beğendim, bir şans verin.
Manolya diyorum ben de +1
0
atom karincanin torunu
(28.08.25)
maps.app.goo.gl

vedat milor ve ayakustu lezzetler’in onerdigi bir yer. ben de birkac kez yedim, oldukca guzel ama daha iyilerini de yemistim.
0
lemmiwinks
(28.08.25)
(8)

Trafikte yayaya yol verme

pembediken
Ülkemizde büyükşehirlerde pek yaygın değil gibi diğer şehirlerdeki durumu bilmiyorum. Trafikte çok araba olsa da olmasa da fark etmiyor sanki. Siz araba kullanırken yol veriyor musunuz? Ve yayayken yol verilmesini bekliyor musunuz?
Ülkemizde büyükşehirlerde pek yaygın değil gibi diğer şehirlerdeki durumu bilmiyorum. Trafikte çok araba olsa da olmasa da fark etmiyor sanki. Siz araba kullanırken yol veriyor musunuz? Ve yayayken yol verilmesini bekliyor musunuz?
0
pembediken
(28.08.25)
sağımdan veya solumdan hızlı araç geçmiyorsa mutlaka yol veriyorum. aynaya bakıyorum arkamdakiler öküz gibi geliyorlarsa vermiyorum. ya bana ya da yayaya çarparlar.
0
rodeocu
(28.08.25)
Mümkün olduğunca veriyorum elbette ancak yayanın uyması gereken kurallar var kanunda yazılı; ışık varsa ışığı bekleyecek. Yaya geçidinin sağından yol müsaitse geçişe başlayacak. Eğer bu kurallara uymadan zank diye yola fırlıyorsa da çarpmamak için veriyorum ama bazı yayalar hiç bakmadan atlıyor; fren mesafesinin ne olduğunu bilmiyorlar çünkü. Araba zaten dibindeyse anında duramaz, şemsiyesi olanlar da yolu göremiyor özellikle yağmurlu havalarda. Benim yolumun üstünde bir tane nokta var maalesef kaldırımlar dar; şehir planlaması kötü ondan kaynaklı biraz da. Metro çıkışının dibinde hemen yaya geçidi var; bir adım duvardan dönüp diğer adım yola çıkıyor yaya. O noktayı bildiğim için ben yavaşlıyorum ama bilmeyen birisi çok rahat çarpar çünkü yayanın geçişe başladığını gördüğün an zaten önünde bitiyor öyle bir yer. Bir diğer problem yaya geçidi önü ve gerisine park eden kamyon gibi geniş araçlar kör nokta yaratıyor ve yaya gözükmüyor. Temkinli geçiyorum böyle yerlerden çünkü gerçekten yola bakmadan fırlayan oluyor, araç içi kameram var bu tarz durumlara önlem amaçlı.
0
titanic kemancısı
(28.08.25)
Yaya geçidindeyse hep duruyorum. Değilse, yaşlı, çocuk, engelli, eşya taşıyan vs. durumlarda mğmkğn mertebe yol veriyorum.

Yaya geçidi bulunan tümseği u dönüşü için kullanan motorlara da asla yol cermiyorum.

Kendim yayayken ışık/yaya geçidi kullanıyorum varsa. Kendimim ehlikeye atmamaya gayret ederek atlıyorum yola, durmalarını bekliyorum. Durmayanlara bileniyorum...
0
yadigar
(28.08.25)
Yaya olarak bana Allah rizasi icin yol vermeyin. Alismamisiz bunca sene, gormemisiz yol veren sofor. Yol verildigni gorunce bosa strese girip hizli hizli, kosarcasina geciyorum. Hele yazin hava da sicak oluyor, bazen de elimde posetler falan oluyor sallana sallana yururken, aniden yol verip duruyor bir Kamil, hemen geceyim ayip olmasin diye kan ter icinde kaliyorum, stres oluyor insan durduk yerde:) Dunya hassas kalpler icin cehennemdir.
0
freedonia
(28.08.25)
İstisnasız yol veriyorum. Bir kere yaya geçidinden hızlı geçemezsiniz, her daim duracakmışsınız gibi geçmelisiniz. Birisi yola atlar feleğiniz kayar.

Ben yaya olmasa bile yavaşlıyor, yaya geçişini geçtikten sonra hızlanıyorum. Zaten olması gereken budur. Böyle risk 0 oluyor.

Yayayken ise kesinlikle yol vermesini bekliyorum. Eğer kaza olursa suç araçta oluyor ama yaya, sağını solunu kontrol etmediyse; yaya da kısmı suçlu oluyor.

Ben nası herkese yol veriyorsam herkes de bana verecek. Kurallar böyle benim keyfim değil.

2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 74. maddesine göre:
“Görevli bir kişi veya ışıklı trafik işareti bulunmayan ancak trafik işareti veya levhalarıyla belirlenmiş ... yaya veya okul geçitlerine yaklaşırken, yavaşlamak, varsa buralardan geçen veya geçmek üzere bulunan yayalara durarak ilk geçiş hakkını vermek zorundadırlar.”

Yani yaya geçindinde duramadım, kör noktaydı göremedim diye bir şey yok. Yaya olmasa dahi yaya geçidinden geçerken yavaşlanır.
0
substituent
(28.08.25)
İstanbul'da yaşıyorum, evet yol veriyorum. Yaya orada sabırla bekliyorsa şeridi ortalayıp gerekirse arkadakileri de yavaşlatıyorum.

Yaya iken de bekliyorum elbette yol verilmesini ama çoğu kişi vermiyor. Ancak ben yola atlayınca veriyor, sonra onun durduğunu gören de duruyor. Öyle yolun kenarında yaya geçidinde adam bekliyor dur şuna yol verelim yok buralarda :)
0
chicha_v2
(28.08.25)
Ben kesinlikle yayayken arabalara güvenip yola atlamıyorum, kimsenin yol vermesini beklemiyorum. Öyle bir algı oluştu ki yayalar, bana nasılsa yol vermeli diye hızla gelen aracın önüne atlıyor, bu nedenle bir sürü ölüm ve kaza yaşandı.

Araba kullanırken arkadaki trafiğin durumuna ve hızıma göre veriyorum, bazı yollar çok işlek oluyor ve araçlar hız limiti falan takmıyor, böyle yollarda hemen dibimde özellikle büyük araç varsa kaza yaşamamak için vermiyorum ama tabii ki yaya yola atlarsa vermek zorunda kalıyorum.
0
lamborcini
(29.08.25)
ben yaklasik 6 yildir almanya'da yasiyorum. yayalara yol vermeme gibi bir ihtimali aklimdan bile gecirmedim. turkiye'de ise oyle bir trafik var ki vermek kazaya neden olacakmis gibi geldigi icin bazen vermiyorum.

bu nasil duzelir bilmiyorum insanlar bu kurali uygulamiyor ve uygulamak isteyenleri de bir sekilde engelliyor. en basit kurallardan bihaberler. kurallara uymak insanlarin canini daha cok tehlikeye atiyor.
0
bohr atom modeli
(29.08.25)
(6)

Sizce bu belirtecegim piyasada bir boşluk var mıdır

encokbenisevinnolur
instagram haber akışında bir post düştü önüme.Bir psikoterapist yazmış, psikologlarin cogunun instagram kullanma biçimlerinin (içerik biçimlerini, özel hayat paylaşımlarını, samimi görüntü verip ihlalde bulundukları vs) mesleki olarak etik disi olduğunu; ilgili etik kitaplarindan kaynak/referans ver
instagram haber akışında bir post düştü önüme.

Bir psikoterapist yazmış, psikologlarin cogunun instagram kullanma biçimlerinin (içerik biçimlerini, özel hayat paylaşımlarını, samimi görüntü verip ihlalde bulundukları vs) mesleki olarak etik disi olduğunu; ilgili etik kitaplarindan kaynak/referans vererek anlatmış.

Kişinin profilini inceledim, anlattığı şeye tam örnek bir sayfası var.

Neyse, mesela oturup uğraşsam ve bu anlamda etiğe uygun bir şablon uretsem, sosyal medya yönetimi ve içerik üretimi anlamında, satar mı dersiniz? Böyle bir talep var mıdır?

Denemeden de bilinmez de, sektöre es dost aracılığıyla ya da kendisi olarak, aşina olanlarınız ne der?
0
encokbenisevinnolur
(27.08.25)
Zannetmiyorum.

Ne mesleki ne de genel etik kimsenin umurunda değil. Zaten iletişim etiği, kurumsal iletişim marka bilmemnesi bin türlü yayın var ancak günün sonunda aldığın etkileşim önemli...
0
anon1m
(27.08.25)
Türkiye'de talep olmaz. Dünyada da bence olmaz.
0
Shepard
(27.08.25)
1- Kullanıcı kitlesi(psikologlar için potansiyel danışanları) tarafından algılanacak ve fark yaratacak çok önemli bir kriter değil
2- Şablona verilecek para yerine pazarlama ajansına “al bu benim param bana şu işi yap” deyip doğrudan içerik yönetimi yaptırabilirler.

Bu durumda sadece şablon satmak satış avantajı getirmez size.

Ha ne zaman ki devlet “etik kurallar dışında post çıkmak yasak” derse danışmanlık paketi şeklinde ancak satabilir ki o kriterleri de devlet kendi belirler çoktan.
Mevcut şartlarda uygun bir pazar avantajı yok.
0
titanic kemancısı
(27.08.25)
Satmaz. Türkiyede etiğe kim uyuyor ki. Kimsenin böyle bir derdi yok.
0
mikahakkinen
(27.08.25)
Sektörden kendim olarak bildiriyorum. Etik kodlar biraz göreceli, ama yine de dediğin gibi belli başlı kaynaklara dayanarak böyle bir şablon üretmek mümkün. Öyle bir şablon hazırlarken göreceksin ki bu etik olayının en can alıcı yanı danışanın mahremiyetini korumak ve terapistin kişisel bilgilerini hayat tarzını vs ifşa etmiyor olması. E bu da sosyal medya kullanıcısı için çok sıkıcı oluyor. Yani sosyal medyanın kuralları ile çok temel bir yerden bir çakışması var. O yüzden etik kodlara uygun takıldığında çoğu kullanıcı için sıkıcı oluyor, bir takım kitabi bilgiler, maxx kaliteli yorumlarla sınırlı kalıyor. Bu ürünün de alıcısının az olacağını tahmin ediyorum. Hani takipçi peşinde olmayan ama benim de sosyal medyada bi kartvizitim olsun ve etik bir imaj vereyim diyen terapistler tercih eder.onun da sayısı üç.
0
benim bir gizli bildiğim var
(27.08.25)
buse aydin'in populer bi psikolog oldugu ulkede sizce boyle bir talep var midir
0
aguen
(28.08.25)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.