eşinizin çalışıp çalışmadığından bağımsız söylüyorum. kendisi anne olarak çok büyük bir sorumluluk üstlenmiş durumda. ufaklığın yemeğiydi, temizliğiydi, osuydu busuydu derken çok iş yapıyor. yoruluyor ve kafası sürekli dolu durumda. stres seviyesi emin olun sizin iş hayatınızdaki stresten daha fazla olabilir. iş dediğin ne olacak? işleri sallasanız en fazla para kaybedersiniz. ama eşinizin işleri sallaması mümkün değil. burada sizin iki sorumluluğunuz var:
1- eşinizin üzerindeki stresi, yorgunluğu azaltmanız lazım. bunu da iş olarak değil, keyifle yapıyor olmanız lazım normal şartlarda. eşinizin yapması gereken işleri ne kadar azaltırsanız, ne kadar çok iş yaparsanız, bu size hep olumlu sonuçlar getirecek. eşiniz daha az stresli, daha mutlu olacak. mutlu anne, mutlu çocuk demektir. mutlu çocuk, mutlu ev demektir. mutlu ev, işyerindeki stresinizi bile azaltır. bu da ikinci sorumluğunuza getiriyor bizi:
2- allah uzun ömür versin, bebeğiniz birden büyüyecek. yıllar çok çabuk geçiyor. şu anda masrafları çok yüksek değildir ama büyüdükçe masraflar artacak. buna hazırlıklı olmanız lazım. hem çocuğa alacağınız oyuncak, kıyafet, kitap vs anlamında, hem de atıyorum özel okul, atıyorum tatil vs. gibi bir dolu masraf kapısı var. bunlar herkesin kendi bütçesine göre ama emin olun, işin içine çocuk girince her şey insafsızca pahalılaşıyor. bol bol birikiminiz olmalı ki, kendinizi rahat hissedin, rahatça para harcayın. bunun yanında bir de hem kendiniz için, hem de çocuğunuz için yatırım yapmanız lazım. siz babasınız. baba dediğin para kazanır, ailesinin karnını doyurur, aç bırakmaz, açıkta bırakmaz. açıkta bırakmamak ne demek? ev. eviniz vardır yoktur ama neden 2 ev daha olmasın? örneğin benim babam sağolsun bir kaç ev bırakıyor. bu da bana bir güvence veriyor. yeri geldiğinde daha az para kazanacağım ama güvenli bir iş yerine, çok çok daha fazla para kazanabileceğim riskli bir işe yönelebiliyorum. en kötü ihtimalle, bir kaç evin kirasıyla iyi kötü yaşayabileceğimi biliyorum.
babam 81 yaşında, hasta ama hala çınar gibi. çünkü zamanında hem maddi, hem manevi yatırım yapmış. büyüdüğüm ile gidip babamın ismini versem, her kapı hala açılır bana. "herkes baban çok iyi bir insan, baban yardımsever bir insan, hepimize çok iyiliği dokundu" derler, bana yardım ederler. ben de babam gibi olmaya çalışıyorum. oğluma sadece mal mülk değil, güzel bir soyismi bırakmak istiyorum. ben de babayım ve hayattaki tek gayem, oğlum büyüdüğünde güzel bir soyismi olması.
siz de bunları düşünün. sizin sorumluğuluğunuz kendinize karşı da değil, eşinize karşı da değil. hepsi çocuğunuz için.
0